Kürt Edebiyatı Okuma Kılavuzu – Abidin Parıltı

(*) 2009 Yılı TÜYAP Kitap Fuarı?na bu defa birçok Kürt yayınevi katıldı. Son yıllarda birçok Kürtçe metin de Türkçeye çevrilmeye başlandı. Madem kitap fuarı var o zaman Kürdili?nde de eksiği gediğiyle bir okuma listesi yapayım…
Öncelikle Ehmedê Xanî ?nin 17. yüzyılda yazdığı Mem û Zîn?ine kulak kabartmak gerekir. Hem Kürtçesi hem Türkçesi olan bu kadim metin muazzam bir aşk hikâyesine odaklanırken dönemi de çok iyi tasvir eder. Bir yandan kavuşup mutlu olan iki aşığı, diğer yandan sevip kavuşamayan iki aşığın trajik hikâyesini anlatırken dönemin sosyal yaşantısına da ışık tutar. Bu metin bize mutlu aşkın yazılı tarihi yoktur önermesini de hatırlatır. Eski Kürtçe okuyamayanlar farklı yayınevlerinden çıkan Jan Dost?un ve M. Emin Bozarslan?ın bugünün Kürtçesine uyarladıkları metinleri okuyabilir. Mem û Zîn?in ilham noktası ise bir dengbêj hikâyesi olan ve tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmeyen Memê Alan?dır. O da Roger Lescot?un Memê Alan derlemesinden okunabilir.
1570 yılında dünyaya gelen Melayê Cizîrî?nin Diwan?ı muhakkak ki okunmalı. Türkçe şerhi de bulunan bu eser Kürt klasik şiirinin önemli şiirlerini kapsar. Melayê Cizîrî, Kürt tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisidir. Diğer yandan Feqiyê Teyran es geçilmemeli onun aşk ve doğa üzerine yazdığı şiirlerden feyz alınmalıdır. Özellikle suya yazdığı ?ey avê av? şiiri bugüne kadar suya ve doğaya yazılmış büyük övgülerdendir. Siyahpoş?un Seyfulmulk û Melke Xatûn da okunmaya değerdir.
Diğer yandan 1932 yılında C.A. Bedirhan tarafından yayımlanan ve 1998 yılında Firat Cewerî tarafından yeniden iki cilt halinde okuyucuya sunulan Hawar dergisi Kürt yazılı edebiyatının dirilme ve gelişim safhalarını öğrenmek için iyi bir kılavuz niteliğindedir. Şiirlerin, öykülerin, destanların, çevirilerin yer aldığı bu dergi Kürt edebiyatına meyleden herkesin durup durup okuması gereken önemli bir eserdir.
Yine o dönemlerde yazmaya başlayan ve uzun soluğuyla Kürt şiirini bambaşka mecralara taşıyan, ?gülü kalbe değişen? Cegerxwîn?nin şiirlerine kulak vermek gerekir. Kamuran Bedirhan?ın Kulîlkên Ezêb şiirleri de okunmaya değerdir.
Sovyet Kürtlerine döndüğümüzde ise öncelikle Erebê Şemo?nun eserlerinin okunması hem dönemi anlamak için hem de ilk Kürtçe romanın yazılışına şahit olmak için önemlidir. Kürtçe bilmeyenler onun Türkçeye de çevrilen Dımdım Kalesi romanını okuyabilirler. İlk Kürtçe roman olan Şivanê Kurmanca yakın zamanda orijinal baskısıyla birlikte Türkiye?de yayımlandı. Diğer yandan Sovyet Kürtlerinden Eliyê Evdirehman ve Egîdê Xudo okunması gereken yazarlardır. Kürt sözlü kültürü konusunda çok önemli bir araştırma ve derleme olan Folklora Kurmanca da dikkate değer bir eserdir. Yazarları ise Heciyê Cindî ve Emînê Evdal?dır.

Kürt modern şiirinin gülen yüzleri
Türkiye?de 1980?den önce yazmaya başlayan ve hâlâ şiir serüvenini devam ettiren iki şair çok önemlidir. Rojen Barnas ve Berken Bereh, Kürt modern şiirinin gülen yüzleridir. Keşke Rojen Barnas daha çok şiir yazsa! Şiire Ehmed Huseynî, Şêrko Bêkes, Abdula Peşêw, Jana Seyda ve Arjen Arî?yi de dahil etmeliyiz. Kürt şiirinin gelişim mecrasını ve kadimliğini anlamak için de Selim Temo?nun hazırladığı Kürt Şiiri Antolojisi bir başucu eseridir. Bu, antoloji Kürtçe-Türkçedir.
Romana geçmeden önce öykünün seyrine baktığımızda ise yine Hawar ekolünden iki isim çıkar karşımıza. Nûredîn Zaza ve Qedrî Can. Nûredîn Zaza?nın önce Nûdem daha sonra da Lîs Yayınları?ndan çıkan öyküleri, kısa öykü ve adaptasyonun önemli örneklerini verir. Zaza bu öykü ve adaptasyonlarında daha çok yurdundan kopmanın acısını, sızısını anlatırken didaktik olmaktan uzak durur. Qedri Can çocukluk yıllarına ve anılara odaklanır öykülerinde. Bugüne gelip dayandığımızda ise Firat Cewerî (ki öykülerinden bir seçki Türkçede Solgun Romans adıyla yayımlandı), Ferhad Pîrbal, Enwer Karahan, Rojen Barnas, Kamiran Haco, Selahattin Bulut ve öyküleri Türkçeye de çevrilen Hesenê Metê ile Helim Yusiv ilk elden okunması gereken öykücülerdir. Bir anlatı ustası olarak da Fawaz Husên okunmalıdır. Kürt öykücülüğünün başlangıcından bugüne kadarki gelişimini anlamak için Firat Cewerî?nin hazırladığı Antolojiya Çîrokên Kurdî okunmalıdır. Kürtçe bilmeyenler Muhsin Kızılkaya?nın hazırladığı Sürgün, Göç ve Ölüm (Çağdaş Kürt Edebiyatından Seçme Hikâyeler) adlı kitabını okuyarak Kürt öykücülüğünün gelişim mecrasını ve ruhunu anlayabilirler.
Son yıllarda hızlı bir gelişim içinde olan Kürt romanına baktığımızda ise modern manada karşımıza çıkan ilk yazar kuşkusuz ki Mehmed Uzun?dur. Bütün kitapları Türkçeye de çevrilen Uzun, Kürtçeye son derece hakim olması, anlaşılır bir dille yazması ve her romanında farklı tekniklere başvurması açısından önemlidir. Diğer yandan Kürtlerin makus tarihini edebiyat estetiğini odağına aldığı ve işlediği için de çok önemli bir yazardır. Özellikle Hawara Dîcleyê (Dicle?nin Yakarışı) ve Bîra Qederê (Kader Kuyusu) üzerine durup düşünülmesi, tekrar tekrar okunması gereken eserlerindendir. Roman dünyasına geç giren ve özellikle Ez ê yekî bikujim (Birini Öldüreceğim) romanıyla önemli bir başarı yakalayan Firat Cewerî?yi ise cemaatin dışında kalmış, aidiyet duygusunu yitirmiş Kürtleri anlamak ve Kürtlere içerden bir eleştiriye şahit olmak için okuyabiliriz. Jan Dost?u ise ele aldığı tarihsel meseleleri ustalıkla edebiyata uyarladığı için okuyabiliriz. Özellikle Mîrname romanı Jan Dost?un en iyi eseridir. Hesenê Metê mistik olanı ve modern olanı iyi harmanlayan bir yazar. Bugünlerde Muhsin Kızılkaya tarafından Günah ismiyle Türkçeye çevrilen Gotinên Gunehkar okunmaya değer bir eserdir. Mahmud Baksi ise toplumu iyi gözleyip, hikâyeleri trajikomik bir şekilde ele aldığı, köy hayatını bütün canlılığıyla resmettiği için mutlaka okunmalıdır. Özellikle Gundikê Dono (Dono?nun Köyü) Mahmut Baksi?nin edebiyatını anlamak için önemli bir eser olarak görülür. Helîm Yusiv?ın Tirsa Bê Diran (Dişsiz Korku) alegoriyi kullanım biçimi açısından okunabilir. Bavê Nazê?nin Mirîyê Herem romanı ise dikkate değer bir romandır.
Diğer yandan Kürtçe romanın gelişimini ve ruhunu anlamak, hem olumlu hem de olumsuz manada bu edebiyatın seyrini kavramak ve dili hakim olup olmamak açısından okunabilecek birkaç yazarı ise şöyle sıralayabilirim: Suleyman Demir, Şener Özmen, Yaqup Tilermenî, İbrahim Seydo Aydoğan, Lokman Ayebe, Hesen Huseyin Deniz, İbrahim Ehmed, Rehîmê Qazî, Heciyê Cindî, Laleş Qaso…
(*) Abidin Parıltı’nın 06/11/2009 Tarihli Radikal Gazetesi Kitap Eki’nde Yayınlanan Yazısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir