Mim Savaşları (Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası) – Adbusters , Kalle Lasn

Gerçek dünyanın sorunları bütün ağırlığıyla hissedilirken, hep aynı Gayrisafi Milli Hasıla, arz-talep ve piyasa hurafeleriyle oyalanmaktan usandığınızı biliyoruz. Mim Savaşları, bütün sosyal bilim öğrencileri için gerçek sorulara gerçek cevaplar arayan alternatif bir iktisat ders kitabı. Hatta iktisatla hiç ilgilenmemiş ya da iktisattan soğumuş olanların da heyecanla okuyacağı, sanat, aktivizm ve mizahla dopdolu bir kitap bu.

Kapitalizm derinleşen bir krizde. Kritik bir yol ayrımındayız: Ya ayan beyan ortada olan tüm tutarsızlıkları gözardı ederek statükoyu kabulleneceğiz, ya da “uyumsuzların” yanında yer alarak iktisattaki paradigma değişimini savunacak ve böylece insanlığın ve gezegenin yokoluşa sürüklenmesini engeleyeceğiz.

Bu kitabın hayal gücünüzü tetiklemesini, seçimlerinizi yaparken size esin kaynağı olmasını umut ediyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)

İnsanlar başkaldırır, imparatorluklar yıkılır – Pınar Öğünç
(http://kitap.radikal.com.tr/, 15.03.2014 )
Uruguaylı yazar Eduardo Galeano?nun Tepetaklak diye bir kitabı vardır. Ruhunu da anlatan ikinci başlığı ise Tersine Dünya Okulu. Galeano, gezegen ahvalini gazete haberlerinden, istatistiklerden, mesellerden ve efsanelerden kardığı özgün bir müfredatla çıkar bu ?okulda? karşımıza. Adaletsizliğin temel ilkeleri, Korku eğitimi, Biçki-dikiş kursları: Ismarlama düşman nasıl yaratılır?, Gezegen yokedicilerinin dokunulmazlığı, Çıldırma hakkı… Ders programı böyle mesela.

Tess Scheflan / activestills.org; moveyourmoney.org.uk

Tersine Dünya Okulu 1998?de yayımlanmış; Türkçe baskısı ise 2004?te (Çitlembik Yayınları, çeviren: Bülent Kale). İki yıl önce basılan ve bu hafta Metis Yayınları ve Express dergisi işbirliğiyle Türkçesi çıkan Mim Savaşları?nı okurken, aklımın orta yerine Tersine Dünya Okulu?nun düşmesinin birkaç nedeni var. İlki Mim Savaşları?nın görünür ilk hitapta dünyanın bütün iktisat öğrencilerine sesleniyor oluşu… Bir tür uyandırma servisi, yapıcı bir imha ve ?yenisini? üretme çağrısı, hatta üniversitelerde var olan iktisat derslerini durdurmaya varan bir isyan teşviği… Ama sadece alternatif bir tür ders kitabı olmanın ötesinde sözü var.

Tersine Dünya Okulu?nu anımsatmasının ikinci nedeni de fikir akrabalığı. Mim Savaşları?nı hazırlayan Kalle Lasn, Galeano?nun kendi kitabı için dünya gazetelerinden kupür kestiği günlerde, aslında 90?ların başından itibaren kapitalizm ve tüketim sorgusu temelli, yeni bir sol arayışıyla yayın yapan Adbusters ekibinden. Küreselleşen Occupy hareketinin de ilham kaynaklarından olan bir damar bu. Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası altbaşlıklı Mim Savaşları, Lasn?ın başka vesilelerle ifade ettiği Occupy tipi hareketlerin hakiki bir öneriden uzak oluşu gibi zaaflara karşı seçilen yeni bir mücadele/propaganda yönteminin somutlaşmış hali gibi. O yeni yöntem de şuna benziyor: Sokak tamam, sokağın taleplerini tartışmak tamam, ama bu gerçekten işe yarıyor mu? Bir de şu iktisat öğrencilerini, akademiyi örgütlesek. Alternatifin inşasını bir de böyle denesek…

?İktisat kaderdir! Bir şeyleri yanlış yap bakalım: İnsanlar başkaldırır, ekosistemler çöker, imparatorluklar yıkılır? deniyor ilk sayfalarda. Yazılı ve görsel farklı tarihsel kaynaklardan fragmanlarla misal kurban, tefecilik, mülk, borç gibi kavramlara dair bugünle düğümlenebilecek ipler uzatılmış. Yeni bakış açısı sunan makalelelerin yanı sıra kitap alternatif bir albüm gibi, sloganvari alıntılarla ve malum Adbusters estetiğiyle tasarlanmış.

Kendi ?matematiğine? kapalı iktisat neden bu kadar kibirli? (Bağımsız olanları dahi) Ekonomistler nasıl oldu da 2008 krizinin gelişini okuyamadı? Bu saatten sonra iklim değişikliğini hesaba katmayan, toplumsal cinsiyet bakış açısı olmayan ekonomik pradigma mümkün mü? Son yılların fiyakalı kavramlarından olan ve çok yana sündürmeye müsait ?sürdürülebilirlik? aslında neyi sürdürmeyi hedefliyor? Reformist alternatiflerle bir yere varmak mümkün mü?

Makalelerarası zıplayarak gideceğim. Eleştirinin öncelikli başlıklarından biri büyümeye dayalı ekonomi. Ekolojik iktisatçıların sunabileceği verilere gelmeden bile şurası net ki, neoklasik iktisatçılar dahi artan gayri safi milli hasılanın yoksulluğu değiştirebileceğini kanıtlayamaz. Zaten gaye de bu değil, aslen eşitsizliğin sürdürülmesinden söz ediyoruz. Fakat sistemin baki kaldığı halde ?sıfır büyümenin? de kendi sakıncaları var. O zaman mesele tüketime dayalı modelden vazgeçmek. Bu da yaşama felsefesini, bireysellik idrakini değiştirmekle mümkün ancak. Peki sadece alternatif gelişim modelleri, farklı yerli topluluk ve kabilelerden ilham alan hayat ve ekonomi modelleri büyük çerçevede neyi değiştirir? Devlet ne olacak? Sıkça anılan dayanışma ekonomisinin ayakları nereye basacak? Velhasıl kapitalizm sonrası için solun gerçekçi ekonomi tahayyülü ne?

Dünya bir şirket olsaydı…
Kitabın genelinde ekolojik perspektif sıkça karışımıza çıkıyor. Şu bilgi ilginç. Çevreci iktisatçı Robert Costanza ve ekibi 1997?de ?ekosistem hizmetlerine küresel ekonomiye katkıları ölçüsünde bedel ödenseydi ne olurdu?yu hesaplamış. Gezegenin bu anlamda bize bilabedel sunduğu ?hizmetin? karşılığı 33 trilyon dolar. Yani o anki dünya servetinin iki katı. Costanza, ?Dünya bir şirket olsaydı, CEO?nun işine hemen son verirdik? diyor.

Bu bakışla ilişkilendirilebilecek bir öneri de ?gerçek maliyetler? üzerinden yeniden ücretlendirme yapmak. Örneğin plastik poşetleri, kahve bardaklarını ekolojik sisteme maliyetleri açısından yeniden fiyatlandırmakla başlanıp ileride gerçek maliyetli beslenme düzenine geçilebileceğinden söz ediliyor. Meksika?dan avokado, Çin?den karides istiyorsan bunun gerçek maliyetini ödemeye hazır olmak gerekecek. Bu da (mümkünse) yerel ürünlerin piştiği mutfakları teşvik edecek. Otomobil mesela 100 bin dolar. İstersen alırsın… Toplu taşımaya mecburiyet, daha fazla bisiklet ve yaya yolu kent planlarını da değiştirebilir. Nihayetinde geleneksel iktisatçılara göre büyümeyi yavaşlatacak, dünya ticaret hacmini küçültecek, ürkütücü ve sapkın bir fikir bu. O yüzden de üzerinde düşünmeye değer.

Mim Savaşları?nın Türkçe baskısının kapağı için Gezi?den bir fotoğraf seçilmiş. Parkta Çapulcu Kütüphanesi açılmadan daha evvel, tek masalık bir kitap standında kendine kitap seçmiş bir genç kadın hatırlıyorum. ?Alabilirsin? diyen karşısındaki kadına şöyle diyordu: ?Ama bir şeyi alıp da karşılığında hiçbir şey vermemek çok garip geliyor.? Malum sonra Gezi direnişinin arkasından ?faiz lobisi? komplosu kurdular.

Mim Savaşları ilham verici bir fikrî kolaj. Hetorojen katılımlı Gezi hareketinin içinde de aynı yerlerden yola çıkan, aynı soruları sorup aynı açmazları yaşayan bir damar var. Zihin açıcı olabilir.

Editörün notu-Semih Sökmen
Mim Savaşları, alternatif bir medya grubu olan Adbusters tarafından hazırlanmış bir albüm kitap. Mart 2013?te bu gruptan iki kişi Bienalle ilgili olarak Istanbul?a gelmişlerdi, kitabı Türkçede yayımlayacak bir yayıncı arıyorlardı. O sırada tanıştık ve kitabı çok sevdiğimiz için, yayımlamayı kabul ettik. Bu kitapta yansıtılan pek çok fikir, Metis?te otuz yılı aşan bir süredir dile getirmeye çalıştığımız sistem-karşıtı kavrayışın bir özeti gibi. Mim Savaşları devletlere ya da iktidara konuşmuyor; topluma, doğrudan kişilere hitap ediyor. Savaş?tan kastettiği de temelden bir zihniyet değişikliği: Çok kısa ifade edersek, bize ?Daha Az Tüket? diyor. Böyle tüketmeye devam edersen hem kendini, hem de gezegeni büyük bir çöküşe, felakete sürükleyeceksin, diyor. Tabii ki bunu ?tüketebilenlere? söylüyor. Diğerlerine de ?iyi şeye özen? demiş oluyor. 2000?lerin başında Seattle, Prag ve Milano?da söylendiği gibi (sanki eski Sol?un ?üretimden gelen gücümüz? dediği şeyin ?tüketimden gelen gücümüz?e çevrilmiş hali gibi— yani biz tükettikçe sistem, sermaye / kâr döngüsünü bizim üzerimizden çalıştırıyor.)

Mart?ta kitaba karar verdik, Mayıs sonunda Gezi Protestoları başladı. Her ne kadar Gezi, net bir iktisadi görüş dile getirmemiş olsa da, sezgi ve duygularında, Mim Savaşları?nın temelini oluşturan Occupy/işgal hareketleriyle çok büyük bir ortaklığı olduğunu düşünüyorum. Bu benzerlik beni gerçekten çok şaşırttı. Kitabı okuyunca hak vereceksiniz: Yeni bir politik tarz, taklit ile çoğalma ve yayılma, inanılmaz bir iletişim hızı, kendiliğindenlik, kişisellik ama aynı zamanda kendini başkalarıyla eşitleme (bir kuş sürüsündeki kuşlar gibi), ilk önceliğin doğaya verilmesi, sürekli yaratıcı direniş yollarının düşünülmesi, yeni bir yaşam tarzı arayışı, insan sevgisi, haklara ve yaşam tarzına saygı beklentisi, mim, oyun, sanat ve görselliğin kullanılması, hatta çok sayıda müslüman insanın dinin gerçek anlamını hatırlaması, hatırlatması.

Mim Savaşları, alternatif bir iktisat ders kitabı olarak kullanılmayı arzu ediyor: Sadece başbakanların yalan söylemediğini, onlarla birlikte paraya ve kredi kartlarına inanan çok sayıda iktisatçının, akıl hocasının, akademisyenin, gazeteci ve televizyoncunun da Gayrisafi Milli Hasıla, arz-talep, para pul, piyasa yalanlarıyla işlerine baktıklarını söylüyor. Mevcut ?ilerleme? ya da ?gelişme? anlayışının temelden değişmesi gerektiğini söylüyor. Örneğin, kitabın perspektifinden baktığımızda, İstanbul?un kuzey ormanlarının ve su havzalarının 3. Köprü marifetiyle yapılaşmaya açılması asla bir ?gelişme? değil, tam bir felaket. Ya da gerçek maliyeti hesaba katılarak fiyatlandırılsaydı, orta sınıfların bir ev bir araba sahibi olamayacakları gerçeği. Amerikan rüyası çoktan bitti, neden hâlâ aynı teranede ısrar ediyorsunuz, diye soruyor kitap.

Türkçe edisyonu, bu kitapla büyük bir fikir ve uslup akrabalığı taşıyan Express dergisiyle birlikte yayıma hazırladık. Gezi ile kurduğumuz benzerlik nedeniyle, kapakta ve içeride iki yerde Gezi?den üç fotoğraf kullandık. Mim Savaşları?nın Gezi?nin örtük fikriyatı olduğu düşüncesi bana iyi geliyor. Umarım bu doğrudur ve kitap esinleyici olur.

Mim ne demek?
Mim (mem ya da memê). Bir kuşaktan diğerine kültürel ve sosyal içeriği aktaran birim. Biyolojik içeriğin DNA ile aktarılmasına benzer şekilde kavramlaştırılmış bir kültürel aktarım birimi. Moda, mimari, yapıp etme tarzları, beden dili, fikirler, imgeler, sloganlar, melodiler, vb. mim örnekleridir. Mimler, taklit ve karşılıklı etkileşim denebilecek bir süreç yoluyla, bir zihinden diğerine sıçrayarak çoğalırlar. Yeni iletişim teknolojilerinin hızıyla, mimler farklı kültürler arasında da tarihin önceki hiçbir döneminde görülmemiş bir şekilde yayılabilmekte, yayılırken de değişmekte ve çeşitlenmektedir. Çok beğenilen bir sloganın herkes tarafından kullanılmaya başlaması, davul zurna sesi duyunca insanda halay çekme isteğinin uyanması, ya da kuru-pilav yanında canının turşu çekmesi, tipik mim örnekleridir. Daha önce Türkçede ?mem? diye karşılanmış olan kavramı biz burada ?mim? ile karşılıyoruz: İşaret anlamındaki ?mim?le (mim koymak?taki gibi), taklit anlamındaki ?mimetik? ile oyun, performans ve dansla, sosyal muhalefet hareketlerinin yeni iletişim ve yayılma tarzlarıyla olan akrabalığını ve çağrışımlarını korumak istedik.

Kitabın Künyesi
Mim Savaşları
(Neoklasik İktisadın Yaratıcı İmhası)
Orjinal isim: Meme Wars, The Creative Destruction, Of Neoclassical Economy
Adbusters , Kalle Lasn
Metis Yayıncılık / Edebiyat Dışı Dizisi
Yayına Hazırlayan : Ö. Duygu Gürkan, Semih Sökmen
Çeviri : Merve Erol, Yiğit Atılgan, Yücel Göktürk
İstanbul, 2014
400 s.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir