Futbol takımı taraftarlığında ?sevilen?i anlatmak mümkün. Tanıl Bora ile Ziya Adnan, Kimi Başrol Kimi Karakter?de, futbol kulüplerinin hikâyelerini anlatarak ?sevilen?i tasvir ediyor.

Ülkemizde insanın kendisini tanımladığı kimliklerden biri, hatta zaman zaman en önemlisi olarak karşımıza çıkıyor ?desteklediği takımın mensubu? olmak. O unvanı şerefle taşımak, hayata o pencereden bakmak, kararlarını bu unvanla ilişkili olarak vermek, kısacası ömrünü böyle geçirmek… Kim olduğunu sorduğunuzda isminin önüne Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı? ya da her kimi destekliyorsa onu koyan kişiler, varlığını dünya döndükçe ve top yuvarlandıkça korudular.

Tabii bu ruh hali herkese normal gelmek zorunda değil. Sonuçta ülkemiz sınırlarında geçerliliğini koruyan, sanıyorum yabanellerde de öyledir, bir ebeveyn ?serzenişi? der ki: ?Sizin cebinize ne giriyor da bu kadar kendinizi parçalıyorsunuz evladım! Parayı futbolcular kazanıyor, size ne oluyor??

Ancak bu ruh haline uzak olsanız bile, bir insanın böylesine aidiyet hissetmesinin altında yatan nedenleri hiç merak etmediniz mi? Mesela bir kişi neden hayatının merkezine desteklediği futbol takımını koyar, o takımı o merkeze getiren faktörler nelerdir? Bunlara kafa yormaz mısınız?

Eğer kafa yoruyorsanız yardımcı bir kaynak, yok hiç bu konuları düşünmediyseniz size hazır yoldan cevap verebilecek ve ileride sizi bunları düşünmekten kurtarabilecek ?futbol taraftarlığının sırrı? konusuna da eğilen kitapla müşerref olmanızı sağlayacağım.

Tanıl Bora ve Ziya Adnan ortak yapımı, Kimi Başrol, Kimi Karakter isimli eser, kapağında da belirtildiği gibi kulüp hikâyeleri anlatıyor.

Yetmiş tane yazı var. Farklı disiplinlerde elbette. Ancak yazarlarından beklendiği üzere ?ahkâm? üzerine kurulu değil, bilgilendirme amaçlı… Yazıyı biraz açacak olursak ?portre? dememiz mümkün. Kimisi kulüp, kimisi ?derbi? portresi…

Tıpkı futbol liglerinde olduğu gibi bu yazılar da ?klasman?lara ayrılmış durumda.

Mesela ?Derbiler? bölümünde Arap Baharı?nda ?hasta olan? Mısır?ın görkemli derbisi El Ehli-Zamalek?i Tanıl Bora?nın kaleminden okuma şansınız var. Küçük bir alıntı: ?Kahire derbisi, Afrika?nın en büyük futbol olayıdır ve birçok Afrika ülkesinde de merakla takip edilir.

Kahire?nin kaotik trafiği, bir tek bu derbi vesilesiyle biraz ferahlar, sokaklar boşalır. Kahire?nin ?Nasır şehri? denen dış mahallesindeki dev Ulusal Stadyum?un biletleri genellikle günler öncesinden tükenmiş olur. Her seferinde 100 bin kişi ?olay yerinde?dir Kahire derbisinde.

Bu derbiyi de büyük yapan etkenlerden biri, taşıdığı şiddet yükü. Nijeryalı spor yazarı Fabio Lanipekun, ?Üçüncü Dünya Savaşı?nın genel provası? diye tanımlamış bir seferinde Kahire derbisini! 2008?de bu maçı izlemeye gelen bir İngiliz gazeteci, havaalanından bindiği taksinin şoförünün onu basit bir İngilizceyle ?Do not go. You will be killed? (Gitmeyin, öldürülürsünüz) diye uyardığını yazmıştı…?

Taşra?dan futbol hikâyeleri…
Ankara, bölümünde Ziya Adnan?ın yazdığı Büyükada?nın başşehri Londra, ile Türkiye?nin payitahtı Ankara?yı kıyaslayan yazıdan bir bölüme ne dersiniz: ?Kaderleri farklı iki şehir bilirim, iki başkent… Birinin stadları dolar taşar maç günleri. Babalarının ellerinden tutmuş küçük çocukların gülümseyen yüzleri yansır ekranlara. Kombine biletlerine sahip olabilmek için senelerce beklemek gerekir. Stadları ev sahipliği yapar futbol şölenlerine. Futbola dair güzel hikâyeler yazılır. Diğerine bakarken uzaklardan, içiniz acır. Zira yeniktir zamana…?

?Avrupa?nın Büyükleri? bölümünde Barcelona, Real Madrid, Bayern Münih?i Tanıl Bora?dan dinleyecek, ?Londra: Bir Futbol Kıtası?nda Ziya Adnan?ın araştırmalarıyla bu önemli şehri biraz daha farklı tanıyacaksınız.

Taşra?dan futbol hikâyeleri de barındırıyor bu eser ama biraz farklı. Daha uzaktan bakıyor: ?Ada?nın Taşrasından?, ?Avrupa?nın Taşrasından?, ?Dünyanın Taşrasından?…

Tabii bu futbol kulüpleri arasında ?bir devir muhteşem? olan fakat şu günlerde ?eski gücünde olmayan?lar da var. ?Unutulmuş… Ve Unutulmayan? bölümü buna ayrılmış. Oradan bir Tanıl Bora alıntısıyla devam edelim. ?1999 büyük depreminin futbol sahalarındaki yetimi Kocaelispor…? şeklinde başlayan ?Depremin Takımları? yazısından: ?Kocaelispor Kulübü Başkanı Orhan Görsen, bir basın toplantısında ?Kocaelispor kapanmayacak, kapatmıyoruz? demiş. Özgür Kocael gazetesinde İsmet Çiğit, ellerini dizlerine vuran yazılarında şöyle diyor: ?Sezon sonuna kadar bu takım puan alamayabilir. Olsun. Bir sonraki sene Bölgesel Amatör Lig?e, sonra bakarsınız oradan Kocaeli Amatör Kümesi?ne düşeriz. Ama biz, gün gelir küllerimizden doğarız. Önemli olan yaşamaktır. Nefes almaktır.?

Daha duru, daha asil, nasıl söylenir? Her hafta ?Gol atmışlar, puan almışlar mı?? diye Kocaelispor?un maç sonucuna bakıyorum umut gözüyle. Futbolsever duası niyetine. Elimizden gelen budur…?

Eduardo Galeano?nun Gölgede ve Güneşte Futbol kitabının açılış cümlesi ?Futbolun öyküsü, zevkten zorunluluğa uzanan hüzünlü bir öyküdür? ile açılan önsözde Tanıl Bora ve Ziya Adnan şu ifadeyi kullanıyor: ?Bu küçük kulüp portreleriyle, futbol sandığımız bunca gürültüde konuşulmayanları, bilinmeyenleri, görünmeyenleri görmeye çalıştık. Sadece renkleri, kulüpleri, takımları değil de futbolun cilvelerini ve acı tatlı hikâyelerini sevenlerle yeşil sahalara daha geniş, daha havadar bir pencereden bakabilme adına…? Son sözü okur olarak tavsiyeyle söyleyeyim o halde: Kitabı okuduğunuz zaman önsözde yer alan bu ifadeyi test etmiş ve onaylamış olacaksınız.

Papağanın ölümü, takımın düşüşü
Arsenal-Tottenham Hotspur derbisine Ziya Adnan?dan tarihi bir bakış. Bir kuple: ?Rivayete göre İngilizcede büyük hayal kırıklıklarını anlatmak için kullanılan ?Sick as a parrot? (Papağan kadar hasta) deyiminin kökeni 1919 yılına dayanır. Tesadüf mü bilinmez ama o sene, tam da Arsenal?in Tottenham?ın yerine 1. Lig?de mücadele etmeye hak kazandığı gün, Tottenham?ın maskotu olan papağan ölür! 1908?de çıktıkları Güney Amerika turu sonrası takım kaptanı tarafından kulübe hediye edilen şirin papağan, on bir sene yaşadıktan sonra bir anda hastalanmış ve o kada günde hayata gözlerini yummuştur. Tottenham taraftarları arasında, takımlarının o sezon 1. Lig?de oynayamayacak olması ve papağanın ölümü büyük üzüntüyle karşılanır. Batıl inançları güçlü olanlar, bu kara hadiseyi futbola bağlarlar ve deyim günümüze kadar gelir…?

BURAK KURU
(25.01.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)

KİMİ BAŞROL KİMİ KARAKTER
Kulüp Hikâyeleri
Ziya Adnan, Tanıl Bora
Dipnot Yayınları
2014, 344 sayfa

Previous Story

Devlet Nedir? – Cem Eroğul

Next Story

Hayvanların olmadığı çocukluk neye yarar ki? – Semih Gümüş

Latest from İnceleme

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ