Che Ernosta Guevara’nın, 1967 yılında Bolivya’da CIA tarafından öldürüldüğünde cebinde bulunan yeşil not defterine kendi el yazısıyla yazdığı şiirlerden oluşan antolojide bulunan şairlerden biri olan Kübalı şair Nicolas Guillen, Che’yi katleden Bolivyalı askerlere yazdığı şiir olan Soldatido Boliviano (Bolivyalı Küçük asker) şarkısı hala unutulmaz yerini koruyor.

Bolivyalı Küçük Asker
Bolivyalı küçük asker,
Bolivyalı küçük asker,
sırtında tüfeğin, gidiyorsun
tüfeğin Amerikan malı
tüfeğin Amerikan malı
Bolivyalı küçük asker
tüfeğin Amerikan malı.

Sinyor Barrientos verdi onu sana
Bolivyalı küçük asker
Mister Johnson’ un armağanı
kardeşini vurman için
kardeşini vurman için
Bolivyalı küçük asker
kardeşini vurman için.

Kim bu ölü, bilmiyor musun
Bolivyalı küçük asker?
Bu ölü Che Guevara,
Arjantinliydi Kübalıydı
Arjantinliydi Kübalıydı
Bolivyalı küçük asker,
Arjantinliydi Kübalıydı.

En iyi dostundu senin,
Bolivyalı küçük asker,
yoksulların dostuydu
doğudan dağlara kadar
doğudan dağlara kadar
Bolivyalı küçük asker
doğudan dağlara kadar.

Gitarım tepeden tırnağa
Bolivyalı küçük asker
yas tutuyor, ağlamıyor
ağlamak insan işi
ağlamak insan işi
Bolivyalı küçük asker
ağlamak insan işi.

Sırası değil ağlamanın
Bolivyalı küçük asker
ele mendil yakışmaz şimdi
ele tırpan yaraşır
ele tırpan yaraşır
Bolivyalı küçük asker
ele tırpan yaraşır.

Para veriyorlar sana
Bolivyalı küçük asker
alıp satıyorlar seni
bu iş zalimin işi
bu iş zalimin işi
Bolivyalı küçük asker
bu iş zalimin işi.

Vakti geldi uyanmanın
Bolivyalı küçük asker
dünya ayağa kalktı
erkenden doğdu güneş
erkenden doğdu güneş
Bolivyalı küçük asker
erkenden doğdu güneş.

Doğru yolu tutmaya bak
Bolivyalı küçük asker
kolay bir yol değil bu
kolay değil, düzgün değil
kolay değil, düzgün değil
Bolivyalı küçük asker
kolay değil, düzgün değil.

Şunu öğrenmen gerek
Bolivyalı küçük asker
kardeş dediğin vurulmaz
kardeşini vurmaz insan
kardeşini vurmaz insan
Bolivyalı küçük asker
kardeşini vurmaz insan.

Nicolas GUILLEN

Çeviren : Ülkü TAMER

Nicolas Guillen’in Yaşam Öyküsü
10 Temmuz 1902’de Camagüey’de doğdu. 17 Temmuz 1989’da Havana’da öldü.Tam adı Nicolás Cristóbal Guillén Batista’dır. Hem Afrikalı hem de Avrupalı kanı taşıyordu. Havana Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü. 1937’de Cumhuriyetçiler’in safında İspanya İç Savaşı’na katıldı. Aynı yıl Küba Komünist Partisi’ne girdi. Altı yıl kadar sürgünde yaşadı; bir süre Avrupa’da -üç yılı Paris’te – kaldıktan sonra Küba Devrimi’nin başarıya ulaşması üzerine ülkesine döndü. Sociedad de Estudios Afrocubanos’u (Afro-Küba Araştırmaları Topluluğu) kurdu. UNEAC’ın (Union Nacional de Escritores y Artistas Cubanos – Kübalı Yazar ve Sanatçılar Ulusal Birliği) kurulmasına öncülük yaptı. 1954’de Lenin Barış Ödülü’nü kazandı. 1961’de Ulusal Ozan (Poeta nacional) sanı verildi, UNEAC’ın başkanlığına seçildi.

Latin Amerika edebiyatında ‘Poesia Negra’ Zenci Şiiri akımının öncülerindendir.

Eserleri
Motivos de Son (Ezgi Motifleri,1930)
Songoro Cosongo (1931)
West Indies Ltd. (1934)
Cantos para soldados y sones para turistas (Askerler İçin Şarkılar ve Turistler İçin Ezgiler,1937)
Espana: poema en cuatro angustias y una esperanza (İspanya: Dört Tasalı ve Bir Umutlu Şiir, 1937)
El son entero (1947)
La paloma de vuelo popular (Halktan Yana Uçan Güvercin, 1958)
Elegias (Ağıtlar, 1958)
Tengo (Benim Var, 1964)
Poemas de amor (Aşk Şiirleri, 1964)
El Gran zoo (Büyük Hayvanat Bahçesi, 1967)
La rueda dentada (Testere Dişli Tekerlek, 1971)
Antologia clave (Temel Antoloji, 1971)
Summa poética (Şiirsel Sentez, 1976)
Por el Mar de las Antillas anda un Barco de Papel (1977)

Türkçeye Çevrilmiş Eserleri
Adam Eden Sözler Seçme Şiirler, Nicolas Guillen, Türkçesi: Ali Cengizkan, Kuzey Yayınları, Ankara, 1985
Seçme Şiirler Küba Şarkıları, Nicolas Guillen, Çeviri:Özdemir İnce,Yön Yayıncılık, İstanbul, 1992

AŞK DİLENEN GECE

Aşk dilenen gece.
Soğuk yel, gök külrengi.
Ölü güneş.
Aşk dilenen gece.

Kapalı gözkapaklarını düşünüyorum onun,
aşk dilenen gece,
kansız dizlerini düşünüyorum onu,
aşk dilenen gece,
ve yeşil tırnaklı ellerini,
solgunluğunu alnının,
ve tıkanmış ağzını onun…
aşk dilenen gece,
aşk dilenen gece,
aşk dilenen gece.

Hayır,
adımlarım üzre yürüyor çünkü,
hayır;
çünkü bana seslendi, selamlıyor beni,
hayır,
çünkü geçişine bakıyorum cenaze alayının,
hayır,
çünkü gülümsüyor bana, uzanıvermiş,
uzanıvermiş, yumuşacık ve uzanıvermiş,
ölmüş bir tek vuruşta, uzanıvermiş…

Hayır.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Özdemir İNCE

ATALAR

Fabio, dediklerinden anladığım,
büyükbaban köleleri olan bir başmelekmiş.
Benim büyükbabam, öte yandan
Patronları Olan Bir Şeytandı.
Seninki falakada öldü.
Benimkini, astılar.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

BULMACALAR

Dişlerinde sabah,
derisinde gece,
Kimdir, kim değildir?
-Zenci.

Kadın ama güzel değil,
ne isterse yaptırır,
Kimdir, kim değildir?
-Açlık.

Kölelerin kölesi,
efendilerin zalimi,
Kimdir, kim değildir?
-Şekerkamışı.

Bir elin yüzkarası,
unutmaz öteki eli,
Kimdir, kim değildir?
-Sadaka.

Ağlayan adam
bir zamanlar öğrendiği gülüşle.
Kimdir, kim değildir?
-Ben.

Nicolas GUILLEN

Çeviri: Ülkü TAMER

DERS ÇALIŞMA

Beyaz çocuklar bugün Alabama’da,
kitaplar okunurken, uygulamalı evödevi olarak,
alevli bir güzelim buket hazırlarlar,
içinden beş zenci cesedi sarkan.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

KARAYİP

Akvaryumun içinde, Büyük Hayvanat Bahçesinde,
yüzer Karayip.
Bu hayvan
denizlerde yaşayan, anlaşılmaz yaratık
başında billurdan bir taç var,
gövdesi mavi, kuyruğu yeşildir,
göğsü, sıkı bir mercan kayalık,
gri yüzgeçleri, siklonlar.

Akvaryumun üzerinde, şunlar yazılıdır:
(Dikkat, ısırır!)

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

KURŞUNA DİZİLME

Kurşuna dizecekler
elleri bağlı bir adamı,
ateş etmek için sıralanmışlar,
dört asker.
Dört asker,
sessiz,
dört asker elleri bağlı,
öldürecekleri adam gibi
elleri bağlı.
“Bir kaçabilseydin!”
“Koşamam ki!”
“Tetiği çekecekler neredeyse!”
“Ne yapsak dersin?”
“Belki boştur tüfekleri…”
“Zalim kurşunlar var tüfeklerinde!”
“Kimbilir, ateş etmezler belki.”
“Az salak değilsin sende!”
Ateş edecekler
(Nasıl edebildiler?)
Öldürecekler.
(Nasıl öldürebililer)
Dört askerdiler,
sessiz,
Bir subay kılıcıyla komut verdi;
dört askerdiler,
bağlı,
öldürdükleri adam gibi
elleri bağlı.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ülkü TAMER

NE RENK?

Derisi karaydı, ama kar kadar beyaz,
çok katıksız bir ruhu vardı.
Yevtuşenko, Martin Luther King’in
katledilmesinden sonra, bir telgrafta.

Öyle beyaz bir ruhu vardı ki, diyorlar
o soylu papazın.
Derisi öyle kara, diyorlar.
derisi o kadar kara renkliydi,
içerisi kar gibiydi ama,
beyaz bir zambak,
taze süt,
pamuk.
Öyle kirlenmemiş.
Tek bir leke yoktu,
kusursuzdu içi-dışı.
(Kısacası, güzel buluş:
“Ruhu beyaz olan zenci,”
oldukça çekici.)

Ama yine de başka biçimde söylenebilir:
Ne güçlü bir kara ruh
papaz ruhlarının en naziği.
Ne gururlu kara bir tutkuydu
onun yüreğinde yanan.
Ne katıksız kara düşünceler
yetişmişti onun verimli beyninde.
Ne kadar bir sevgiydi,
öyle, renk karıştırmadan,
gösterdiği.

Hem niye olmasın,
bu kahraman papaz niye
kara ruhlu biri olmasın?

Kömür gibi kara bir ruh hem de.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

NERDEN ÇIKARIYORSUN, ASKER

Nerden çıkarıyorsun, asker
seni sevmediğimi,
aynı değil miyiz ikimiz de,
sen de,
ben de.

Sen yoksulsan ben de yoksulum işte;
sen halktansan ben de halktan gelmeyim;
nerden çıkarıyorsun öyleyse, asker,
seni sevmediğimi?

Ama unutuyorsun bazen,
benim kim olduğumu;
sen değil miyim ben, söylesene,
sen nasıl bensen, ben de senim.

Kin tutacak değilim ya
bu yüzden sana, asker;
aynı kişiysek ikimiz eğer
sen de,
ben de,
nerden çıkarıyorsun, asker,
seni sevmediğimi öyleyse.

Karşılaşıyoruz birbirimizle
aynı sokakta, aynı yolda,
omuz omuza, seninle ben!
Aramızda kin yok, düşmanlık yok,
biliyoruz nereye gittiğimizi,
ikimiz de, sen de ben de…

Nerden çıkarıyorsun asker,
seni sevmediğimi öyleyse!

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ülkü TAMER

ÖLÜ ASKER

– Kimin kurşunu öldürmüş onu?
– Bilen yok.
– Nereliymiş?
– Jovellanos’ lu diyorlar.
– Nerede bulmuşlar?
– Yolun yanında yatıyormuş,
öteki askerler görmüş.
– Kimin kurşunu öldürmüş onu?

Gelip öpüyor onu nişanlısı;
anası geliyor sonra ağlıyor.
Sonra da yüzbaşı çıkageliyor.
bağırıyor:
– Gömün onu!
Dan! Dan! Dan!
GİDİYOR ÖLÜ ASKER.
Dan! Dan! Dan!
YOLUN YANINDA BULMUŞLAR ONU.
Dan! Dan! Dan!
BİR ASKERDEN NE ÇIKAR.
Dan! Dan! Dan!
DAHA NE ASKERLER VAR BİZDE.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ülkü TAMER

ŞEKERKAMIŞI

Zenci
tarlanın yanında.

Yanki
tarlanın üstünde.

Toprak
tarlanın altında.

Kan
bizden akıyor!

Nicolas GUILLEN

Çeviren : Ülkü TAMER

SENATÖR McCARTHY’NİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE KISA GROTESK MÜNACAAT

Burada yatıyor Senatör McCarthy
ölümden yatağı üzerinde, ölü,
dört maymun dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McMaymun
Carthy’den yatağı üzerinde, ölü,
dört şahin dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McŞahin
maymundan yatağı üzerinde, ölü,
dört tay dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McTay
şahinden yatağı üzerinde, ölü,
dört kurbağa dikizlemekte onu:
Carthy McCarthy.

Burada yatıyor Senatör McKöpek
ulumalardan yatağı üzerinde, ölü,
dört gangster dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McGangster
köpekten yatağı üzerinde, ölü,
dört kurşun dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McKurşun
haykırışlardan yatağı üzerinde, ölü,
dört balgam dikizlemekte onu:
Carthy McCarthy.

Burada yatıyor Senatör McBomba
hakaretlerden yatağı üzerinde, ölü,
dört domuz dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McDomuz
bombalardan yatağı üzerinde, ölü,
dört dil dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McDil
Domuzlardan yatağı üzerinde, ölü,
dört yılan dikizliyor onu;
burada yatıyor Senatör McYılan
dillerden yatağı üzerinde, ölü,
dört baykuş dikizlemekte onu:
Carthy McCarthy.

Burada yatıyor Senatör McCarthy,
McCarthy’nin ölüsü,
ölü McCarthy,
ölü ve dahi ölü,
amin.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

TER VE KIRBAÇ

Kırbaç,
ter ve kırbaç.

Güneş erkenden uyandı
ve buldu yalınayak Zenciyi.
Çıplak gövdesi kırbaçlanmış
meydanda.

Kırbaç,
ter ve kırbaç.

Rüzgâr haykıra haykıra esti:
Kara bir çiçektir her yumruk!
Kan dedi ki ona, Haydi git!
O kana dedi ki, Haydi git!

Al kanlar içinde gitti, yalınayak.
Titreyerek, kamış tarlası
Açıldı yol verdi ona.

Sonra, gökyüzü sessizliğe büründü,
ve göğün altında bir köle
her yanı boyandı efendinin kanıyla.

Kırbaç,
ter ve kırbaç,
her yanı boyandı efendinin kanıyla;
kırbaç,
ter ve kırbaç,
her yanı boyandı efendinin kanıyla,
her yanı boyandı efendinin kanıyla.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Oğuz Yaşar A.

VARIŞ

Buradayız işte!
Söz bize ıslak ulaşır ormanlardan,
ve canlı bir güneş yükselir damarlarımızda.
Yumruğumuz güçlüdür,
güçlü kavrar kürekleri.

Yayılıcı palmiyeler uyumakta gözün derinliklerinde.
Katıksız bir altın damla gibi, çığlığımız bizden uzaklaşmakta.

Ayağımız,
sert ve kocaman,
ezer ıssız yollardaki
sıralarımıza dar gelen yollardaki tozu.
Suların kaynadığı yerleri biliriz,
ve severiz suları kanolarımızı ittirdikleri için kırmızı gökler altında.

Şarkımız sade
bizim şarkımız
ruhun derisi altındaki pazuya benzer.

Sabaha sisi biz getiririz,
ve geceye ateşi,
ve bıçağı, ayın sert bir parçası gibi,
barbar derilere lâyık olanı;
bataklıktaki timsahları biz getiririz
özlemlerimizi boşaltan yayı,
tropiğin belini
ve berrak aklı biz getiririz.

Ah, yoldaşlar, buradayız işte!
Kent bekler yaban arılarının
bal petekleri kadar narin saraylarıyla;
caddeleri kuru, dağlarda yağmur yağmadığında ırmaklar nasıl kurursa,
ve evleri gözlerini diker bize korkulu pencereleriyle.

Eskil insanlar süt ve bal verecek bize
ve yeşil yapraklarla taçlandıracaklar bizleri.

Ah, yoldaşlar,buradayız işte!
Güneşin altında
terli derimiz yenilenlerin ıslak yüzlerini yansıtacak,
ve gece boyunca,yalımlarımızın ucunda yanarken yıldızlar,
kahkahamız ırmaklara ve kuşlara uyanacak.

Nicolas GUILLEN

Çeviri : Ali CENGİZKAN

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Montesquieu
Previous Story

Montesquieu’nün siyaset felsefesi

Montesquieu
Next Story

Aydınlanmacı Montesquieu ‘nun Hayatı

Latest from Biyografiler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ