Küçük Prens’ten Büyüklere 10 Öğüt

küçük_prensAntoine De Saint-Exupery ölümsüz eserini bir büyüğe adadığı için özür diler çocuk okurlarından ve ekler: bütün büyükler de baştan çocuktur ancak pek azı bunu hatırlar. Hatırlamaya gönüllü, çocukluğunun naif ve biraz da meraklı o bakışına yeniden sahip olmak isteyen büyüklere âdeta bir ders niteliğinde Küçük Prens.
İşte Küçük Prens’in büyüklere öğütleri:

1- Görünenin içinde görünmeyeni ara, resme yakından bak böylece gizlenmiş güzellikleri görebilirsin.

Şapkayı değil de bir yılan tarafından yutulan fili görebilmek sadece bakıp geçmekle yetinmeyenlerin sahip olabileceği bir yetenek. Ancak böyle bir göz görebilir yıldızları güzelleştirenin göremediğimiz bir çiçek olduğunu veya çölün sırrının sakladığı bir kuyuda yattığını.

2- Birini söylediği sözlerle değil hareketleriyle yargıla.

Nitelik her zaman nicelikten daha önemlidir ölçüt olarak. Biri çok şey söyleyebilir ancak tek hareketiyle bütün bunların aksini kanıtlayabilir. O nedenle kişiyi değerlendirmede sözlerinden önce tavırlarına bakmak gerekir.

3-Başkalarını yargılamadan önce kendini yargıla çünkü bu en zorudur ve seni bilge yapan budur.

Yargılayacak kişi/durum bulmak çok kolaydır, en kıyıda köşede kalmış şeyleri dahi bulup çıkartarak yargılayabilir insan. Ancak kendini yargılamak bir şeyler katar insana, zor da olsa eleştirel bakışı kendine döndürmek gereklidir ara sıra. Hem de her yerde yapabilmelidir bunu kişi, her durumun içerisinde eleştirel bakışı kendine yöneltmelidir arada.

4-Kendinden başkalarına da önem ver; yalnızca kendinden başkalarına önem veren sevilmeye layıktır.

Sadece kendiyle ilgilenen kimseler eninde sonunda yalnız kalmaya mahkûmdur. Kendilerini ilgilendirmeyen şeylere dikkatini dahi vermeyen insanlar çevrelerindeki sevilecek şeyleri de göremezler. Böyle kimseler sevme ve sevilme yetilerinden mahrum kalacaklardır.

5-Ne olursa olsun, zorlanacağını bilsen bile hislerinden kaçma

Anlamasan da, çelişkili durumu çözümleyemesen de kaçmak çözüm değildir. Pişman olup geri döndüğünde bulamama ihtimaline karşın kal ve zor da olsa yüzleş.

6-Herkesin anlatacağı bir hikâyesi senin de bundan öğrenebileceğin bir şey vardır; dinlemesini bil.

En çılgın kral dahi yeri gelip mantıklı bir söz söyleyebilir, çölde bir tilki yol göstericiniz olabilir. Kılığına kıyafetlerine, pozisyonuna bakmadan dinlemek gereklidir ki bir şeyler öğrenebilsin insan.

7-Kendine alıştırdığın, emek harcadığın şeyden sonsuza dek sorumlu olursun.

Bir şeyi kendine alıştırdığında onunla bağ kurmuş olursun. Ona vakit ayırırsın böylece sorumluluğun altına almış olursun. O bağı kurduktan sonra ise o sorumluluk sonsuza kadar sana aittir. Suladığın bir çiçeği ertesi gün de sulamak senin sorumluluğundur.

8-Çoğunluğun arasındakini nadir kılan senin ona verdiğin önemdir.

Bazı insanlar aynı bahçede beş bin gül yetiştirip aradıklarını bulamazlar çünkü o güllerin birini diğerinden ayıran bir özellik yoktur. Bir şeyi değerli kılan senin ona harcadığın vakit, verdiğin emektir. Onu özel kılan, değerine değer katan senin ona verdiklerindir.

9-İnsanlardan sadece verebilecekleri kadarını isteyebilirsin.

İnsanlardan yapamayacakları şeyleri istemenin anlamı yoktur çünkü imkânsızlık isteyen kişiyle değil durumla ilgilidir. İmkânsızı isteyip beklenti karşılanmayınca da kızmak anlamsızdır, ancak akla yakın isteklerinin gerçekleşmesini bekleyebilir insan.

10-Bazen seni üzse de sevdiklerinin gitmesine izin vermen gerekir.

Küçük Prens’i kendisi yapan gezegenler arasında dolaşması, kim olduğunu unutmadan herkesten bir şeyler öğrenerek yolculuk edebilmesidir. Yolculuğun temelinde yatan geri dönmektir aslında. Karşılaştığımız insanların, yolculuğumuzda bize eşlik eden kimseleri gerektiğinde bırakabilmek ve o hikâyenin güzelliklerini alıp yola devam edebilmektir o tecrübeyi değerli kılan; eninde sonunda Küçük Prens’in dahi gitmesine izin vermek gereklidir ki yolculuk tamamlanabilsin, bir yere varılabilsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir