Çocukluğumda annemden dinlediğim masalları anımsadım. Devler, cinler, periler, aslanlar, kaplanlar? Soluğumu tutarak dinlerdim anlattıklarını. Uyku öncesi ise göz kapaklarımın ağırlığına direnirdim, sonuna kadar gelebilmek için masalın. O masallar bambaşka bir dünyaydı benim için. Hayaller ülkesine gidişti. Yok ülkelerde var olmaktı.

?Masal anlatılmadı/ Duymadık hiç/ Çocuktuk/ Ya ağlar yatardık/ Ya yattığımız yerde kalırdık.? Ozan Efe?nin bu dizlerindeki gibi olmadım neyse ki! Masallarla beslenmemekten kaynaklı, yaşamım boyunca içimde taşıyacağım burukluğu, boşluğu yaşamadım/yaşamıyorum.

Sennur Sezer?in ?Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yayımlanan ?Şahmaran?ını okurken duygularımın içimden taştığını hissetmem de bundan olsa gerek. Çocukluğunda masallarla büyüyenler bilir, bilmeyenler dikkat kesilsin. Şahmaran, başı insan gövdesi yılan olan bir yaratıktır. Bu kitapta anlatılan bir dostluk ve bağlılık öyküsüdür.

Sadakat, dürüstlük, sözünü tutma günümüz dünyasında herkeste görülemeyen meziyet haline geldi. Dünyamız kirli biri çıkar dünyası, ilişkiler bu temele kurulu. İşi biten, çıkarı kesilen arkasını dönüyor yanındakine. Belki de bu yüzden yılanların şahı ?Şahmaran?ın öyküsü yüzyıllardır anlatılagelir.

Anlatılanlara gelince: Camasb adında anasıyla yaşayan bir genç ne iş tutsa başaramamış, sonunda odunculuk yapmaya karar vermiştir. Dağa, odun kesmeye giderken aniden bastıran yağmurdan korunmak için bir mağaraya sığınırlar. Zaman geçirmek için elindeki çubukla yere çizimler yaparken gizli bal kuyusunun kapağını keşfeder. Arkadaşları ile balı boşaltıp satmaya karar verirler. Kuyu boşaldığında Camasb, oduncu arkadaşlarının ihanetine uğrar ve arkadaşları üzerine kapağı kapatıp Camasb?ın öldüğünü ilan ederler. Umut var olduğu sürece insan yaşar. Camasb da umudunu yitirmez, karanlık kuyudan çıkış yolu arar. Akrebe benzer bir böceğin girdiği deliği kaza kaza bir tünelin ucuna ulaşır. Tünelin ucunda da ejderler. Ejderlerin efendisi, yılanların şahı ile tanışması da bundan sonra gerçekleşir Camasb?ın. Çok öncelerden inanoğlu?nun ihanetine uğrayan Şahmaran, Camasb?ı konuk etmeye karar verir. Bir kere daha ihaneti yaşamamak için asla bırakmak istemez. Yıllar yıllar sonra Camasb?ın yalvarıp yakarmaları sonuç verir ve Şahmaran konuğunu bırakmaya karar verir. Verir ama ölüm fermanını da imzalar farkında olmadan. Camasb kötü niyetli olmasa da bilmeden hazin sonu hazırlayacaktır dostu Şahmaran?a.

İnsani ilişkilerin yok olduğu günümüzde, çocuklara sadakati, verilen sözü tutmanın önemini anlatmanın iyi bir yoludur masallar. Bu masalların en bilineni belki de efsaneleşmiş olmasından dolayı en önemlisi Şahmaran?dır.

Sennur Sezer?in yalın dili, usta anlatımıyla bir su gibi akıyor kitap. Bununla birlikte Cem Kızıltuğ?un çizimleri böyle bir efsane için yapılabilecek en mükemmel çizimlerdir bana göre.
Masallar insanı insan yapan anlatılardır. Çocuklarımızı masallardan mahrum bırakmayalım.

(*) Şahmaran, Sennur Sezer, Kırmızı Kedi Yayınları, Nisan 2014.

Mehmet Özçataloğlu

Previous Story

Charles Bukowski, geleneksel ahlak hakkında ne düşünüyor

Next Story

Gogol’ün Palto’daki Dehası – Vladimir Nabokov

Latest from Makaleler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van

George Orwell’a ilham veren kitap: Biz

George Orwell‘ın 1984’ünü neden sevdiyseniz, Yevgeni Zamyatin‘in Biz‘ini sevmeniz için en az 1984 kadar nedeniniz var. Üstelik Biz, 1984’ten çok daha önce, 1920 yılında
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ