Türkiye?nin uzak köşelerinden birinde; Şavşat?ta bir tepe vardır. Adı ‘Efkar Tepesi’dir. Bu tepeden bakınca bütün Türkiye resim gibi insanın önüne serilir. Bir yan alabildiğine yeşil, yeşil, yeşil! Bir yan, bilemeyeceğiniz kadar yoksul ve geri. Varlıklar içinde yokluk, olanaklar içinde kısır kısır döngüler? Korkunç bir çelişkidir bu.

Baykurt bu eseri Şavşat?ta çalıştığı yıllarda yazmıştır. Yemyeşil doğanın içinde böyle güzel bir manzaranın nasıl çileye, yoksulluğa dönüştüğünü görüyoruz eserde. Her yer bu kadar yeşilken neden neden yokluk olur ki?
Bu soruyu bende Ağrı?ya gittiğimde sormuştum günlerce düşünmüştüm; zayıflıktan sırtları yapışmış inekleri görünce şaşırmıştım. Hani burada hayvancılık yapılıyordu. Geçim kaynağı buydu demiştim, öyle yazıyordu kitaplarda. Ve traktörlerin niye kabini yoktu, üşümüyor muydu adamlar. Bu güzel ağaçlar büyüyor da yeşilin her rengine boyanarak niye başka şeyler yetişmiyor mu? Eserde köy öğretmenlerinin yolculukları ve köylerde ki mücadelerini gözler önüne seriyor yazar. Bu mücadele hem eğitim öğretim hem sağlık açısından. Uzaklar yakın olmaz mı; yazara göre yollar bizi aydınlığa götürecek damarlar. Eğitmeli; dağdakini, köydekini, çocuğu, yetişkini kadını. En çok da yazar köydeki çocukların yabaniliğine üzülüyor, kadınların yok sayılmasına ürkekliğine ağızlarını sıkıca kapamalarına üzülüyor ve aydın, okumuş kadınların bu konuda uğraşmasını istiyor.. Bu işte en çok öğretmene görev düşer diyor. Eğitmenlerin, Köy Enstitülerinin önemine dikkat çekiyor. Eğitimin yöre insanının şartlarına ve ihtiyacına göre uyarlanması gerektiği örneklendiriliyor. Bunu da başarmak için oradan çıkmış eğitimli insanların işin ucundan tutarak olacağını dile getiriyor,
Yangeldimciliğin bananeciliğin her şeyi başkasından beklemenin nelere mal olduğu acı örneklerle anlatılıyor.. Eğitimde göstermelik evrak işlerinin ve ortama uymayan programların zaman kaybı olduğu vurgulanıyor ki hala bu açıdan eser güncelliğini koruyor. Hatta öğretmen yetiştirirken yapılan hatalara da değinilmiş. Bir ülke eğitim ve sağlıkla ilerler. İyileştirip eğiteceksin yollar yapıp uzağı yakın edeceksin. Yollar yapıldı uzaklar hayli aşıldı hatta bir tuşa basmak kadar ama????????? Baykurt?un hedefleri hala ulaşılamayan hedefler. İnsanların yok deyip köşesine çekilmesine içerliyor yazar çaresizliği kabullenmelerine günlük çözümlere içerliyor.

Hey gidi Türkiye! Hey gidi Türkiye köyleri! Ne zaman bütün insanları okumuş, uyanmış; bütün insanların gözleri böyle mekikler gibi oynak, aynalar gibi parlak bir ulus olacağız? Kendilerini sömürtmeyecekler. Bu körlük, bu sefillik hiç hiç kalmayacak? Hey gidi???

Şekilde çok şey değişti belki yarım asırda binalar, teknoloji: yaralarımızın çoğu sarıldı ama kabuğun altında hala kanıyor yazık ki.

Remziye Serap Ekim’in Diğer Yazıları

Yazarın şiir kitabı: Önce Gözlerinden Ayrıldım

Efkar Tepesi, Fakir Baykurt, Remzi Yayınları, İstanbul 1968, 303 Sayfa

Fakir Baykurt?un Hayatı ve Eserleri
Asıl adı Tahir”dir. 15 Haziran 1929 yılında Akça köy/Yeşilova-Burdur?da doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile1929 yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; ?1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır…? Tahir Baykurt?un annesinin adı Elif ve babasının adı Veli?dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akça köy İlkokulu”na başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı Osman Erdoğuş tarafından Aydın iline bağlı Burhaniye köyüne sürülür ve orada dayısının yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı?nın başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy?e dönerek okula devam etme imkânı bulur.1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda şiir yazmaya başladığı dönemdir.

Köy Enstitüsü yılları
İlkokulu bitirdikten sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü”ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar. Köy Enstitüsü yıllarında kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçeye çevrilen klasikleri okur.
Köy Enstitüsü yıllarında ilk şiiri Fesleğen Kolum Eskişehir?de çıkan Türke Doğru dergisinde çıkar.Edebiyata olan ilgisinden dolayı Enstitüde de kitaplığın yönetimine seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy Enstitülerime Kaynak Dergisi”nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda önce şiirlerinde daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy Enstitüleri üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde Enstitüler daha önceki bir çok özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy Enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilova?nın Kavacık Köyü”ne öğretmen olarak atanır.

Öğretmenlik ve Yazarlık Yılları
1951yılında ölene kadar birlikte olacağı Muzaffer Hanım?la evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar ve iki kez ameliyat olur. Öğretmenliği Dereköy?e aktarılır. Üzerindeki baskılar devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve koğuşturma geçirir. 1953 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü?ne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret Dergisi?nde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında Gazi Enstitüsü”nü de başarı ile bitirirerek Hafik?de açı-etkin ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli yayınlanır. 1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek Subay Ortaokulu?na öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958 yılında ilk romanı Yılanların Öcü Cumhuriyet Gazetesi?nin açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri”nde birinci olur. Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet koğuşturma geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesi?nde yazmaya başlar. Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu”na öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların Öcü adlı romanı da Remzi Kitapevi tarafından basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik Savaşı adlı kitabı yayımlanır. Cumhuriyet?teki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten alınıp Ankara?da Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümü?nde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs1960?da Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı kitabı basılır. 1961 yılında yazarın Yılanların Öcü adlı romanı tiyatroya ve filme uyarlanır. Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel?in konuya el koyması ile gösterime girer ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın Ağrısı, Irazca?nın Dirliği kitapları yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerika?ya giderek, Bloomington?daki Indiana Üniversitesi?nde göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini sürdürür. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrilir ve kitapları Bulgaristan?da Türkçe olarak da basılır. Yılanların Öcü ile Irazca?nın Dirliği de Almanya?da, ?Die Racheder Schlangen? adıyla basılır. Yılanların Öcü Rusça?ya çevrilir.

Türkiye Öğretmenler Sendikası
1965yılında TÖS?ün kuruluşuna katılır ve genel başkan seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni kurulan Milli Folklor Enstitüsü?nde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusçaya çevrilir. Yazıları ve TÖS?teki çalışmaları yüzünden sık sık koğuşturma geçiren Baykurt Gaziantep?in Fevzi paşa bucağına sürülür. TÖS ?Devrimci Eğitim Şurası? nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS ?Büyük Eğitim Yürüyüşü? nü bir sene sonra da Genel Öğretmen Boykotu?nu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzi paşa?dan Ankara?ya Ortadoğu Teknik Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu Garajı ve Tırpan kitapları yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki Ölü ile TRT Ödülleri”ni kazanır. Ardından Onbinlerce Kağnı adlı kitabı yayımlanır.

Sıkıyönetim Yılları
1971?deordunun yönetime el koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ile Türk Dil Kurumu Ödülü”nü kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi”ne aktarılır. 1973 yılında Can Parası ve Köygöçüren basılır. Baykurt?un yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki Oğul basılır. Keklik romanını yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü”nü kazanır. Askeri Yargıtay?da TÖS Davası?ndan beraat eder. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır. 1976 yılında Sakarca basılır.

Emeklilik Yılları
Sosyal Sigortalar Kurumu?ndan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülü?nün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveç?te öğretmen yetiştirme çalışmalarına katılır ve Yayla romanı basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarı?na katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçre?ye geziler yapar, göçmen işçilerle iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir Tiyatroları”nca oynanır. Kara Ahmet Destanı ile Orhan Kemal Ödülü?nü kazanır ve Kültür Bakanlığı”na danışman olur.1979 yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır. Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya?da oynanır. Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere tekrar Almanya?ya gider. Duisburg şehrinde yaşamaya başlar. Yandım Ali kitap olarak basılır. Bu dönemde ODTÜ?de öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir Tiyatroları”nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpan?dan ötürü Baykurt ve Taner Barlas, ?Avni Dilligil En Başarılı Yazar? ödülü kazanırlar. Suna Pekuysal?da ?En Başarılı Oyuncu? seçilir. Rur Havzası?nda Türk işçi çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol alan sanatçılar ?İsmet Küntay Ödülü? kazanırlar. Tırpan?daki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal?Ulvi Uraz Ödülü?nü kazanır.
1981?de Sakarca İsveç?te çizgi film yapılır ve Macarcaya da çevrilir. DDR?de bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistan?da da kitap olarak basılır. Kaplumbağalar filminin senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçre?nin Neuchatel şehrine gider. Almanya?daki göçmen işçilerin yaş etkinını konu alan öyküleri Gece Vardiyası adıyla basılır. İşçi çocuklarının yaş etkinını dile getiren öyküleri de Barış Çöreği adıyla basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda?da iki dilli olarak yayımlanır. 1983yılındaYüksek Fırınlar kitap olarak basılır. Oğlu Tonguç?la birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine ve Yasnaya Poliana?ya giderek Tolstoy?un Yurtluğu?nu ziyaret eder.
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü?nü kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca,Yılanların Öcü ile Irazca?nın Dirliği Bulgarca basılır. Türkiye?de?Barış Derneği İkinci Davası?nda sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği BDI?nin Yazın Ödülü?nü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları Türkçe ve Almanca olarak basılır.1986 yılında Duisburg?ta öğretmenliğe başlar ve yurt dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi?nin yönetiminde görev alır.Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhag?ta Dünya Barış Kongresi?ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır.
1987 yılında Keklik romanı 20 öyküsüyle birlikte Rusça?ya çevrilip basılır. Londra?ya bir gezi yaparak Highgate?te Karl Marks?ın gömütünü ziyaret eder. Aynı yılarda bir çok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Şolohov, Hemingway, Gonçorov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye ?Yunanistan Dostluk Gelişimi?nin Avrupa?da kuruluşunda görev alır.Tiflis?te İlaya Cavcavadze?nin 150?nci doğum yıldönümü konferansına katılır.
1988 yılında İçerdeki Oğul?u oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan Halvaşi?nin şiirlerini Türkçe?ye çevirir; Kitap Eninde Sonunda adıyla Almanya?da basılır. 1989 yılında Kuru Ekmek romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk Tiyatrosu?nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova?ya yeni bir gezi yaparak Nazım Hikmet?in evinde ve arşivinde çalışır.
Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulu?nda sürdürür. Şiirleri Hollanda?da ?Vuurdoorns ? Ateşdikenleri? adıylabasılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, ?KALEM ? Schreiber? dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir.1992 yılında Bir Uzun Yol?un Almanca?sı ?Ein langer Weg? adıyla çıkar.Yazar bu yıl bir de Çin gezisi ertesi yıl da Avustralya gezisi yapar.1995 yılında Almanya?da öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi Okulu?ndan emekliye ayrılır. Öykü Kitabı bizim İnce Kızlar basılır ve 7 kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bitirir. 10 Mart”da Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından ?Fakir Baykurt?a SaygıGecesi? düzenlenir. Bu yıl Yarım Ekmek romanı da yayımlanır. 1998yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, ?Özyaşam? dizisinin ilk cildi ?Özüm Çocuktur? yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünüDünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli Yazılar deneme kitabıyla birlikte ?Özyaşetkin? dizisinin ikinci ve üçüncü ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar. Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi İzmir Milletvekili Adayı olur.
Fakir Baykurt 11 Ekim 1999?da Pazartesi günü pankreas kanserine yenik düşerek Almanya?nın Essen kentinde Essen Üniversitesi Kliniği?nde yaşama veda eder. Cenazesi,1977?den beri yaşadığı Duisburg?da düzenlenen bir törenden sonra İstanbul?a getirilerek Zincirlikuyu Mezarlığı?nda toprağa verildi.

Yapıtları
Romanları
Yılanların Öcü (1954)
Irazcanın Dirliği (1961)
Onuncu Köy (1961)
Amerikan Sargısı (1967)
Tırpan (1970)
Köygöçüren (1973)
Keklik (1975)
Kara Ahmet Destanı (1977)
Yayla (1977)
Yüksek Fırınlar (1983)
Koca Ren (1986)
Yarım Ekmek (1997)
Kaplumbağalar (1980)

Öyküleri
Çilli (1955)
Efendilik Savaşı (1959)
Karın Ağrısı (1961)
Cüce Muhammet (1964)
Anadolu Garajı (1970)
On Binlerce Kağnı (1971)
Can Parası (1973)
İçerdeki Oğul (1974)
Sınırdaki Ölü (1975)
Gece Vardiyası (1982)
Barış Çöreği (1982)
Duirsbug Treni (1986)
Bizim İnce Kızlar (1992)
Dikenli Tel (1998)

Toplum ve Eğitim Yazıları
Efkar Tepesi (1960)
Şamaroğlanları (1976)
Kerem ile Aslı (1974)
Kale Kale (1978)
Kamlumbağalar (1980)

Çocuk Kitapları
Topal Arkadaş
Yandım Ali
Sakarca
Sarı Köpek
Dünya Güzeli (1985)
Saka Kuşları (1985)

Şiir
Bir Uzun Yol
Dostluğa Akan Şiirler

Aldığı Ödüller
1958 Yunus Nadi Roman Ödülü (Yılanların Öcü)
1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan)
1970 TRT Sanat Ödülleri (Sınırdaki Ölü)
1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan)
1974 Sait Faik Hikâye Armağanı (Can Parası)
1978 Orhan Kemal Roman Armağanı (Kara Ahmet Destanı)
1979 Tiyatro 79 Dergisi tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca)
1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü (Tırpan)
1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü (Barış Çöreği)
1985 Alman Endüstri Birliği (BDI) Yazın Ödülü (Gece Vardiyası)
1998 Sedat Simavi Roman Ödülü (Yarım Ekmek)
1998 Yaşetkin Radyo Ustalara Saygı Onur Ödülü
1999 Pir Sultan Abdal Derneği Ödülü

Previous Story

Üstüne İğne Toplarsın; İçine Derdini? – Fazilet Karahallı Avcu

Next Story

Akdenizli Şiirler – Sennur Sezer

Latest from Eğitim

ÖDEV ve SORUMLULUK BİLİNCİ – Nejdet Evren

Ev ödevi olarak bilinen eğitim/öğretimin bir parçası haline gelmiş uygulamanın sorumluluk bilincine etkileri, çocukların kişisel ve psikolojik gelişmelerine ne denli katkı sağladığı, aynı öğrenimdeki
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ