Sepp Blatter, FIFA ve mafya

Andrew Jennings, önsözünü Brezilya’nın futbol efsanesi Romario’nun yazdığı “Omertà”da FIFA Başkanı Sepp Blatter’in kurduğu rüşvet ve suskunluk yapısını anlatırken kurumun, Blatter aracılığıyla girdiği kirli ilişkilere değiniyor.

Andrew Jennings’ten “Omertà”

Dünya Kupası’nın başlamasına günler, hatta saatler kala FIFA ve Brezilya’dan kötü kokular yükseliyor. Üstelik Brezilya’da halk sokağa dökülmüş, neredeyse her yerde her dakika protesto gösterileri düzenliyor. 2014 Dünya Kupası bir dolu şaibe, tartışma ve gösterinin gölgesinde başlayacak bu yüzden.

Söz konusu tartışmaları; öncesini, sonrasını ve pek çok şaibeyi (yolsuzlukları, dağıtılan rüşveti) takibe almış bir gazeteci var, Andrew Jennings. İskoç gazeteci ve yazar, FIFA Başkanı Sepp Blatter ve ekibinin uzun zamandır izinde; yazdıkları ve açıklamaları yüzünden Blatter tarafından istenmeyen adam ilan edilmiş durumda: Jennings, FIFA’nın davet listelerinden çıkartılmış ve akreditasyonları geçersiz hale gelmiş. Belli ki Blatter, kendisinin araştırmalarından bir hayli rahatsız.

Jennings’in yakın zamanda yayımlanan ve Avrupa’da ses getiren kitabı Omertà: Sepp Blatter’s FIFA Organised Crime Family ise her şeyin üstüne tüy dikti. Jennings kitabında, FIFA Başkanı Blatter’i “mafya babası” olmakla, rüşvet ve şantaj ağı kurmakla ve FIFA delegelerinin çoğuna bir çeşit suskunluk yemini ettirmekle suçluyor. Hatta olayın sadece Blatter’le sınırlı kalmadığını, işin 1974-1998 arası FIFA Başkanlığı yapan João Havelange’a dek uzandığını söylüyor.

Jennings, FIFA’nın artık büyük bir şirket ya da Dünya Kupası’nı (ve diğer büyük futbol olaylarını) düzenleyecek ülkelerdeki şirketlere aracılık eden bir kurum durumuna getirildiğini belirtirken bunun, Havelange’ın başkanlığında temellerinin atıldığını vurguluyor. Blatter’le zirve yapan süreç yüzünden FIFA ve futbol organizasyonlarının yolsuzluk, rüşvet ve mafyalaşmayla anılır hale geldiğini not ediyor. Örnek olaraksa 2006’yı (bir oy farkla) Almanya’nın, 2010’u (sadece Afrika ülkeleri aday olacak diyerek) Güney Afrika’nın ve 2014’ü Brezilya’nın kazanmasını gösteriyor ama olay bunlarla sınırlı değil elbette.

BREZİLYA MAFYASI

Jennings’in Omertà’da ana konu olarak önümüze koyduğu şey Brezilya mafyası ve Blatter’in (dolayısıyla FIFA’nın) bu oluşumla ilişkisi. Alttan yürüyen bir başka konu ise Dünya Kupaları, FIFA organizasyonları, Havelange’ın ve Blatter’in FIFA’da kurduğu yolsuzluk, rüşvet ve suskunluk ağı. Jennings, uzun dönem bir kurumun başında kalan herkes gibi Havelange’ın ve özellikle Blatter’in FIFA içinde istediği gibi at oynattığını, tehditlere ve kimi zaman şantaja başvurduğunu belirtiyor. Buradan bakınca 2006 Almanya, 2010 Güney Afrika, 2014 Brezilya, 2018 Rusya ve 2022 Katar Dünya Kupası organizasyonları üzerindeki şaibelerin kaynağı da ortaya çıkmış oluyor.

Sporda yolsuzluk ve rüşvet araştırmalarıyla nam salan Jennings, Omertà’daki iddialarını ve tezlerini elindeki belgelere, mahkeme kayıtlarına dayandırıyor. Bir dedektif gibi tüm ipuçlarını takip eden Jennings, kitabın iki ana konusunu tüm ayrıntılarıyla verirken bize, güncel tartışmaların (Brezilya’daki protestolar ve 2022 Katar şaibesinin) membağına yönlendiriyor.

Jennings, kitabında Blatter’in çizdiği yolsuzluk ve rüşvet haritasını ortaya çıkarıyor.

Eski FIFA Başkanı Havelange zamanında ve Brezilya’nın diktatörlükle yönetildiği dönemde temeli atılan, bugün “işadamı” olarak ülkede faaliyet gösteren ve uluslararası arenada (bilhassa spor organizasyonlarında) lobi yapan Brezilya mafyası, Jennings’e göre 2014 Dünya Kupası ve 2016 Rio Olimpiyatları’nın kazanılmasında büyük pay sahibi. 2014 ve 2016 için Brezilya’da yapılan astronomik harcamaların, ülkenin yoksul halkını ayaklandıran en önemli etken olduğu düşünülürse Jennings ve öbür yorumcuların, hem Brezilya mafyasının hem de Blatter’in bu protestolardan rahatsızlık duyduğunu söylemesi göz ardı edilmemeli.

Brezilya mafyası ve Blatter, ülkede 2014’le ilgili huzursuzluktan epey kaygı duyuyor. Çünkü hem Blatter’in işaret ettiği organizasyon şirketleri hem de Havelange’ın gizli ortaklığı bulunan (stadyum inşası ve onarımını üstlenen) firmalar büyük ihalelere girmiş durumda. Bu koca ağın, Brezilya’da düzenlenen gösterilerle bütünüyle açığa çıkması ikisinin de işine gelmiyor. İşte bu yüzden Jennings’in de dediği gibi hemen her şeyin üstü örtülmeye, ilgi başka yöne çekilmeye çalışılıyor.

“GECİKMELERİN NEDENİ GÖSTERİLER”

FIFA’daki rüşvet skandalları birbiri ardına ayyuka çıkarken Brezilya’daki gösteriler de hız kesmiyor. Jennings’in tezlerini destekleyecek şekilde başta İngiliz olmak üzere Avrupa’nın muhalif basınının önde gelen gazeteleri Brezilya’da şu güne kadar tamamlanmayan ve maliyeti arttıkça artan stadyum yapım ve onarımlarının ülkedeki hatırlı “işadamlarının” kesesini doldurduğunu yazıyor. Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ise yaşanan gecikmeyi gösterilere bağlayıp “demokrasinin gereği gerçekleşen protestolar çalışmaları aksatıyor” açıklamasıyla dikkati cambaza çekiyor. Aslında bu da Jennings’in ilgiyi dağıtma tezini destekliyor. Brezilya’daki göstericilerin 2013’ten bu yana talepleri çok net: Sağlık harcamalarına getirilen kısıtlamalar kaldırılsın, günden güne artan yoksulluk sosyal politikalarla giderilsin ve büyüyen işsizlik rakamları aşağı çekilsin. Tüm bunları, 2014 Dünya Kupası ve 2016 Rio Olimpiyatları için yapılan akıl almaz harcamalar ve Brezilya mafyasının cebine giren paraların halka kazandırılması gerektiği başlığı altında toplamak mümkün. Bu da Jennings’in, Blatter ve ekibinin kurduğu mafyatik düzenin kime ne kazandırıp ne kaybettirdiğini gösteriyor aslında.

Jennings, olayın Brezilya ayağında “güvenlik harcamalarının” da büyük bir kalem tuttuğunu belirtirken çok kısa bir süre önce Brezilya Devlet Başkanı Rousseff mikrofonların başına geçti ve “kupa güvenliği sağlanacak” dedi. Çalışmalar zaten başlamıştı; evsizler ve potansiyel şüpheliler kent merkezlerinden, maçların oynanacağı bölgelerden ve takımlarla taraftarların kalacağı oteller civarından uzaklaştırılıyor. Jennings’in yazdığı ve uyardığı üzere polisin, sırf Dünya Kupası için hazırlanan özel güvenlikle askerlerin kupa öncesinde ve sırasında Brezilya mafyasıyla işbirliği yapacağına dair öngörüleri de bir bakıma gerçekleşmiş oldu: Evsiz insan cinayetleriyle ilgili haberler bunu doğrular nitelikte.

BLATTER VE PLATİNİ ÇEKİŞMESİ

Konunun Brezilya ayağı, FIFA-mafya bağlantısını ve rüşvetin pis kokusunu epey açıklarken Jennings’in Omertà’da Blatter’in kurduğu “düzenle” ilgili tezlerini destekleyen başka olaylar da var. 2014’ün Brezilya’ya, Havelange ve Blatter baskısıyla verildiğini söyleyen Jennings, 2018 Rusya ve 2022 Katar’la ilgili de çok ciddi iddiaların varlığının bir kısmına kitapta bir kısmına da yazılarında değiniyor. Örneğin 2018 organizasyonunun Rusya’ya, Blatter ve ona yakın kimi delegelerin rüşvet alması sonucu verildiği şüphelerini gündeme taşıyor. Ama kazan esas 2022 Katar’la ilgili olarak kaynıyor. Katar’a verilen kupa organizasyonuna dair hemen her gün yeni bir gelişme gündemde. Katar’ın FIFA delegesi ve yetkilisi Muhammed bin Hammam’ın şirketi KEMCO aracılığıyla Haiti ve Trinidad Tobago delegelerine rüşvet vermesiyle Katar’ın kupayı düzenleyecek oyları aldığı bilgisi bunlardan yalnızca biri.

Hammam, 2011’de FIFA Başkanlığı için Blatter’le yarışa girmiş ancak oy kullanacak üyelere rüşvet dağıttığı iddiası üzerine FIFA Etik Komitesi’nce adaylığı geçersiz sayılmış ve ömür boyu futboldan men edilmişti. Burada Blatter’in devreye girdiği ve rakibini saf dışı bıraktırdığı konuşuluyor. Fakat Hammam’la ilgili iddialar bununla bitmiyor. Katar’ın 2022’yi almasında Hammam’ın şirketi KEMCO ve UEFA Başkanı Michel Platini ve oğlu Laurent’nin parmağı olduğunun, yine Blatter ekibine yakın kaynaklarca basına servis edildiği söyleniyor. Burada olay çatallanıyor: Blatter’e yakın kaynaklar, Laurent Platini’nin bir Katar firmasında çalışmasından, Hammam aracılığıyla 2022 oylamasına katılacak delegelerin Doha’da ağırlanmasına ve Michel Platini’yle Hammam’ın Paris’te bir sabah kahvaltısında buluşmasına dek pek çok parçayı birleştirerek Platini’nin, Katar’ın 2022’yi kazanmasına hatırı sayılır bir katkı sağladığını söylüyor. Ancak madalyonun öbür yüzünde Jennings’in ifadesiyle bir taşla iki kuş vuruş var: İlki Katar 2022’de, Blatter ve çevresinin parmağı var, Blatter’in delegeleri ise para alışverişindeki kimi açıklar konusunda suskun. Üstelik Blatter’in “Katar’ın seçimi hataydı” demesi, Platini’nin “gerekirse 2022 kış aylarında düzenlenir” açıklamasını bir “ısrar” olarak algılanmasını sağlıyor ve yine ilgiyi bir başka yöne çekiyor: UEFA Başkanı Platini zan altında bırakılıyor. İkincisi daha ilginç: Kimi iddiaların araştırılması istenmekle birlikte, Platini ve oğlu hakkındaki suçlamaların Platini’yi yıpratmak için ortaya atıldığı ve bu yolla 2015’te Blatter karşısındaki muhtemel adaylığının bertaraf edilmeye çalışıldığı vurgulanıyor. Jennings’in “mafyalaşma” tezine uygun olaylardan biri de bu.

BLATTER BASKISI

Le Monde’un 5 Haziran’daki haberinde “Qatargate, Blatter ve Platini’yi karşı karşıya getirdi” ifadesi vardı. Fransız gazeteleri “Platini’yle ilgili herhangi bir suç unsuru varsa araştırılsın” derken bir yandan da Blatter’in kirli çamaşırlarını ortaya döküyor. İngiliz gazeteleri, hem Platini’ye hem de Blatter’e yükleniyor. Üçüncü grup ise 2022’nin ev sahibi Katar basını; onlar da İngiliz gazetelerine (özellikle 2022’yle ilgili rüşvet haberleri yapan Sunday Times’a) sert giriyor. Blatter’in “hata” açıklamasına bindirerek onu (Jennings’in dediği gibi) mafya babalığıyla suçluyor. Kısacası Blatter ile Platini arasında bir iktidar savaşı söz konusu. Jennings’in kitabındaki mafyalaşma iddiaları ise Blatter’le Platini’yi 2015’e kadar epey karşı karşıya getirecek gibi. Ancak şu da var, sporda rüşvet ve yolsuzluk konusuna ağırlık veren Jennings’in, Platini’yle ilgili iddiaları bir kenara not ettiğini düşünenlerin sayısı fazla. Yakın zamanda bir Platini kitabı gelirse şaşmamalı. Havelange, Blatter ya da Platini; her kim olursa olsun Jennings bir biçimde işin peşine düşüyor. İstenmeyen adam ilan edilmesi ise onun doğru yolda olduğu şeklinde yorumlanıyor.

FIFA’daki rüşvet skandalları karşısında, kurumdan herhangi birinin bilgi vermesinin ya da konuşmasının bizzat Blatter’in kurduğu baskıyla engellendiğini söyleyen Jennings’in, bunlarla ilgili önceden kaleme aldığı yazılar mevcut. Omertà ise işin tuzu biberi. Üstelik kitaptaki rüşvete ve kirli ilişkiler ağına ilişkin verilerle birlikte Jennings’in daha evvel yazdıkları dikkate alındığında 2014, 2018 ve 2022’deki organizasyonlar ve Blatter’le ekibinin hakemler üzerindeki baskısı (2002 Dünya Kupası’nda Güney Kore’nin çeyrek ve yarı final maçlarını hatırlayalım) yüzünden maçlar büyük şaibelere ve tartışmalara gebe.

Ali Bulunmaz
(http://www.cumhuriyet.com.tr/, 10 Haziran 2014)

Omertà: Sepp Blatter’s FIFA Organised Crime Family/ Andrew Jennings/ Transparency Books/ 234 s.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir