Türk Edebiyatı Yazarlarından Çaresizliği En İyi Anlatan 22 Söz

çaresizlikEdebiyatımızın yazarlarından iliklerimize kadar hissettiğimiz çaresizliği anlatan 22 söz:

“Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.” Oğuz Atay

1. Bekle dedi, gitti.
Ben beklemedim, o da gelmedi…
Ölüm gibi bir şey oldu,
ama kimse ölmedi…

Özdemir Asaf

2. Her insan kendisi olması karşılığında topluma bir bedel öder.
Az ya da çok ama mutlaka bir bedel…
Kimse bedelsiz kendi olamaz.
Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır…
Murathan Mungan

3. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yanım yok.
Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için.
Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İşyerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz.
Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım…
Tezer Özlü

4. ”Bu toplumu haklı çıkarmadan ölmenin bir yolunu bulmalıyım diye düşünüyorum. Akciğer kanserinden ölsem çok sigara içiyordu diyecekler. Sirozdan ölsem çok içki içiyordu diyecekler. Araba çarpsa, herhalde hafif içkiliydi, şoför haklıdır diyecekler. Türkiye’de intihar da edilmez. İlaç ve içki şişelerinin kapakları açılmaz, su gelmeyebilir, hava gazı gelmeyebilir, tren vaktinde gelmez, atamazsın kendini altına.”
Tomris Uyar

5. Koşarsın koşarsın da varamazsın hani;

İçindeki umut varamadığın kadar büyür.

Hasan Ali Toptaş

6. Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın…
Nazım Hikmet

7. Ömür dediğimiz nedir ki?
Çay bardakta,
soğuyana dek geçen zaman…

Can Yücel

8. Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, tırnaklarıyla düzeltemiyor insan.

Didem Madak

9. Sonra çıkıyorsun dışarı,
bakıyorsun güneş hala tepede.
Yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun:
“Ne yapalım, kısmet değilmiş…”

Sabahattin Ali

10. Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni.

İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;
Kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.

Oğuz Atay

11. Hayatım bir film olsaydı,
izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım.

Murat Menteş

12. Elinden bir şey gelmemenin acısını iniş takımları olmayan melekler bilir.
Bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir.
Suyun dibine ağır ağır çöken taşlar bilir.

Matkapla göğsünün ortasına açılmış bir pencere düşün. Perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun dünyaya.
Eskisi gibi acımıyor ve de asıl bu acıtıyor…

Emrah Serbes

13. İnsan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde;
“Korkma” desin diye…

Ece Temelkuran

14. Ömrüm boyunca, ikinci el eşya satan bir dükkanın vitrinine bakar gibi baktım hayatıma.

Yekta Kopan

15. Sustu… Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti.
Biliyordu,
Anlamazlardı…

Yusuf Atılgan

16. İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım…

Cemil Meriç

17. Mektepteyken hayallerimiz olmayacak rüyalarla doludur. Sonra hayat birer birer onların icaplarına bakar.

Reşat Nuri Güntekin

18. Kaybettiğim şey benim için o kadar büyüktü ki ilk önceleri bunu bir türlü anlayamadım. Ne de hayatımdaki neticesini ölçebildim. Sade içimde simsiyah çok ağır bir şeyle dolaştım durdum. Sonra bu haraplığa daha başka bir duygu, bir çeşit kurtuluş duygusu karıştı. Bir baskıdan kurtulmuştum. Emine bir daha ölemezdi. Hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaket gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu. Her an onun hastalığının arasından etrafa bakmayacak, o azapla yaşamayacaktım.”

‘Olabilecek şeylerin en kötüsü olmuştu. artık hürdüm.’

Ahmet Hamdi Tanpınar

19. İnsanlar tuhaftır; fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.

Halid Ziya Uşaklıgil

20. Vücudunun %70’i su olan bir canlının nasıl olur da içi yanar?

Ece Ayhan

21. Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.

Cemal Süreya

22. Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır.

Üşüyorum, kapama gözlerini…

Ahmed Arif

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir