Orhan Kemal’in “toksöz”lü babası

1924 yılında gazetesi Toksöz?de, ?Ben demokrasi isterim? diye yazan Kemali Bey, hem keskin bir kalem hem iflah olmaz bir muhalif siyasetçiydi.

Abdülkadir Kemali, Türk siyaset tarihinin en renkli simalarından biridir. Bu cümleyle giriş yaptıktan sonra, bir açıklama yapmayı zorunlu görüyorum. Zira bu çağın okurlarının, yukarıdaki tespit için şöyle böyle yarım asır beklemesi gerekiyordu. Türk edebiyatının en güçlü yazarlarından Orhan Kemal?in babası, Abdülkadir Kemali (Öğütçü) Bey ile ilgili araştırmaların ancak 2000?li yıllarda karşımıza çıkmasından dolayı bu cümleyi geç kurmuş olabiliriz. Türk siyasetinin ve toplumun tarihsel kavşaklarına tanıklık etmiş Abdülkadir Kemali, sağlığında, politik mücadelesi ile ilgili hiçbir kitabı yayımlayamadı. 2005?te, torunu Işık Öğütçü?nün yayımladığı anıları ise polis baskınlarından kurtulmuş bölümleri ile bize ulaştı. Aynı dönemde Meral Demirel?in Tam Bir Muhalif Abdülkadir Kemali Bey adlı çalışması okurla buluştu. Abdülkadir Kemali, şüphesiz bu kadarından ibaret değildi. Bunu çok iyi bilen araştırmacı-yazar Işık Öğütçü, dedesinin 1924?te yayımlanan Toksöz gazetesindeki yazılarını Toksöz 1924-Abdülkadir Kemali?nin Muhalif Yazıları adıyla yayımladı. Everest Yayınları?ından çıkan kitap, neredeyse bir asır önce bu topraklardaki kalem savaşlarını ve siyasetin basına yansıyan hallerini anlamak için önemli bir belge.

Sözünü sakınmayan yazılar
Yazıları okuduğumuzda dikkati çeken ilk şey, Kemali Bey?in gazetenin adı gibi toksözlü oluşu. Türkiye Cumhuriyeti?nin henüz bir yaşında olduğu ve İstanbul?dan Ankara?ya, oradan da bütün Anadolu?da neredeyse bütün basının, tek parti devletinin faziletlerini anlattığı bir ortamda Toksöz, gerçekten de farklı bir ses olarak basın hayatındaki yerini almıştır. Kürt isyanlarının yaygın olduğu, greve giden işçilerin idamla yargılandığı, İstiklâl Savaşı sonrası artık muhalif avına çıkıldığı bir dönemde Kemali Bey, gerçekten de sözünü sakınmayan yazılar yazmıştır.

30 Ağustos ? 27 Kasım 1924 tarihleri arasında Adana?da 78, 15 ? 30 Aralık tarihleri arasında da İstanbul?da 14 sayı olarak yayımlanan Toksöz?ün gerçekten de etkili bir muhalefet yaptığı yazılardan anlaşılıyor. Öyle ki, Kemali Bey, günümüz medya tabiriyle ?gündem belirleyen? yazılar yazmıştır. Bu yazıların, Adana basınında da çok tartışıldığını Kemali?nin notlarından izleyebiliyoruz.

Abdülkadir Kemali, yazdıklarıyla Halk Fırkası (HF) ve Gazi Paşa yandaşlarında öyle bir öfke yaratıyor ki, çok geçmeden cumhuriyet karşıtı olmakla suçlanıyor. Şüphesiz Kemali Bey?in yanıtı sert oluyor: ?Patlasanız, çatlasanız kesin düşüncelerimden birini bile feda etmem. Ben demokrasi temellerine dayanan bir cumhuriyet isterim ve böyle bir cumhuriyetin âşığıyım. Bu cumhuriyeti Halife Hattab oğlu Ömer?in o alçakgönüllü, adil, merhametli, olgun insan nitelemesine layık yüce zatının temiz ruhunu, genç cumhuriyetimizin temiz ruhunda aynen görmek isterim. Fert yok toplum var düsturundan beni ve memleketi ayıracak gücü, Allah henüz yaratmamıştır. Anladın mı çaylak efendi??

?Maskeli cumhuriyetçiler?e karşı samimi muhalefet
Kemali Bey, Mustafa Kemal?i eleştirirken biraz daha ılımdır. Yeni cumhuriyetin koyduğu yasalara ve demokratik yönünün eksiğine vurgu yapar: ?Biz cumhuriyeti Türkiye halkının zulme, baskıya, namussuzca idarelere karşı açtığı savaşın mutlu bir sonucu olarak kabul ediyoruz. Bey, paşa ve ağaların, üstün tanıtılmak istenen hiçbir şahsın yardım ve bağışı olarak görmüyor ve kabul etmiyoruz.?

Türkiye Cumhuriyeti, 1946?ya kadar çok partili sisteme geçemedi. Mustafa Kemal?in izin verdiği ölçüde parti kurulmasının serbest olduğu dönemler ise, ?samimi bir muhalefet olmadığı? gerekçesiyle kısa sürdü. Egemen yapının samimi bir muhalefeti nasıl tespit edeceği ayrı bir tartışma konusuysa da Kemali Bey?in samimiyeti şüphe götürmez. Programına sosyalizmi alan bir siyasetçi değilse de çağ itibariyle var olanla yetinilmemesi gerektiğini söyleyen bir ilericidir. Kendisine savaş açanlara şu cevabı ilginçtir: ?Biz cumhuriyet bayrağının gölgesine daha bugün sığınmış değiliz. Padişahlığı, sultanlığı, halifeliği bilfiil yıkıp yerine milli hâkimiyeti koymak için canla başla çalışmış insanlarız. Cumhuriyet bizim için en yüksek, kutsal bir gayedir. Ancak onu çıkar aracı yapmak isteyenlerle çarpışmayı ve cumhuriyeti halkın gözünde gerçek manasıyla ilerletmekten aciz olan hırslı ellerden kurtarmayı hedefliyoruz. Anladınız mı maskeli cumhuriyetçiler!?

Abdülkadir Kemali Bey, yazılarında ?sol? düşünceye kimi zamanlar yakındır. Kurtuluş Savaşı?nda bedel ödeyen halkı dikkate almaktadır. ?Sermaye?, ?milli iktisat?, ?kalkınma? kavramlarının yanı sıra yoksullar, köylüler ve onların yaşadığı sefalet de gündemindedir. İktidar tarafından yapılan harcamaların hesabını sormazdan gelmez.

Doğu-Batı ayrımı yanlıştır
Yazılarında Türk siyasi hayatı içinde kısa dönem de olsa yer edinen Ahali Cumhuriyet Fırkası?nın da programını aktarır. Syaset tarihimiz için ayrı bir değer taşıyan yazılardır bunlar. Kemali, askerlerin kurduğu HF ve onların yönetiminin yetersiz olacağına, sivil bir iktidarın ülke için iyi şeyler yapabileceğine inananlardandır. Yazılarda, ısrarla çağdaşlık ve ilericilik vurgusu dikkat çekiyor. Parti programında da çağdaşlık esas alınıyor; ancak sadece ?Batı? ile değil, ?Doğu-Batı? bütün milletlerin iyi tarafını almayı öngörülüyor. Kemali programında, geçim sıkıntısı çeken toplumsal tabakaların çıkarlarını da dikkate alıyor. Müreffeh bir yaşam vurgusu dikkat çekiyor.

Yazılara Kemali?nin 1948?de Büyük Doğu dergisinde yer alan üç yazısı da eklenmiş. Yine Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı Yunus Nadi?nin 1924?te yazdığı ?Tenkitlerin Tenkidi? makalelerine karşılık olan ?Tenkitlerin Tenkidi Bu da Onun Tenkidi? yazılarıyla, Kemali?nin basına düşünülen sansüre karşı olduğunu gösteriyor.

Kemali Bey, yazdıklarıyla, şüphesiz bir dönemin muhalefeti adına bugüne ışık tutuyor. Yazdıkları siyasal-toplumsal konuda çok değerli bilgiler içeriyor. Ancak, bunun dışında en önemlisi cesareti ve samimiyetiyle sıradışı bir siyasetçi portresi olmasıdır. Yazıyı onun tebessüm ettiren bir HF eleştirisi ile bitirmek istiyorum. Tek parti döneminde bu kadar açık ve yüksek sesle muhalefet doğrusu başlı başına siyasi bir olaydır: ?Ben Türkiye Cumhuriyeti?nde bir vatandaş sıfatıyla mevcut hükümete, bir milyon oyum olsa bir tekini dahi vermem ve beni dinlemekle vatana ait görenlere aynı davranışı tavsiye ederim.?

MAZLUM VESEK

(23.06.2014,http://kitap.radikal.com.tr/)

TOKSÖZ 1924
Abdülkadir Kemali?nin Muhalif Yazıları
Işık Öğütçü
Everest Yayınları
2014, 301 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir