(*) Yaralarım tuz içinde kanıyor/Uyku gelmiş ela gözler sönüyor/Bir yanımda Suphi Nejat ölüyor/Bir yanım deryada çalkanır şimdi… Böyle söylemiş büyük ozan Ruhi Su, Mustafa Suphiler için. Ve daha nice şeyler söylenmiş, türküler yakılmış onlar hakkında. Bu kitabınsa ayrı bir yeri var, zira kitap, ocak 1921’de Türkiye’ye gelişlerinden hemen sonra Karadeniz’de öldürülen Türkiye Komünist Partisi başkanı Mustafa Suphi ve on dört arkadaşının sadece ölümlerini değil yaşamlarını, düşüncelerini de derli toplu ve geniş bir şekilde ortaya koyuyor.
Mustafa Suphi ve Yoldaşları, ilk olarak 1923’te Moskova’da basılmış, 1974-75 yıllarındaysa Brüksel’de. Türkiye’deyse ilk kez 1977 yılında yayımlanabilmiş. Tüstav Yayınları’ysa -Doğan Özgüden’in de çabalarıyla- kitabın Arap harfleriyle basılmış halini Ataol Behramoğlu, Moskova’dan getirdikten sonra, dilimize çevirerek basmış. Haliyle, kitabın büyük bir bölümü Osmanlıca kelimelerden oluştuğundan sonuna da bir Osmanlıca-Türkçe sözlük eklemişler, yani kitabı oldukça kolay anlayarak okuyabiliyorsunuz. İçeriğine gelince: 1923’te basılmış olan eserin tamamı, yani Mustafa Suphi’nin hayatı, siyasi kimliği, düşünceleri, hem kendi yazıları ve konuşma metinleriyle, hem de anlatımlarla yer alıyor kitapta. Öldürülenlerin arasında bulunan TKP’ nin önder kadrolarından Ethem Nejat ve Hilmi oğlu Hakkı üzerine de belgeler var. Bunların dışında ünlü Sovyet bilim adamları ve Bolşevik liderlerin kaleminden de Mustafa Suphi’yi okuyabiliyoruz.
Suphi ve arkadaşları -ki onlar Onbeşler diye bilinir- Türkiye siyasi tarihinde önemli yer tutarlar. Bu, hem Türkiye’de ilk komünist partiyi kurmaları, düşüncelerini Türkiye, Rusya ve çeşitli ülkelerde örgütleyebilmeleri, hem de öldürülüş biçimlerinden dolayıdır. Düşün ve eylem adamı, devrimci ve gazeteci Suphi Karadenizlidir. 1883 doğumlu Suphi’nin yaşamı, Suriye’de orta öğrenimini görmesi, İstanbul’da hukuk okuması ve sonrasında Paris’te sosyoloji öğrenimi görmesiyle başlayarak anlatılıyor kitapta. Devam edersek; Fransa’da İttihat ve Terakkici Jön Türkler’in düşünceleriyle yetinmeyen Suphi’nin ilk sosyalist düşünceleri oluşur ve 2. Enternasyonal’le ilişkiler kurar. Fransa’da gazete çıkarmaya da başlayan Suphi, ardından ülkeye döner. Hem enstitüde ders verir, hem de düşüncelerine uygun örgütlenme yapar ve gazete çıkarır. Hükümet buna sessiz kalmaz ve asılsız bir suçlama sonucu, on beş yıla varan mahkumiyetle Sinop’a gönderilir.
Sonrasıysa, Suphi’nin 1914’te Rusya’ya kaçması, orada Bolşevik Parti’yle ilişkiye geçmesi ve Ekim Devrimi’ne kadar Çarlık rejiminin gözetiminde ağır tutsaklık koşullarına rağmen düşüncelerini yayması, savaş esiri Türkler’e öğretmesi ve Ekim Devrimi’nden sonraysa Bolşevik Parti üyesi olarak çalışmalarıdır. Mustafa Suphi, parti içinde sayısız görev alır ama daha çok Doğu halkları örgütlenmelerinde çalışır ve Yeni Dünya gazetesini çıkarır. Sürekli olarak ülkeye dönme özlemi içinde olan Suphi’nin, ülkemizdeki Kurtuluş Savaşı’na katkıları ve yaptıkları da kitapta yer alıyor. Yine ayrıca 1920’nin sonlarında kurulan TKP’nin, Rusya’da kurulduğuna dair o devrin egemenlerinin savları da çürütülüyor ve partinin üç ayağının İstanbul, Ankara ve Bakü olduğu belirtilerek, oluşum süreci anlatılıyor.
Bu kitabı okurken, Mustafa ‘Suphiler’in aradan geçen yıllara rağmen asla unutulmadıklarını ve unutulmayacaklarını düşünmemek mümkün değil. Bunun bir nedeni de ölümleridir ki bu ölüm kitapta; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bizzat Mustafa Kemal’in mektubuyla Türkiye’ye çağrılan Suphi’nin on dört arkadaşıyla Trabzon’a gelişi ve yine bizzat Mustafa Kemal’in talimatıyla Kazım Karabekir’in halkı da kışkırtıp üstlerine saldırtarak onlara işkence yapması, zincirlemesi ve bir motora bindirilerek Karadeniz’e açılmaları, sonrasındaysa arkalarından gelen bir motordakiler tarafından tamamen planlı bir şekilde süngülenerek öldürülüp cesetlerinin denize atılması şeklinde anlatılıyor. Elbetteki oldukça çok tartışılan ve farklı inanışların, yorumların da olduğu bu bölüme dair belgeler de sunuluyor ki bu yanı, kitabın okunmasını biraz daha elzem kılıyor diyebiliriz.
(*) Aslıhan Gençay
11/02/2005 tarihli Radikal Kitap Eki ” ‘Onbeşler’in hikâyesi” adlı yazı

Tanıtım Yazısı
Bütün Dünya işçileri Birleşiniz.
28-29 Kanunusani 1921 Karadeniz Kıyılarında Parçalanan Mustafa Suphi ve Yoldaşlarını İkinci Yıldönümleri.
Moskova?da 1923 yılında Kızıl Şark Matbaasında basılmış olan ?28-29 Kanunusani 1921? adlı kitap Latin harfleriyle ilk kez iki bölüm halinde info-Türk?ün yayınları arasında 1974-75 yıllarında Brüksel?de yayınlandı. Kitap Türkiye?de ilk kez, 1977 yılında, yani ilk yayınından tam 54 yıl sonra Güncel Yayınlar tarafından yayımlanabildi.
Kitabın bulunuş, çevrimyazı ve yayınlanış hikayesini Doğan Özgüden Giriş yazısında anlatıyor. Özgüden? in Giriş? i bu anlamda, 30 yıl sonra, 1970?li yıllar Türkiye işçi ve sol hareketin hakim atmosfere ve yaşanmışlığa da içerden bir bakışı ortaya koyuyor.

Kitabın Künyesi
Mustafa Suphi ve Yoldaşları
Kolektif
Çeviri : Burhan Tuğsavul
Tüstav İktisadi İşletmesi / Belge Dizisi
Adıyaman, 2004, 4. Basım
157 sayfa

Previous Story

Özlem Pekcan

Next Story

TKP Programları ve Mustafa Suphi Tezleri

Latest from Biyografi Kitapları

Sait Faik’in Dünyası – Afşar Timuçin

Edebiyatımızın yapı taşlarını düşündüğümüzde ilk akla gelen kişilerden biri de Sait Faik’dir. Öykü sanatının bu büyük ustası gerçek bir insancı ve kılı kırk yaran

Deniz Gezmiş’i Anlatan 5 Kitap

Bizim Deniz – Mare Nostrum En uzun koşuysa elbet Türkiye’de de Devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez luverin namlusundan fırlayarak
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ