Murathan Mungan: Bizi biz yapan şey ‘Evet’lerimizden çok ‘Hayır’larımızdır.

1987 yılında ilk kitabını yayınladığı ‘Kırk Oda’ serisinin bu hafta çıkan dördüncü kitabı ‘Dokuz Anahtarlı Kırk Oda’yla ilgili Hürriyet’ten Çağlayan Çevik’in sorularını yanıtlayan Mungan, kitabının yanısıra tereddüt, karamsarlık ve umut üzerine konuştu.

‘Dünya şüphe edilmesi gereken bir yerdir’

Kitapta geçen ‘anahtar’ metaforunu yorumlayan yazar, bu imgenin ‘tereddüt ve şüphe’ye işaret ettiğini söyledi: “Bu dünyada biz ne yapsak olmuyor. Ömür diye biçilen zaman dilimi, doğup büyüdüğümüz yer, içinde yetiştiğimiz koşullar, seçimlerimiz ya da zorunluluklarımız öyle de olsa böyle de olsa olmuyor. Ne yapsak olmuyoruz. Olmuyor. Tüm bu arayışlar, çırpınışlar sürerken arkasında bir sürü öykü bırakıyor. İnsanın kendini oldurması, bulması, kendi gözündeki kendi, başkalarının gözündeki kendi… hepsi başlı başına bir sorun, bir varlık problemi. Kitaba böyle baktığımızda anahtar sözcüğü hem sözlük anlamıyla, hem metafor bağlamında yeni anlamlar kazanıyor. Anahtar aslında bir paradoks içerir: Açtığı gibi kilitler de… ‘Küre’ kitabımda ‘Şiir tereddütleri olanların sanatıdır’ demiştim. Anahtar da bu anlamda tereddüdün, şüphenin eşyasıdır. Dünya şüphe edilmesi gereken bir yerdir.”

”Evet’lerin çoğu itaat yatkınlığıdır’

Yazarların okurları ‘daha dayanıklı’ kılmak için yazması gerektiğini belirten Mungan, ‘Evet’ ve ‘Hayır’ın kendisi için ne anlama geldiğinden de söz etti: “Yalancı ışıklarla geçici umut vermek değildir doğru olan. Hayatla mücadele azmi, dayanma gücü, karanlığa bakma gücü kazandırmak daha kıymetlidir. Aydınlığı, en iyi karanlığa bakmayı bilenler görür çünkü. Gözü karanlığa alışmamış insan aydınlığın kıymetini bilmez. O gelip geçici çiğ ışığı aydınlık zanneder. Benim önemsediğim şey, her durumda hayatta ve ayakta kalabilen insana içgücü, dayanıklılık kazandırmaktır. Aslında bazılarının ümitsiz, umutsuz, karamsar sandığı insanlardır asıl gelecek vaat eden insanlar. Eğer yazmayı sürdürüyorsam, hâlâ elimde kâğıt kalem varsa, dünyayı mesele ediyorsam umutsuz değilimdir. Hepimiz en iyi yaptığımız şeyi en iyi biçimde yapmayı sürdürerek muhalefet edebiliriz. Bizi biz yapan şey ‘Evet’lerimizden çok ‘Hayır’larımızdır. Hayır demek bilinç ve güç gerektirir. Evetlerin çoğu itaat yatkınlığıdır.”
(hurriyet.com.tr/ 16 Şubat 2017)

DOKUZ ANAHTARLI KIRK ODA
Murathan Mungan
Metis Yayınları, 2017
176 sayfa

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Nazım Hikmet’in daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış 5 fotoğrafı

Next Story

Yaşlanmanın Psikolojik Sorunları Üzerine – Erich Fromm

Latest from Felsefe

Nietzsche

FRIEDRICH NIETZSCHE: Felsefede “Akıl”

Felsefede “Akıl” 1 Soruyorlar bana, nedir filozoflardaki bütün bu alerji diye?… Sözgelimi tarih duygusu eksiklikleri, oluşun düşünülmesine bile duyduktan nefret, Mısırcılıkları.[17] Bir davayı tarihsellikten
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ