Sanat ve İktidar (Siyasal Tarih Sürecinde Sanat Tarihi ve Sanat Akımları) – Aydın Şimşek

“Hemen her siyasi iktidar sadece bazen devrimcidir, çoğu zaman da tutucu ve muhafazakardır. Bu nedenle sanat her türlü iktidarın karşıtıdır ve karşı dille yaşamın içinde yer alır ve yaşamı yorumlar. İktidar kendisinden bağımsız bir ilişki dizilimine tahammül edemediği için, tarihin en eski sorunlarından birisi de sanat ve iktidar sorunu olagelmiştir.

Elinizdeki bu çalışma, sanat ve ikitidar ilişkilerine, dünden bugüne geniş bir bakışı içermektedir. Sanatın devrimci-deneysel atılımlarıyla, iktidarın özgürlük alanlarını kuşatarak elinde tutma isteminin yarattığı çatışmaları gösterme çabasıdır da diyebilirim.” (Arka Kapak)

Evet sanat!… – Orhan Tüleylioğlu
Sanat, binlerce tanımı olan, yüzlerce çeşitliliğe dönüşebilen, hem çok yaşlı hem de çok genç bir büyücüdür. O, en yaşlı olanımızdır.Çünkü nerdeyse ilk insanla yaşıttır.İlkel bilincin ilk ışığıdır. O, en gencimizdir, çünkü kendi uzamı içerisinde, içinden geçtiği tüm üretim ilişkilerini, sistemleri ve iktidarı arkasında bırakmıştır.Yeni söyleyiş ve varoluşların yolunu açan da o dur. Sürekli bir devinim, devrim dinamiğiyle kendi geleneğini de yıkar. Durağan değildir. Kendisiyle ilgili ortak bir düşüncenin oluşturulmasına izin vermeyecek kadar canlı ve hep yenidir. Hayatın ve özel alanlarımızın daha anlamlı hale getirilmesi, ya da bilinen anlamların dışında yeni anlamlar aramanın yoğunluğu, bir hüner, özel bir beceridir. Bir başka olguyu ortaya çıkarmak bir başka özneyi yaratmak için, en iyiyi yapma kaygısı, en iyisini söyleme kaygısıdır. Kısaca o insandır. İnsanın bilinen tarihi ve evrimi boyunca egemen olmaya çalıştığı, kavgasını verdiği tüm alanlarda var olmuştur.

Sanatın alanına girmek; güzelin alanına girmek demektir. Güzellik, doğanın en büyük gizemidir, her şeyde aranılandır. Sanatsal bağlamda güzel, toplumsal olanla karşı karşıya gelir. Bir bakıma kural dışıdır. Peşine düşen herkesi heyecanlandırır.O tarih bilinciyle süzülüp gelendir. Bu yüzden sadece bugüne değil, geleceğe de hem içerikler, hem de biçimler taşır. Güzel dediğimizde, ilk insandan kesintisiz bugüne ulaştırdığımız seçme ve beğenme yetilerimizden özgürlük kavrayışımızdan söz etmiş oluruz.

İşte, çeşitli kültür edebiyat dergilerinde şiir, sanat ve felsefe yazıları yazan Aydın Şimşek, yeni yayımlanan Sanat ve İktidar adlı kitabında bunlardan söz ediyor. Ama bunlarla yetinmiyor; etik, estetik, ideoloji, politika ve kültür – sanat konularını irdeleyip ilişkilendiriyor, şiir ve sanatın sorunlarına eğiliyor, sanatın dinamiğini, iktidarın tutuculuğuna karşı yönlendiriyor. Liberal toplum imgesinden sanatın ortaya çıkışına, büyünün gücünden sanatın araçlarına, değişimin kaçınılmazlığından sanat akımlarına, eylem ve bilgiden ideolojik vicdana, modernizme ve oradan da çağımızın yeni iktidarı postmodernizme uzanıyor.

Günümüzde, görselliğin illüzyon gösterilerine dönüştürüldüğünü, buna karşın toplumsal çelişkilerin ve değişimlerin gücünü geçirerek imgesel dönüşüme duyulan gereksinimin iyice öne çıktığına dikkat çeken yazar, günümüzde sanatın ve sanatçının asıl işlevinin; alternatif gücü, güçleri, belleği felce uğratan gerici, arabesk, argo, liberal ve politik toplum imgesinin yarattığı dünyayı sorgulamak olduğunu söylüyor. Postmodernizmin kavram olarak tam bir anlam karmaşasının üzerine inşa edildiğini, modernizmin içeriğine karşı direndiğini, aydınlanma çağı etiğini yok saydığını, zamanın dinamiklerine ve tarih bilincine dolaylı, gizli bir saldırı yürüttüğünü ileri sürüyor. Çünkü, Yeni Çağ iddiasıyla ortaya çıkan, postmodernizm aydınlanma çağının bilgi ve birikimlerinin aşıldığını ima ediyor, evrenselliği reddederek yerelliği merkeze koyuyor, her şeye sanal bir boyut ekliyor, siyasal anlamda tüm felsefelere saldırıyor, kendinden bile şüphe ediyor…

Aydın Şimşek, tam bu noktada, postmodernizmin yazarın ölümünü öncelikle etikestetik ve ideolojik olarak ilan ettiğini onun yaşayabilirliğini pazardaki kazanç payıyla ölçtüğünü söyleyerek ilginç bir iddia atıyor ortaya.Ve hemen ardından şunları ekliyor:

“Yaratılmış olana karşı yaratıcı bir özellik olan sanat açısından, yaklaşık yedi bin yıldır problemlerini çözemediği gibi, kendi alanlarını ve iç dünyasını da iyice karmaşıklaştıran insan aklının geriye itilme zamanı gelmiştir. Evet sanat! Birey olma yetisini algılamış ve bunun pratiğini günlük hayata indirgemiş sanatçı…her şeyi karşısına alır ve kalbiyle konuşur. Unutmamak gerekiyor ki, hemen her siyasi iktidar sadece bazen devrimcidir, çoğu zaman da tutucu ve muhafazakâr, bu nedenle sanatsal disiplinlerin önünü açtığı, açmaya çalıştığı, yararlılık alanlarının sadece toplumsal ilişkilere ait olduğunu düşünmek son derece yanlıştır. Sanat, olsa olsa çoğu zaman içten içe, gizliden gizliye, varolmayanların, varolmayan varlıkların içindedir. Bu yüzden de hiçbir iktidar tarzı, sanatı yeterince anlamlandıramaz, algılayamaz, biçimlendiremez.”

Uzun araştırmalara ve okumalara dayanan, geçmişin birikimleriyle çağını sorgulayan, ve bu yönüyleyle de benzerlerinden ayrılan Sanat ve İktidar adlı kitap düşündürücü olduğu kadar başarılı bir çalışma.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/ozel/kitap/010615/vitrin.html

Kitabın Künyesi
Sanat ve İktidar
(Siyasal Tarih Sürecinde Sanat Tarihi ve Sanat Akımları)
Aydın Şimşek
Kanguru Yayınları / Yayınevi Genel Dizisi
Kapak : Nurgül Gökmen
İstanbul, 2011, 3. Basım
223 sayfa

İçindekiler
1.Bölüm: Sanat, Yaratıcı Özgürlük
2.Bölüm: Siyasal Tarih Sürecinde Ortaya Çıkan Sanat Akımları
3.Bölüm: Sanat ve İktidar

Aydın Şimşek
(d. 1960, Mecitözü, Çorum)

Eserleri
Şiir
Ertelenmiş Buluşma
Arınmış ve Ölümsüz
Ayrılıklar İmgedir (1996)
Aşk Ayrılığı da Bilir
Susmalar Kitabı
Sesler Kitabı
Adalar Kitabı (2010)

Araştırma
Siyasal Tarihsel Sürecinde Sanat ve İktidar (2000)
Siyasal Tarih Sürecinde Estetik ve Eylemlilik (2004)
Yaratıcı Yazarlık ve Deneysel Düşünce (2006)
Estetik ve Mücadele Estetiği (2006)

Ödülleri
1989 İnsan Hakları Derneği Şiir Ödülü (Arınmış ve Ölümsüz)
1996 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü (Ayrılıklar İmgedir)
1999 İbrahim Yıldız Şiir Ödülü (Aşk Ayrılığı da Bilir)
2000 Damar Dergisi Emek Ödülü
2003 Behçet Aysan Şiir Ödülü (Susmalar Kitabı)
2010 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Adalar Kitabı)

3 Comments

  1. Sanat Yaratıcılığı, Düşsel özgürlüğün Özgünlüğün Sınırı tanımadığı alandır..Hangi dalı Olursa Olsun ; Sanatın Konuşan Dili Vardır..
    Sanat Ve Edebiyat; Baskı Arttıkça Boy verecek bir çiçek olacaktır.. Bunu hiçbir siyasi düzen değiştiremeyecek..
    Bir toplum, SANAT’ıyla Varaolur..

  2. Öteyandan, bireyin ve toplumun çok yönlü gelişmesine yol açan, öncülük eden sanat ve sanatçı; oluşturduğu bilinçle, okurun ya da algılayıcının yazarına, ressamına, yontucusuna, müzisyenine de kol kanat germeyi öğretecektir.
    Tinsel ve bedensel olarak buna her zaman gereksinim duymuştur sanatçı.

  3. Sanat Adına Hangi dalda olursa olsun,Orada Öncüdür sanatçı..
    Bizlerden çok ayrı algıları, his dünyaları, Çözümlemeler, Bilgi dağarcıklarıyla Kalp notalarını aynı paralele taşıyan Olağan üstü Bir Yapıya sahipler.. Onları ayrıcalıklı kılan bu; Duygu dünyalarıyla beyin arasındaki Çizgiyi Yönetmeleri..
    Varolsunlar, Engeller konmasın.. Konsa Bile ; sızacaktır ışık içinden onların.. Çünkü varlıkları;sanatla yoğurulmuştur..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Ağustosta Üşümek – Duran Aydın

Next Story

Uygarlık Yolunda Özgürler: ?Konstantinopolis Kapılarında? – Yavuz Angınbaş

Latest from Aydın Şimşek

Susmalar Kitabı – Aydın Şimşek

Aydın Şimşek, önce yayınladığı beş şiir kitabı ve bir eleştirel inceleme kitabıyla yazma deneyimini bugüne getirdi. Bu deneyimler Susmalar Kitabı’nda, kendini tekrar etmeden kendi
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ