Haziran 1934?te yürürlüğe giren Soyadı Kanunu gereği herkesin kendisine soyadı seçtiği günlerde Sabahattin Ali, Ayşe Sıtkı?ya gönderdiği mektubunda şöyle yazmaktadır: “Yeni isim aldın mı? Benim almak istediğim isim Kubaşır?dır. Kubaşmak kelimesinden geliyor. Orta Anadolu?da çok kullanılır. Tarama dergisine bak… Manasını nasıl bulacaksın?? Sabahattin Ali, ortaklaşa iş yapma anlamına gelen ?kubaşmak? sözcüğünü kendisine soyadı olarak beğense de bu düşüncesinden belli ki vazgeçmiştir.
Sabahattin Ali’nin annesi ve kardeşleri “Şenyuva” soyadını seçerek Ayvalık Nüfus Müdürlüğüne bu soyadıyla kaydolmuşlar. Babasının adını soyadı olarak almak isteyen Sabahattin Ali ise “Şenyuva”yı sildirmiş ve yerine “Ali” yazdırmak istemiş.Nüfus müdürünün Özel adlar soyadı olarak kullanılmaz uyarısı üzerine Sabahattin Ali?nin, tamam o zaman, Alı yazın demesiyle sıkınlı çözülmüş ve Sabahattin Ali’nin soyadı “Alı” olarak kaydedilmiş. Ancak bu soyadı resmi yazışmalar da dahil olmak üzere hiçbir yerde kullanılmamıştır.
Sabahattin Ali soyadının Ali yerine Âli olarak söylenmesinden ne kadar rahatsız olduğunu 10 Ekim 1945’te Vedat Baykurt’a gönderdiği mektupta dile getirmektedir: “Esat benim adımı bilir ama, dalgındır, sakın Ali yerine Âli yazdırmasın, bu Âli adı kadar sinirlendiğim kelime azdır.?
Kaynak: A’dan Z’ye Sabahattin Ali, Hazırlayan: Sevengül Sönmez, Yapı Kredi yayınları, 1.baskı Temmuz 2009, sayfa 434,435