Kürtçe edebiyatın son durumu – Mehmet Şarman

Kürtçe edebiyatı hak ettiği ilgi ve dönütü tam almasa da, nicelik olarak ciddi bir okur kitlesini malum sebeplerden hâlâ etrafına toparlayamamışsa da geçen yıllara nazaran daha dinamik daha verimli eserlerle yoluna devam ediyor.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Diyarbakır Kitap Fuarı münasebetiyle Radikal Kitap okurları için Kürt edebiyatının güncel bir panoramasıyla ilgili yazıya başladığımda odak noktamı bulmakta ve bahsi geçen mevzuları ne kadar kapsamlı ele alacağım konusunda zorlandım. Ciddi bir enerji ve özveriyle yapılmakta olan bir edebiyatın aksi sedasının hâlâ yeterli olmaması, birçok konuyu ayrıntılı olarak irdelemeyi farz kılması, Kürtçe edebiyatın dört parça iki temel lehçeyi kapsaması, konuların birbiriyle olan ilişkileri, problemlerin iç içe geçmişliği, yazılmak istenilen şeyi eksik ve haliyle yüzeysel kılması bahsettiğim zorluğun başlıca sebepleri. Bu yüzden temel bir meseleden çok birkaç başlık altında Kürt edebiyatının son bir iki yıllık hali pür melalini eksik ve gedikleriyle anlatma yolunu tercih ettim.

2012-2013 yıllarında Kürtçe edebiyat
Galiba Kürtçe edebiyatı hakkında 2000?li yıllardan itibaren söylenebilecek en kesin şeyin her yılın bir önceki yıldan hem nitelik hem de nicelik olarak yükselen bir grafik izliyor olmasıdır. Şüphesiz bu Kürtçenin uzun süre yasaklı olması ve 1991 yılındaki kanun değişikliğiyle gelen yumuşama havasının yıllardır birikmiş bir arzu ve enerjiyi harekete geçirmesiyle açıklanabilir. Türkiye?de Kürt edebiyatı 1920-1990 yılları arasında Kürtçenin yok hükmüne getirilmek istenmesi sebebiyle ve ?Vatandaş Türkçe Konuş?un zulmü altında Kurmancî lehçesinde ancak on eser basılmıştır. Sonraki yıllarda özellikle 1992?de Nûbîhar ve 1995?te Avesta yayınevlerinin açılması, peşi sıra gelen diğer yayınevleriyle beraber Kürtçe edebiyat kendi kulvarında bir patlama yaşadı. Bugün Avesta, Belkî, Lîs, Ronahî, Doz, Do, Ar, Aram, Wate, Pêri, Dîwan, Ava, Nûbihar daha nice yayınevi artık düzenli ve sistemli bir şekilde gerek Kürtçe telif eserler, gerekse çeviri kitapları yayımlamakta. Geçen yıl (2012 yılı içerisinde) 158 Kürtçe kitap basılmış, bu sayı 2011?de 144?tü. Avesta ve Lîs en çok kitap basan iki yayınevi olmuş. Geçen yıllara onaran Zazakî edebiyatında yayımlanan edebi eserler ve Wate grubunun özenli ve nitelikli çalışmaları da son derece önemliydi. Yine geçen yıldan bu yana dört-beş yeni yayınevinin kurulduğu, bunlardan Roşna Yayınevi?nin Kürtçenin Dimili (Zazaki) lehçesinde eserler verdiğini ayrıca belirtmek lazım.

Akademi ve dil
Kürt edebiyatı için en büyük handikap bu dilin bir devlet dili olmaması, resmi kurumların yaratacağı tüm imkânlardan da mahrum kalmasıdır. Bu yüzden birçok çalışma bu işe gönül vermişlerin zor koşular altında yaptığı kişisel çalışmalar olarak çıkmakta. Bir akademi ortamında uygun ekip ve finans desteğiyle Kürtçenin araştırma alanı, işlenecek sayısız konusuyla yazar ve araştırmacılarını beklemekte. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Mardin Artuklu Üniversitesi Kürtçe bölümlerde eğitim gören 500?ü aşkın öğrenci gözle görünür çok somut bir hareketlilik yarattı. Hem kitapların satışında hem öğrencilerin akademik anlamda yazmak durumunda oldukları Kürtçe makaleler şüphesiz bu senin en somut, en sevindirici gelişmelerinden birisiydi.

Artuklu Üniversitesi?nde Kürtçe sınavlar, yazılacak makaleler, eski edebiyat dergileri (Hawar, Ronahî, Rojî Kurd), yeni çıkan kitaplar, en çok konuşulan konuların başında geliyor. Birçok öğrenci bulundukları il ve ilçelerde (Kızıltepe, Diyarbakır, İstanbul, Mardin, Batman, Nusaybin, Şırnak-Keskesor Kafe) okuma grupları adı altında kitap kritikleri yapmakta, yanı sıra başarılı genç öykücü Bawer Ronahî ve Cumhur Ölmez?in koordinatörlüğünde Mardin?de düzenlenen şiir okumaları gibi sanatsal aktivitelerin ve her hafta konferans dersi adlı altında düzenlenen panellerin Kürtçe edebiyatın uzun süre ihtiyaç duyduğu dönütü ve sirkülasyonu yaratmaya başladığını söyleyebiliriz. Modern edebiyat okuyucuları arasında en popüler olan edebiyat ve kültür dergisi Çirûsk?un son sayısında bu öğrencilerin makalelerinin yayımlanmış olması, bir Kürtçe bölümün Kürtçe edebiyatına katkısını somut bir şekilde göstermekte.

Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda; Kürtçe edebiyatının tüm imkânsızlıklara rağmen iyi bir sinerji yakaladığını, Kürt yazarlarının üreterek dünya edebiyatını titizlikle takip etmesi, kitap satışlarının Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmesi şüphesiz sevindirici gelişmeler. Ama seçkin ya da popüler geniş bir okuyucu kitlesinin oluştuğundan bahsetmek için henüz erken. Bunun sebepleri bu yazının niyeti ve imkânlarının da dışında olduğu için konuyu başka bir yazıya bırakıyorum.

Yeni arayışlar avangart eğilimler
Genç Kürt yazarlar ve okuyucular arasında Kürtçe edebiyatın bazen didaktik, çoğu zaman yaratıcılıktan uzak politik duruşunun, klasik form ve konuların artık yüksek sesle eleştirdiğine şahit oluyoruz. Aynı zamanda yeni formatta daha dinamik, canlı ve kara mizaha kucak açmaya hazır bir derginin ya da bir yazım biçimin arayışları derinden hissediliyor. ?Kürtçe olsun çamurdan olsun? anlayışının tamamıyla bertaraf edildiği, kendinden önceki kuşakların büyük özveri ile bir yere getirdiği, bu yüzden biraz da dokunulmazlaşan edebiyat anlayışlarının estetik kriterler ışığında irdelenmesi bunun en iyi göstergesi. Yayımladığı yıllarda maalesef büyük bir sessizlikle karşılanan ama gün geçtikçe hak ettiği tartışmayı yavaş yavaş yaratan eleştirmen ve roman yazarı Remezan Alan?ın Kürtçe edebiyatın yanı sıra antikolonyal eleştiri literatürüne de ciddi katkılar sunacağına inandığımız Bendname adlı makale derlemesi, yine genç kuşakların hayranlıkla takip ettiği ve birçok şairi şiiriyle (Janya) etkileyen Rênas Jiyan?ın Ji Şevê Re (Geceye) ve Çirûskîzm adlı kitaplarındaki kimi denemelerinde, bahsettiğimiz haleyi (kutsal dil, didaktik edebiyat, ulusal klişeler) dağıtmayı hedefleyen önemli yazılar mevcut. Yine bu minvalde değerli eleştirmen ve araştırmacı Haşim Ahmedzade?nin Romana Kurdî û Nasname (Kürt Romanı ve Kimlik) adlı makale derlemesi es geçilmeyecek eserlerden. Kürt edebiyatında bu yeni arayışların kimi ortak projeler, edebiyat dergileri, internet siteleri belki de manifestolarla yakında görünür olacağını tahmin etmek zor değil.

Sonuç olarak Kürtçe edebiyat hak ettiği ilgi ve dönütü tam almasa da nicelik olarak ciddi bir okur kitlesini malum sebeplerden hâlâ etrafına toparlayamamışsa da geçen yıllara nazaran daha dinamik daha verimli eserlerle yavaş ve kendinden emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Kurmancî?ye Soranî aşısı
Şüphesiz yazıda geçen Kürtçe edebiyattan kasıt, Türkiye?de yayımlanan ve büyük çoğunluğu Kurmancî, küçük bir kısmı ise Zazakî lehçesinde ürünler. Bu yıl Kürtçe okurlarını sevindiren ve oldukça ilgi uyandıran bir hamle Avesta?dan geldi. Soranî edebiyatının en iyi yazarlarının eserlerinin sırasıyla Kurmancîye çevrilmesi, farklı lehçeleri kullanan Kürt edebiyatı için önemli bir adımdı. Çevrilen eserlere baktığımızda Soranîce yazılan romanların Kurmancîde yazılan romanlardan daha nitelikli ve başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Yine bu romanların kendi kulvarlarında dünya edebiyatının estetik kriterlerini rahatça yakalayan eserler olduğu kolaylıkla ifade edebiliriz. Sanırım bu Soranî lehçesinin hiçbir şekilde yasaklanmamış olması ve süregelen bir edebi geleneğin darbe yememiş olmasıyla açıklanabilir.

Türkçe okurlarının daha çok Latin Amerika edebiyatıyla özdeşleştirdiği ?büyülü gerçeklik? tekniğiyle yazılan eserleri, sevenlerin her kitabının on binlerce satıldığı kısa sürede birçok baskı yaptığı Kürt yazar Bextiyar Elî?nin kitapları tavsiye edilir. B. Elî bugün Jan Dost ile beraber Kürt edebiyatı içinde en popüler ve eserleri en çok satılan yazar olduğunu da kaydedelim. B. Elî?nin Êvareya Perwanê (Pervanenin Akşamı), Apê min ê Cemşid (Amcam Cemşid) adlı kitapları bir solukta okunacak, edebiyatın hazzını sonuna kadar yaşatacak, çok başarılı romanlar. Yine Eta Nehayî?nin Gulên Şoran (Şoran Gülleri) adlı romanı, kurgusu ve lirik dili ile son derece olgun bir roman. Avesta Yayınları tarafından davet edilen fuarın sürpriz konuklarından biri olan Ferhad Pîrbal?in Hotel Avrupa adlı romanı dikkat edilmesi gereken bir eser. Fransa?da yaşayan birkaç ?Doğu? göçmeni üzerinden Doğu-Batı, öteki, haset, dönüşüm gibi alt temalar üzerinden zekice kurgulanmış, meselesine hâkim bir eser. Katıldığı toplantı ve panellerde oldukça adından söz ettiren ve renkli kişiliği, aykırı çıkışları ile ilgi toplayan Ferhad Pîrbal?in söyleşi ve imza günü birçok okuyucusunu şimdiden heyecanlandırıyor.

Kürtçenin uzun soluklu edebiyat dergisini Nûbîhar?ı yayımlayan Nûbîhar Yayınları Klasik Kürt edebiyatının tüm arşivini toplamaya ve özenle basmaya devam ediyor. Bu sene birçok sayıda divan yayınlayarak bu konudaki boşluğun uzun erimli çalışmalarıyla doldurmaya devam ediyor.

Lîs Yayınları, dünyanın en seçkin yazar ve şiirlerinden çalışkan ve oldukça yetenekli Kawa Nemir?in çevirileriyle Kürtçe edebiyat raflarını doldurmaya devam ediyor. Kawa Nemir?ın titiz ve zengin çevirileriyle son dönemlerde, William Shakespeare, T.S. Eliot, William Blake gibi onlarca şairden seçkin çeviriler yapması ve bu çevirilerin ardı ardına yayımlıyor olması şüphesiz Kürtçe için büyük bir katkı. Yine Kürtçenin gözde yayınevlerinden Lîs Yayınları?nın en üretken ve başarılı yazarlarından Ciwanmerd Kulek (Yunus Eroğlu) yeni romanı da yakın zamanda okuyucularla buluştu. Kürtçenin dil imkânlarını, cümle yapısını zorlayan yenilikçi deneyimleriyle bazı okuyuculardan tepkiler dahi alan yazar, dil mevzusunun daha ikinci planda kaldığı oylumlu üçüncü romanı ve Kürtçeyi akıcı, zengin kullanımıyla oldukça dikkat çeken Şener Özmen?in Keleh (Kale) adlı öykü kitabı yakın dönemde Lîs Yayınları arasında çıkan önemli eserlerden.

Mehmet Şarman
Mardin Artuklu Üniv. Kürt Dili Edebiyatı Bölümü.

Yazının Kaynağı: 14.05.2013,http://kitap.radikal.com.tr/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir