1915-2015_ağıtlar_dile_geldiTarih denildiğinde ülkemizde neredeyse akan sular durur ama bilimin gerektirdiği “neden, nasıl, ne zaman” sorularının sorulmasına pek rastlanmaz.Hemen her öğrenci padişah eşlerinin kölelerden geldiğini söyler, hepsi nikahsızdır. Ancak Anadolu beyliklerinden görücü gönderilerek alınan bey kızı gelinler, onların çeyiz olarak Osmanlı’ya verdiği toprakları da kimse anmaz.O tür evlenmelerden neden cayıldığı da.

Devşirme denilen din ve dil değiştirmiş çocukların devlet hizmetine alınmasının yararı, Balkanlarda görünür. Nevşehir dışında Osmanlı eseri olan, il Bursa dışında, neden yoktur sorusu gelmez akla.
Kasımpaşa Karma Ortaokulunda , daha 1955-56’larda tarih öğretmenimiz Refahat Ege, Lale Devri’nin halkın desteğini alıp almadığını araştırmamızı söylediğinde hem şaşmış hem çok sevinmiştim. İlk kez okul kitaplarımızın dışına çıkacaktık. Bu araştırma esnaf isyanlarında iş kaybetme kaygısını, köylü isyanlarında kışlak-yaylak denilen arazi vergilerini erken öğrenmemize yol açtı. Yeniçerileri ortadan kaldırmanın yol açtığı kıyımlar da.
Aynı bilgisizlik cumhuriyet tarihimiz için de geçerli. Cumhuriyet tarihimiz boyunca sıkıyönetimlerin, ayaklanmaların, olağanüstü mahkemelerin doğru dürüst yorumunu ancak uzmanlar yapabilir. (Bir de dönemin devlet adamlarının anıları. Koçgiri ayaklanmasının ip uçları, Ebubekir Hazım Tepeyran’ın Anılarında imiş. Okumak gerekli.
Asaf Demirhan, 1915-2015 Ağıtlar Dile Geldi adlı bir kitap yayımlamış. Kitap yüzyıl önce idam edilmiş Kasımoğlu Memed Ali ve arkadaşlarının anısına adanmış. Asaf Demirhan olayı bilen akraba, komşu gibi yaşlı kişilerden anı, ağıt derlemiş. Asaf Demirhan, Mehmet Ali’nin amcası Bozo’nun torunu Mamo’nun oğlu. Bir tür sözlü tarih belgesi.
Ben kitabı okuduğumda bir görüntü film karesi gibi aklıma çakıldı. Mehmet Ali’nin amcası ağıtçı Bozo’nun zıbın denilen ve erkeklerin giymesine pek alışık olunmayan giysiyi giymesi. Bu yüzden de dışlanması. Bu giysiyi giymiş mi söylenti mi o da kesin değil, kimi diyor ki, öcünü alamadı da kadın giysisi giydi. Kimi diyor ki ağıt yaktı diye aşiret onu dışladı da.. neyse.
Bozo artık yok ama ağıtları sürüp gidiyor, hem Türkçe hem Kürtçe:
Biner atın iyisine,
Sürer yolun kıyısına,
Harput’ta bir genç asmışlar,
Haber verin dayısına.
..
Seni vuran Kürt mü idi,
Kurşunları çift mi idi,
Vurduğunu aramıyorum
Acap o da yiğit miydi
Memo Memo Memedali
“ Ata biner at yakışır, yola çıkar yol yakışır” bir gençmiş Mehmet Ali. Anadolu’daki ayaklanmalar toplumsal, tarihsel gerekçeleriyle irdelenmedikçe mavi şalvarı, dal boyuyla sohbetlerde süzülüp gidecek.
Ben Asım Demirhan’ın kitabının yanına Hasan Çerçioğlu’nun Kürecik’te Güneş Geç Doğar (BerfinYayınları, 581 sayfa ) romanını, (Pıxo’ların Alibey’in yeğeni) Molla Demirel’in internette (artikel_kurecikisyaniuzerine_tr.htm) yazdıklarını yan yana koydum. Daha araştıracağım. Ama sözlü tarih saptaması yapan tüm arkadaşlarıma da gönül borcu duyacağım. Elbet Asaf Demirhan’a da. İnsanlar geçip/göçüp giderken notlarımızı alalım ki zamanı olanlar, ustalar doğru yazsın geçmişimizi.
Yoksa Tekfur Sarayı’nı beş yıl önce yapılmış bir otel sanmayı sürdüreceğiz.

Sennur Sezer
evrensel.net, 3 Eylül 2015

*1915-2015 Ağıtlar Dile Geldi, Asaf Demirhan, Gar Yayınları 111 s.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Otomatik Portakal – Anthony Burgess

Next Story

Tormesli Lazarillo

Latest from İnceleme

Go toTop