Müzik Ansiklopedisi, Ahmet Say

?Müzik literatürü, bu işle ciddi biçimde uğraşanların çok iyi bildiği üzere pek parlak durumda değildir. Cumhuriyet tarihi boyunca basılabilmiş ‘dört başı mamur’ müzik kitaplarını toplasanız sayıları elliyi geçmez. O yüzden, zarar edecekleri korkusuyla yayınevleri telif veya çeviri olsun müzik kitabı basmaya çekinirler.
Yine de cengâverce çarpışıp emek ürünü yayınlar ortaya koyanlar da var.
Sırf yayın dünyasının başkenti İstanbul’da değil, Ankara’da da müzik yayımcılığı alanında yıllardır nitelikli işlerin altına imza atanlar var. Onlardan biri de ünlü yorumcumuz Fazıl Say’ın babası olan müzik eğitimcisi ve yazar Ahmet Say. Bugün her müzikseverin kitaplığında baba Say’ın en az bir kitabı bulunur. Müzik Ansiklopedisi, Müzik Tarihi, Müzik Öğretimi, Türkiye’nin Müzik Atlası, Müziğin Kitabı, Müzik Sözlüğü gibi eserler hep onun tutkulu ve mücadeleci kalemiyle 
can buldular. Bu yapıtları, her aşamasında titizlikle ilgilenerek yıllar yılı tek başına çıkardı Say. Basılır basılmaz, arabasının bagajına attığı gibi Türkiye’nin dört yanındaki müzik fakültelerinde okuyan öğrencilerin ayaklarına kadar götürdü ve onları çok uygun koşullarla bu yayınlarla buluşturdu. Şimdilerde Anadolu’yu karış karış dolaşan oğlunun piyanosuyla yaptığını, baba Say yıllardır kalemiyle yapıyor…

Bu yıl yetmişinci yaşını kutlayan Say’ın ilk kez 1984 yılında yayımlayıp, 2003 yılında on baskıya ulaşmış dört ciltlik Müzik Ansiklopedisi’nin yepyeni bir çehreye kavuşmuş son versiyonu çıkageldi son olarak. Say’ın uzun zamandır bu üç ciltlik şık baskılı ve eskisine nazaran çok daha derli toplu sayılabilecek ansiklopedi üzerinde çalıştığı biliniyordu. Türkiye’de müzik tutkunlarının, müzik öğrencilerinin, eğitimcilerinin yararlanabileceği doğru düzgün Türkçe müzikoloji, müzik tarihi, müzik edebiyatı yayınlarının yokluğundan bahsetmiştik girişte. Bu durumda, yabancı dil bilmeyenlerin başvuracakları yegâne yayınlar hâliyle ansiklopedik sözlükler ve yapıt kılavuzları olmaktadır. Yıllardır Vural Sözer’in kısıtlı Müzik Sözlüğü’yle yetinmek durumunda kalan Türk müzikseverler son yıllarda Pan Yayınevi sayesinde Türkçede bugüne kadar çıkmış en geniş yapıt kılavuzu olan İrkin Aktüze’nin beş ciltlik Müziği Okumak külliyatıyla biraz olsun rahatlamıştı.
Say’ın Müzik Ansiklopedisi içerik itibariyle Aktüze’nin kılavuzlarından farklı elbette. Sadece yapıt analizlerinden ibaret değil, çok daha geniş bir çerçeve sunuyor okurun önüne, çünkü adı üstünde, bir ansiklopedi bu… Say’ın ansiklopedisinde, Türk müzik okurları Jennifer Lopez, orkestra şefi Ferenc Fricsay ve müzik yazarımız Üner Birkan hakkında bilgi sahibi olabilirler. Mozart’ın ‘Küçük Bir Gece Müziği’, Ravel’in ‘Kaz Ana’ isimli eserleri hakkında yazılmış küçük notları okuyabilir, ‘Medley’, ‘Medhal’, Tabl-hâne’, ‘Rallentando’ gibi müzik terimlerinin ne anlama geldiklerini öğrenebilirler. Hiçbir müzik türüne ayrıcalık tanımaksızın hazırlamış Say ansiklopedisini. Klasik Türk Müziği, Klasik Batı Müziği, Türk Halk Müziği, caz, rock, dünya müzikleri, kısacası tüm müzik türleriyle ilgili temel kavramlar ve temel kişilikler yer alıyor ciltlerde. Ayrıca önsözdeki şu cümlesinin hakkını da vermiş Say: “Her ülke ansiklopedide kendi müzik kültürünü vurgulamayı, kendi müzikal varlığını tanıtmayı amaçlamıştır. Ansiklopedimizde bu yaklaşım genişletilerek uygulanmıştır.”
Müzik Ansiklopedisi, geçmişten ve günümüzden çok sayıda yorumcunun biyografisine yer vermiş olmasıyla beni şaşırttı doğrusu. Nedeni de şu; Ülkemiz Klasik Batı Müziği ortamında ‘yorum’ ve ‘yorumcunun’ değerlendirilmesi her daim, yapıtın kendisinin yanında ikinci planda kalmıştır ne yazık ki. Bizde, Mozart’ın, Beethoven’in piyano sonatları üzerine konuşulur konuşulmasına ama sıra onları kimin nasıl yorumladığına gelince iş biraz çetrefilleşir, yorumcuların üslupları arasındaki -haydi detayları geçtik- temel farkların neler oldukları üzerine anlamlı tartışmalar geniş çevrelerce yapılamaz pek. Bu sıkıntı, Müzik Ansiklopedisi’ne de sirayet etmiş. Say’ın yapıtında okurlar pek çok yorumcu hakkında biyografik bilgiye ulaşabilecekler ama müzik tarihinin en önemli yorumcularının üslupları hakkında bile ne yazık ki en ufak bilgiye sahip olamayacaklar. Toscanini’nin eserleri ‘derin bir kavrayışla’ yönettiği elbette sarsılmaz bir gerçek ama onun yaklaşımını örneğin Furtwangler’inkinden ayıran temel noktaların neler olduğu bir iki cümleyle açıklanabilse daha iyi olacaktı. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir.
Destursuz eksikler faslına girdiğimizin farkındayız. Hazır girmişken, yazımızın artık bu son kısmında, görebildiğimiz diğer eksikliklerden (veya unutkanlıklardan) da bahsedelim o hâlde. Eleştirmek kolay, yapmak zordur, biliyorum ama üç yıl önce müzik yayımcılığına başlamış, son on beş yıldır Batı müzik yayımcılığı dünyasını çok yakından takip etmiş ve o dünyanın İncil’i kabul edilen Grove Müzik Ansiklopedisi’yle büyümüş bir müziksever olarak, Say’ın ansiklopedisini incelediğimde gördüğüm kimi eksiklikleri ve yadırgadığım noktaları belirtmek ihtiyacı duyuyorum.
Eksikler yok mu, var!
Göremediğim maddelerden başlayayım… Piyanist Hande Dalkılıç, Kalan Müzik (‘Plak şirketleri’ maddesinde bizden örnek olarak), Avrupa Oda Korosu, Terci-Korad Gitar İkilisi’nden Kürşad Terci (İkilinin diğer üyesi Kaan Korad var), Cüneyt Sermet (‘Caz’ maddesi içindeki ‘Türkiye’de caz’ başlığı altında bile Sermet’in adına rastlayamadım), Emil Tabakov, Ömer Umar (Sadece ‘Şan Sineması’ maddesinde kısaca geçiyor), Leyla Gencer Şan, Siemens Opera ve Eczacıbaşı Bestecilik yarışmaları (‘Yarışmalar’ maddesinde bizden örnek olarak), Kemal Küçük, Aydın Büke.
‘Müzik dergileri’ ve Müzik dernekleri’ maddelerinde Türkiye’ye özel bir yer ayrılmamış. Dergiler maddesinde sadece Orkestra dergisinin adı geçiyor, o da birkaç Alman dergisinin arasında. Peki niye Fransız, İngiliz, Amerikan dergileri yok? ‘Fazıl Say’ maddesi epey kayırılmış gibi gözüküyor. Fazıl Say’ın kayırılmaya ihtiyacı yok elbette ama ansiklopedinin bütününde, İdil Biret ve Leyla Gencer dahil tüm büyük yorumculardan esirgenmiş analiz faslının sadece Say için genişçe kullanılmış olması biraz tuhaf duruyor. Yapıtta, ‘Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’ ile ‘Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ maddeleri hak etmedikleri kadar kısa ele alınmışlar. Hele Borusan Orkestrası’nın Liverpool Kraliyet Filarmoni’den bile kısa tutulmuş olmasına (altı satır) hiç anlam veremedim.
Bu eksiklikler, Ahmet Say’ın Müzik Ansiklopedisi’nin değerini azaltmaz. Say’ın üç ciltlik bu yapıtının, Beethoven üzerine cumhuriyet tarihi boyunca adam gibi bir biyografi yayımlanamamış Türkiye gibi bir ülkede ortaya çıkabilmiş olması bile büyük bir başarıdır. Belirttiğimiz eksiklik ve dengesizlikler de, ileride çokça olmasını arzu ettiğimiz baskılarında elden geçirilir ve düzeltilir diye umuyoruz.? *

(*) Serhan Bali,
www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=4457

Kültürel evrimin yaratıcı bir parçası olan müzik tarihi, bu kitapta müziğin düşünce tarihi ve sanat tarihiyle iç bağlantıları göz önünde tutularak değerlendirilmiştir.

Kitabın başka bir temel yaklaşımı ise müzik sanatının bilgi dallarını bütün halinde sergilemeye özen göstermek olmuştur: Bestecilere ilişkin bilgilerin bilgilerin yanı sıra, üslup özelliklerine, müzik türleri ve çeşitlerine, çalgıların ve çalgı müziğinin tarihine, ses müziğine, opera ve sahne müziğine, müzik kuramlarına, müziğin toplumsal ve tinsel işlevine yer verilmiş, müzik tarihini oluşturan bu yaratı alanları, yeri geldikçe ön plana çıkarılmıştır.

Aydınlarımız için kaynak kitap özelliği taşıyan bu çalışma, konservatuarlar ve üniversitelerin müzik bölümlerinde ders kitabı olarak kullanılmaktadır

MÜZİK ANSİKLOPEDİSİ
Ahmet Say, Müzik Ansiklopedisi Yayınları, 2005, 3 cilt 2072 sayfa,

İÇİNDEKİLER:

DOGANIN SESLERİ MÜZİĞİN SESLERİ
MÜZİK NEDİR? NASIL BİR SANATTIR
NOTA BİLGİSİ
PERDELER
ARALIKLAR
DİZİLER
TONALİTE
MÜZİĞİN ÜÇ ÖGESİ
ARMONİ
20.YÜZYIL ARMONİSİ
KONTRPUAN
MÜZİK BİÇİMLERİ
SOLO ŞARKI VE KORO
ÇALGILAR
ORKESTRA ORKESTRA ŞEFİ ÇALGI TOPLULUKLARI
MÜZİK TÜRLERİ
TERİMLER VE KAVRAMLAR
KAYNAKÇA
DİZİN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir