Öyküsünü anlatan yaşlı adam sustu

Maupassant bana göre “başkasını yazmayı” en iyi becerebilmiş yazarlardan. Hem de kendiymiş gibi değil, hakikaten başkasıymış gibi.

Maupassant’nın yazdıklarını anlatmaya Maupassant’dan başlamak gerek. Aslında, bir biçimde bu yazının okuruna Maupassant’ı ilk defa işitiyormuş gibi davranmanın, bu minvalde şeyler yazmanın anlamı yok. Yine de işitmek yetmiyor – Maupassant’ı yazmak ve okumak için onu iyi tanımak gerekiyor.

Bir Fransız burjuvası olan Laure le Poittevin’in oğlu olarak doğan Maupassant’ın, edebiyat yaşantısını annesinden bağımsız düşünmek mümkün değil. Bunu Gustave Flaubert ile Laure le Poittevin’in çocukluk arkadaşı oluşlarına ve bu ilişkinin, Maupassant’ın Flaubert’le tanışıklığına olanak sağlamasına dayandırabilirim. Flaubert, Maupassant’ı öğrencisi gibi eğitmiş ve tecrübesiyle yönlendirmiştir. Hatta Maupassant, Turgenyev ve Émile Zola’yı ustası Flaubert sayesinde tanımıştır.

Gönül Öyküleri’ndeki öykülere bakacak olursak, Haluk Erdemol, yazarın birbirinden güzel on bir öyküsünü seçmiş: Alexandre, Âşıklar, Çocuk, Emir Eri, Eskiden, Kütük, Mezar, Misti, Mutluluk, Simon’un Babası ve Yılbaşı Hediyeleri. Seçkideki öyküler birbirlerinden epey farklı karakterleri okura tek bir dilden anlatmayı başarıyor. İlk öykü Alexandre, sınıflar ayrım noktasındaki ikili ilişkilerden bambaşka bir yere, sevgiye evrilirken; Âşıklar’da yine sevgiye, bu defa farklı bir pencereden bakıyoruz. Bakış, biçem ve kurgu her ne kadar bütün öykülerde bir farklılığa sebebiyet veriyor olsa da, kitabın tamamında yer alan metinlere bakıldığında, Maupassant’ı görmek zor olmuyor. Bunu söylerken otobiyografi türünün yanından bile geçmiyorum. Aksine, Maupassant bana göre “başkasını yazmayı” en iyi becerebilmiş yazarlardan biri – hem de kendiymiş gibi değil, hakikaten başkasıymış gibi.

Öte yandan aynı öyküleri, farklı yayınların Maupassant seçkilerinde okumuş olma ihtimali var tabii, lakin çeviri kalitesi Gönül Öyküleri’ni bir adım öne çıkarıyor diyebilirim. Bu noktada Haluk Erdemol’un da hakkını teslim etmek lazım. Kendisi bize gerçekten güzel bir çeviri sunuyor.

Maupassant’nın ölüme baktığı birkaç cümleyi öylece aktarmak istiyorum, dokuzuncu öykü, Mutluluk’tan: “Öyküsünü anlatan yaşlı adam sustu. Bir kadın, ‘Ne diyelim, yaşamdan fazla bir beklentisi yokmuş herhalde,’ dedi, ‘gereksinim ve istekleri çok basit şeylerle sınırlıymış; kadın aptalın biriymiş yani.”

“Ne önemi var,” dedi bir başkası, “mutlu olmuş ya.”

KEREM GÖRKEM
19.12.2014 http://kitap.radikal.com.tr/

GÖNÜL ÖYKÜLERİ
Guy de Maupassant
Çeviren: Haluk Erdemol
Alakarga Yayınevi
2014, 95 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir