NAZIM HİKMET’İN KADIKÖY’Ü
Nazım Hikmet 1925’te Moskova’dan döndüğünde babası Kadıköy ile Moda burnu arasında ahşap bir evde oturmaktadır. Annesi Celile Hanım da Cevizlik’te iki katlı ahşap bir eve yerleşmiştir. Babası Hikmet Bey, bir süre Süreyya Paşa’nın yaptırdığı Süreyya sinemasının müdürlüğünü yapar. Bu sırada da ölür. Yıl 1932…Hikmet Bey’in ölümünden sonra aile bağlı bahçeli bir eve taşınmak ister. Mithat Paşa ailesine olduğu söylenen çamlıklı bir evi 50 lira aylık kira ile tutarlar. İki koyun, kırk kadar tavuk alırlar.
Fakat bu sırada Nazım tutuklanır. 13 hapis yattıktan sonra 1950’de hapisten çıkar. 15 Temmuz’da hapisten çıkar. Eşi Münevver ile Vala Nurettin’in Salacak’taki evinde bir ay dinlenir. Ardından annesinin Cevizlik’teki evine taşınır. 1951 Martı’nda Münevver Kadıköy’deki bir klinikte bir erkek çocuk doğurmuştur. Ailenin bu küçük evde barınması zordur. Bunun üzerine Mühürdar’da Sular İdaresi’nin karşısında bir apartmanın zemin katına taşınırlar. Burası Nazım’ın Türkiye’de oturduğu son mekandır.
Gökte bulut yok / Söğütler yağmurlu / Tuna’ya rastladım / akıyor çamurlu çamurlu / Hey Hikmet’in oğlu, Hikmet’in oğlu / Tuna’nın suyu olaydın / Karaorman’dan geleydin / Karadeniz’e döküleydin / Mavileşeydin mavileşeydin mavileşeydin / Geçeydin Boğaziçi’nden / Başında istanbul havası / Çarpaydın Kadıköy iskelesine / Çarpaydın çırpınaydın / Vapura binerken Memet’le anası
Refik Durbaş
İzler var mı acaba Kadıköy’de, Nazım’lı o yıllardan kalan?