Orhan Veli 100 yaşında! – Öznur Özkaya

?Ne atom bombası / Ne Londra konferansı / Bir elinde cımbız / Bir elinde ayna / Umurunda mı dünya?? dizeleriyle düzeni, halkın açmazlarını yerdiğimizde, ?alnımdaki bıçak yarası, senin yüzünden? diyerek isyanımızı zaaflarımızla harmanladığımızda, ?Hürriyet?e Doğru? koşarken ?İstanbul?u Dinliyorum? şiiriyle gözlerimizi yumup ?Sere Serpe? uzanan birini düşlediğimizde aklımıza düşen şair, kendi savaşının devrimcisi, ?şiirin zincirkıranı?, ezber bozanı Orhan Veli; 100 yaşında!

Aruzun etkisini tam olarak silememişken başkaları, Orhan Veli heceyi reddetti. Her şeyin şiirin konusu olabileceğine inandı ve şiirlerinde sözünü ettiği insanları toplumun alt gelir gruplarında bulunan, sıradan, günlük nafakasının ve küçük tasalarının peşinde koşturan insanlardan seçti. Böylelikle geleneksel şiirin idealize ettiği, kahramanlaştırdığı, soyutlaştırdığı insan tipini yıkmaya dönük bir tutum takınarak, yergiden ve halk dilinden yararlanıp toplumsal sorunlara değindiği halde toplumu yönlendirecek denli halkçı yazmasa da halk için yazdı.

36 yıl süren hayatı boyunca ekonomik sıkıntılarla boğuşmuş, çalıştığı tercüme bürosundan faşist yönetime boyun eğmeyerek ayrılmış, zorluklarla çıkardığı ?Yaprak? adlı fikir ve sanat gazetesinin yayımlanabilmesi için paltosunu ve Abidin Dino?nun kendisine hediye ettiği resimleri dahi satmak durumunda kalmış olan Orhan Veli; yine de ?Bedava Yaşıyoruz? başlığıyla bir şiir yazabilecek kadar mizah sahibi ve hayata âşık bir şairdi. Orhan Veli; yaşadığınız şehri sevdirir size, güzel havalarla ilgili hülyalarınız olur, her bahar âşık olmak istersiniz, ?Birdenbire? oluşan şeyleri hayretle seyredersiniz, avareliğin de iyi bir yanı olduğunu, havadaki insanı sarhoş eden şeyin kokusunu duyumsar ve sonunda şairliğiyle yetinip mutlu olan Orhan Veli?ye her daim saygı duyarsınız.

?Boğaz?ın bir ucunda, Sarıyer?de, yalnızlık ve yoksulluk içinde yaşayan bir adam? Sıkboğaz eden parasızlıkla boğuşurken bile sevdasıyla soluklanmayı, gönül işçiliğiyle geçinmeyi öğrenmiş bir adam? Şiirle, sevdalarla, dostluklarla, at yarışlarıyla, sandal gezintileriyle, Karadeniz rüzgârıyla, yosun kokularıyla, alaca gemilerle, gökyüzünün mavisiyle, durmaksızın havayı karalayan martılarla ve elbette ?rakı şişesinde balık?larla avunan bir adam? Orhan Veli: Şiirlerinde şairaneliğe sert darbeler indirirken mektuplarında koyu bir kederi imbiklerden geçiren efkârlı şair.? diye anlatıyor Murat Yalçın, Orhan Veli?yi, YKY?nin Orhan Veli?nin 100. yaş günü vesilesiyle okurlarına sunduğu bir armağan olan ?Yalnız Seni Arıyorum? adlı eserinde.

?Bir de sevgilim vardır, pek muteber; / İsmini söyleyemem, / Edebiyat tarihçisi bulsun.? diyerek o zamanlar ismini söyleyemediği sevgilisi Nahit Hanım?a yazdığı mektuplar; ?? Türk şiirinde çığır açmış bir şairin, Garip hareketinin öncüsü Orhan Veli?nin hayatının son yıllarının bir hikâyesi, bir bakıma günlüğü gibidir. Şairin kişiliğinin; mizacının; dünya görüşünün; düşünce ve duygularını, tutum ve davranışlarını belirleyen ruh hallerinin; hayallerinin; tutkularının ve tutkularını dile getirme biçimlerinin bir belgesidir.? (s: 9) Orhan Veli?nin pek çok şiirini yazarken esinlendiği kırık aşkının kahramanı Nahit Hanım tarafından yıllarca saklanan mektuplar, Ömer Mehmet Koç girişimleri ve Orhan Veli?nin kız kardeşi Füruzan Yolyapan?ın izniyle 54 yıl sonra ilk kez gün yüzüne çıktı. Şimdi, Orhan Veli?nin 100. doğum gününü bu aşk mektuplarıyla kutlamanın zamanı!

*Yalnız Seni Arıyorum (Nahit Hanım?a Mektuplar), Orhan Veli, YKY, Şubat 2014.

ÖZNUR ÖZKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir