Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi – Yılmaz Odabaşı (Derleyen)

Bu antoloji, 1941 doğumlu Metin Altıok’la başlayıp 1978 doğumlu genç şair Zeynep Köylü’ye uzanan çeşitlilikte, 203 şairin biyografileri ve şiirlerinden örneklerle Türkçe şiirinin son çeyrek yüzyıllık kesitini kapsıyor.
“Bu ülkede şiir, gizliden gizliye, elden ele dolaştı, gece yarıları amacı sadece ve sadece şiir okumak olan ve gizlilik koşullarına uyarak yapılan toplantılarda okundu, bebelerin kulaklarına fısıldandı, duvarlara, duvar gazetelerine yazıldı. Birçok toplantıda en ateşli anlar, en ateşli konuşmalar için onun kıvılcımından yararlanıldı. Bu ülkenin mapushanelerine şiir sayesinde katlanıldı. Ve ne yazık ki, yitirdiğimiz nice canlarımız için şiir hazinemizden nice dörtlükler seçildi.
Haksızlık etmeyelim; en güzelleri olmasa bile, o an seçilenleri, o an anımsananları, o ana en uygun düştüğü düşünülenleri yarin kulağına söylendi. Kısacası, şiir her zaman, her yerde, her ortamda vardı.
Ve, Sosyal Araştırmalar Vakfı’nın uygulamaya soktuğu ilk uzun soluklu proje, adı henüz olmayan ama “Geçmişimiz ve Şiir” olarak tanımlayabileceğimiz bu proje oldu. Bu proje kapsamında, ilk olarak, Suphi Nuri İleri, Yeni Edebiyat dergisinde çıkan tüm şiirleri, “Yeni Edebiyat Şiir Antolojisi (5 Ekim 1940 – 15 Kasım 1941)” adıyla derledi; bu kitap, SAV’ın kuruluş döneminde, SAV’ın kurucularının kişisel katkılarıyla ve SCALA Yayıncılık ile birlikte, SCALA Yayıncılık’ın Emek Dizisi’nde yayınlandı.
Bu projenin ikinci adımı ise, Nail V. Çakırhan’ın “Daha Çok Onlar Yaşamalıydı” kitabının ikinci baskısının yine SCALA Yayıncılık ile birlikte, yine Emek Dizisi’nde yayınlanmasıydı.
Bu üçüncü çalışma ise zaman ekseninde büyük bir aralığı, ama son dönemi kapsıyor. Bu Antoloji, yine şiirleri dillerde gezen bir şairimizin, sayın Yılmaz Odabaşı’nın seçim ve ölçütlerine bağlı olarak 1975 – 2000 Dönemi şair ve şiirlerini kapsıyor. Tüm şairlerimize / şiirlerimize “İyi ki varsınız” diyor ve başta Yılmaz Odabaşı olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.”
Sunuş’tan bir bölüm

Ülkü Tamer’in Değerlendirmesi
Lise yılları. Okulda “İzlerimiz” adlı bir edebiyat yıllığı yayımlıyorduk. Anıl Meriçelli, Spiro Kostof, Ünal Boduroğlu, ben… Birkaç arkadaşımız daha. Aldık yıllığı, Dağlarca?ya götürdük. Çiçeği daha burnunda bile olmayan yazarlardık. Dağlarca şiirlerimiz için ne söyleyecek, merak ediyorduk.
Üstat yıllığı aldı, ön kapağın içine adlarımızı yazdı. “Bunu on yıl sonra açacağım.” dedi. “Bakalım, içinizden hangileriniz şiir yazmayı sürdürüyor. Benim için şair onlar olacak.” Yıllığı on yıl sonra eline alıp almadığını bilemiyorum. Ama şiir yazmayı sürdüren Anıl?la ben kalmıştık sadece.
Yılmaz Odabaşı?nın “Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi”ni okurken bu olay geldi aklıma. Kitaptaki şairlerin büyük çoğunluğu, Dağlarca?nın “on yıl barajı”nı çoktan aşmışlar. “Son çeyrek yüzyıl”ın sonlarında beliren öteki şairlerin de bu çileli uğraşta direneceklerini umuyorum.
***
Odabaşı?nın derlemesi, geçen hafta sözünü ettiğim “antoloji furyası”nın dışında tutulması gereken bir yapıt. Özenle hazırlanmış. Uzun bir çalışmanın ürünü olduğu da ortada. Bizde sanatçılar, genellikle (elbette hepsi değil) kendilerinden önceki kuşakları iyi belirler de, daha gençleri pek okumazlar, tanımazlar. Son edebiyatçılar kendi kuşaklarıdır sanki.
“Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi”, bu açıdan yararlı bir olanak. Ben kendi adıma, edebiyat dünyasına ilk adımı atanları bile izlemeye çalışıyorum. Ama derlemeyi elime alınca, gözden kaçırdığım bazı şairleri fark ettim. Tuğrul Tanyol?un antolojiler üstüne temel yargısına katılıyorum: Onların kitaplarını almak, dergilerde izlerini sürmek isteğini duydum.
***
Kitabın adı yanlış konulmuş bence. “Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi” denilince, 1975?ten bu yana yazılmış şiirlerden bir derleme geliyor akla. Bu süre içinde Melih Cevdet Anday?dan Cemal Süreya?ya, Can Yücel?e kadar nice şair şiir yazdı, yayımladı. “Son çeyrek yüzyıl şiiri” içinde Odabaşı onları “yok saysın”… Elbette olamaz. Böyle bir şey düşündüğünü sanmıyorum. Amacı 1940 sonrası doğumluların yapıtlarından bir seçme sunmak. Kitabın adını da ona göre koysaydı sorun kalmazdı. Takıla takıla bunlara mı takıldı demeyin, Memet Fuat?ın adının önsözde, hem de kaç kere, Mehmet Fuat olarak belirmesi de beni tedirgin etti.
***
Eleştirmen değilim ben. Bu köşede yazdıklarım eleştiri değil, sıradan bir okurun kitap izlenimleri. Şimdi bir eleştirmen Odabaşı?nın kitabını nasıl inceler, ne yollara sapar… Benim yolum tek: Hele o yolda, dere kıyısında bir ağaç gölgesi bulur da şöyle bir uzanırsam değmeyin keyfime. “Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi” bana bu olanağı sağladı.”
Milliyet Gazetesi 25.12.2000

Kitaptan bir şiir

YIKILMA SAKIN
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Kapatıldığın dört duvar arasında
Sağlıklı, genç bir adam olarak
Neler gelmez ki insanın aklına
Sevinçli, özgür günlere dair
Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta
Onunla ilk kez öpüştüğüm şehir
Acı zehir zemberek bir hüzün
Kalbinden gırtlağına doğru yükselir
Görüyorsun işte küçük adamları
Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
Kimisi düpedüz halk düşmanı
Diren öyleyse, diren, yılma
Yürüt daha bir inatla kavganı
Babeuf?u hatırla, Nazım Hikmet?i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko?nun tutuşan kalbini
Karanlıkları yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri
Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi
Bir kaçağa çay sunan kürt kadınlarının
Dağlar dilsizdir, yalçındır
Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da
Ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya
Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Ama bir devrimciyi haklı kılan
Biraz da acılardır unutma
Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz haberciler düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer
ATAOL BEHRAMOĞLU

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir