Nazım Hikmet’le 3.5 Yıl, Orhan Kemal

Edebiyatımızda her zaman eksikliği hissedilen türlerden biridir anı kitapları. Bu kitap ise bu büyük eksiği gideren çalışmaların başında geliyor. Romancılığımızın en önemli isimlerinden biri olan Orhan Kemal, şiirimizin en önemli isimlerinden biri olan Nâzım Hikmet’i anlatıyor. İki dev yazarın hapishane günlerini dile getiren bu çalışma, dünya edebiyatı için bile az rastlanır bir örnek oluşturuyor. İnsanı her şeyin önüne koymuş bir usta, yine en çok insana inanmış bir başka ustayı anlatıyor.
Orhan Kemal 1939?da “Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak”, ?yabancı rejimler lehine propaganda ve isyana muharrik? suçundan yargılanıp 5 yıla hüküm giymiş Kayseri ve Adana?daki cezaevlerinden sonra Bursa cezaevine gönderilmişti. 1940 yılı kışında Bursa Cezaevi?nde Nazım Hikmet?le tanışan Orhan Kemal Nazım Usta?yla tanışma anını anılarında şöyle dile getirir: Müdürün oda kapısında çevik bir gıcırtı, kapı açıldı. Nefesimi kesmiş, gözlerimi kısmışım? Bir heykel sükunu içinde, azametli bir mermer heykel bekliyorum… Bir an yüz yüze geliyoruz, sonra göz göze? Mavi mavi gülüyordu. Bu gülüş muhakkak ki bir çocuğu hatırlatıyor? Temiz, taze, sıhhatli ve dost! Bir lahza şaşkın, bekledi. Galiba ne yapması lazım geldiğini ölçtü, yahut tanış bir yüz arandı? Sonra gözüne Necati ilişti herhalde, ona doğru yürümeğe hazırlanırken, Necati ona koştu ve beni tanıttı. El sıkıştık. Ayaklarının topuklarını, hazır oldaki bir er gibi birleştirerek, kendisini teşrifata zorladığı aşikar bir tarzda ciddileşmeye çalışarak ?Ben Nazım Hikmet? dedi?
Bu tanışma, onun sanat yaşamının belirginleşmesinde bir dönüm noktası oldu: ?Benimle inceden inceye uğraşıyordu. O kadar ki, ?yarı aydın?lığımdan, yahut ?küçük burjuva?lığımdan gelen ?vıdıvıdıcı? tabiatımla, birtakım huy ve telakkilerime varana kadar her şeyimle..?

Orhan Kemal’in yaşamında Nazım Hikmet olarak belirleyici olmuştur ki, romancımız 13 Temmuz 1944?te doğan oğluna Nazım ismini koymuştur.

Orhan Kemal, Nazım’la birlikte geçirdikleri tutsaklık yıllarından benliğinde kalanları ustaca anlatıyor. Orhan Kemal’in eserini yalnızca bir anı kitabı olarak niteleyemeyiz. Bu anı notları arasında Nazım’ın kişiliğini, oradaki kişilerle olan sıcak ilişkilerini görebiliyoruz. Nazım’ın şiirlerine malzeme olan halkı, bunların onda uyandırdığı etkileri, onun onlara yaptığı etkiyi çok güzel gösteriyor. Nazım’ın bir şiiri için, bir mısra için, hatta hatta bir sözcük için yaptığı o titiz çırpınmaları farkediyor insan, ayrıca şairin yazdıkları kişileri tekrar onlara okuması güvenli bir sanatçı tavrının şaşmaz ölçüsüdür. Orhan Kemal’in ilettiği bu söz çok ilgi çekicidir: “Şiirleri hakkında Nazım’ın en kıymet verdiği ölçü halktı, o bir halk sanatkarı, her şeyden önce halk tarafından anlaşılmalı ve halkın sanatkarı olmalıdır” derdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir