“Sütlaçlar Firarda” kitabının dört ayrı hikayeden oluşması çocuklar tarafından okunmasını daha da kolaylaştırmakta. Sade bir anlatımı ve basit çizimleri olan bu kitabı veli olarak gönül rahatlığıyla çocuklarınıza okutabilirsiniz ve hatta başlamışken serinin daha önceden çıkmış olan diğer üç kitabını da alabilirsiniz.

Fantastik kitapları severim, gerçekten çok severim. Gerçekte var olmayan yaratıklar, insanların gerçeküstü yetenekleri, hayal ürünü diyarlar… , velhasıl hepsi birden ilgimi daima cezbetmiştir. Ama “Sütlaçlar Firarda” kitabını okurken fark ettim ki, bazen çevremde bulunan insanlara veya bizzat kendime benzeyen ve gayet sıradan niteleyebileceğimiz kişilerin başından geçen hikayeleri okumak da pek eğlenceli.

Sütlaç ailesi her daim rastlayabileceğiniz, hatta belki de bizzat kendinize benzetebileceğiniz üyeleriyle sevimli bir aile. Sevimli çünkü aile fertleri başlarına gelen olaylara zaman zaman şaşkın ve genellikle komik tepkilerde bulunuyorlar.

“Baba’nın sol kulağında aniden tiz bir çığlık patladı. Sandalyesinden beş-on santim yukarı fırladı. Düşerken de gazetenin sayfaları mutfağın zeminine saçıldı.

– Yeni kahkahamı beğendin mi? dedi Cem.

– Bu benim sahte kahkaham. Tekrar duymak ister misin?”

Aklına eseni yapan ve dikkati hemencecik dağılabilen Cem, meraklı ve arkadaş canlısı Ceren, iş hayatından bezmiş ve bazen öfkeli çıkışlar yapabilen ama özünde iyi olan Baba ve ailenin diğer fertleri tarafından bazen dikkate alınmayan ama ailenin kalbi Anne…

“Sütlaçlar Firarda” isimli kitapta aile fertlerinin hepsinin sırayla baş karakter olduğu dört tane hikaye var. Bu dört hikayeyi okurken anne-babalar çocuklarını; çocuklar da anne-babalarını görür gibi olurlar. Kitabın bana bu kadar sıcak gelmesinin bir sebebi de bu sanırım. Mükemmel hayatlar, süper yetenekleri olan insanlar ya da masalsı ülkeler yerine kendime benzeyen karakterleri okumak. Günlük hayatta zaman zaman başımızdan geçen, bazen tuhaf ama bir o kadar da komik olayların benzerlerini okurken insanın yüzüne bir gülümseme yerleşiyor.

“İlk krep yandı ve Baba onu çöp kutusuna isabet ettirmeyi başardı. İkincisi yandı ve çöp kutusunu da ıskaladı. Üçüncüsü bozuldu ve buruşuk bir don gibi oldu. Baba onu Cem’e verdi.

– Bu krep filan değil, dedi Cem.

– Nedir o zaman? dedi babası sertçe.

Cem derin düşüncelere daldı. Külot-krebi tarif etmekte zorlanıyordu.

– Bu bir umutsuzluk kütlesi, dedi sonunda.”

Ayrıca Sütlaç Ailesinin bir ders verme veya bir mesaj iletme kaygısı yok. Didaktik kitapları pek sevmeyen bir okur olarak bu da bana yakın geldi. Kitabın dört ayrı hikayeden oluşması çocuklar tarafından okunmasını daha da kolaylaştırmakta. Sade bir anlatımı ve basit çizimleri olan bu kitabı veli olarak gönül rahatlığıyla çocuklarınıza okutabilirsiniz ve hatta başlamışken serinin daha önceden çıkmış olan diğer üç kitabını da alabilirsiniz.

Perge Dündar
http://ilerihaber.org/ 13-11-2014

KÜNYE: Sütlaçlar Firarda, Simon Mason, Çeviri: Bülent O. Doğan, Resimleyen: Helen Stephens, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Temmuz 2014, 151 sayfa, Yaş grubu: 8-12 yaş

Previous Story

Güneş Topla Benim İçin (Toplu Şiirler) – Ülkü Tamer

Next Story

Kadınlığın görünmez acıları – Elif Kutlu

Latest from Çocuk Kitapları

Rakamlar ve Erik Ağacı – Murat Celep

Rakamlar kılıktan kılığa girmeyi severler. Bu kitapta da farklı kılıklara girerek bize mahalledeki erik ağacının hikâyesini anlatıyorlar. Her sabah odasının penceresinden karşıdaki erik ağacına
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ