Düşler (yer yer güneş), geleceği ve başka bir dünya özlemini; sular ve nehirler düşlere yürüyenlerin saflığını, tereddütsüzlüğünü, hedefe kilitlenmişliğini; rüzgar ise kesintisizliği ve sınır tanımazlığı simgeler. Soluğu rüzgar olanlar, rüzgarla bir olanlar akar gider şiirlerinde güneşe doğru. Bu özellikleri bağırlarında taşıyanların bilgeliğine, yol göstericiliğine işaret eder:
?Düşü gerçek kılan bilir / Rüzgarla bir olan bilir.?
İlk baskısı 1989’da yapılan, Rüzgârla Bir adlı kitabında özellikle “Ciğer Parem” ve kitaba adını veren “Rüzgârla Bir” şiirleri, Adnan Yücel’in hayat kavgasında merkeze yerleştirdiği toplumcu söyleminin ‘ses tonu’nu yankılandırıyor.
Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Sel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerine
Biri bine döner birden
Yolu yakın kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
Rüzgar çocuk sesleriyle / mavi bir düş kurar gökte
Sözde türkü dalda çiçek / olur açar her yürekte
Gözden perde iner birden
Düşü gerçek kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
Ciğer Parem
İçim dolu özlem yanar ciğer parem
Öptükçe resmini coşar büyür neden
Geceler ki böyle senden ayrı geçen
Bin sabah getirir bana gözlerinden
Ciğer parem gözlerinden
Bir nehir al bir de rüzgar ellerine
Sonsuz baharları söyle sessizliğe
Doluya tutulan dalda solan çiçek
Umut açarken ne renktir söyle bilsin
Ciğer parem söyle bilsin
Bir güzellik uğruna ömrünü veren
Bir mutluluk tadına varmadan giden
Irmakların diliyle türküler dizen
Kararmamış yürek bilsin ciğer parem
Söyle ayrık tarlasında güller duysun
Yarını bugünden gören canlar duysun
Baharı giyinen dallar kar altında
Güneşe uzanan kollar karanlıkta
O yılmayan sevdan duysun
SEN YÜRÜRSÜN RÜZGAR YÜRÜR
Sen yürürsün rüzgar yürür
Sabahlar sığmaz olur gözlerine
Her adımda çözülür bir karanlık
Şafaklar çiçek sunar ellerine
Gün tutuşur
Dağlar aydınlanır
Yeniden aydınlanır
Yeniden canlanan bu yaşam
Türküler dizer saçının tellerine
Sen yürürsün rüzgar yürür
Alıp savurur beni saçların
En kalabalık alanlara götürür
Bir cellat çıkar apansız
Bir fidan yeşermeden çürür
Ve kana bulanır ırmaklar
Baştan başa geçer kentleri
Kan temizlenir cellat ölür
Sen yürürsün rüzgar yürür
Mahpuslar soluğunla umutlanır
Toprak çatlar
Gökyüzü bıçak bıçak şimşeklenir
Görkemli bir yürüyüş başlar içimde
Ve bir tan vakti
Kırılır bütün güzellik yasaları
Ağaçlar aşk açar bahçelerimde
Sen yürürsün rüzgar yürür
Dallar eğilir
Yapraklar secde eder yürüyüşüne
Sular kabarıp dalgalanır
Köpüklü başlarıyla selamlar seni
Ve tanrılar kalır önünde
Ne beyler ne krallar
Seninle yazılır en büyük destan
En güzel tarih seninle başlar
Sen yürürsün rüzgar yürür
Bir sevinç boylanır dünyada
Çocuklar korkusuz büyür
Kan boğulur susar
Dokunup geçtiğin her kuraklık
Yemyeşil bir vadiye dönüşür
Sen yürürsün rüzgar yürür
Bizi bu deprem günlerinde
İnan ki bir şiirsiz yaşamak
Bir de sensiz savaşmak öldürür
Kitabın Künyesi
Rüzgarla Bir
Adnan Yücel
Yurt Kitap Yayın / Adnan Yücel Kitapları
1.basım 1993
63 sayfa