Radikal muhabiri Umay Aktaş Salman ve  Prof.Dr. Edith Ackermann

Kara tahtanın yerini akıllı tahta, defterlerin yerini ise tabletler aldı. Akıllı telefonlar, Tabletler çocukların yeni oyuncakları. Teknoloji , kimi zaman eğitimde de özel hayatlarda da araç olmaktan çıkıp amaç haline geliyor. Öğretmenden önce, akıllı tahta çocuklara bir şey öğretecek, teknolojik aletlerle eğitim bir çırpıda değişecek zannediyoruz. Çocuklar hipnotize olmuş gibi tabletlerine dalmışken, ne bulunduğu mekânın ne de çevresindeki insanların farkında. MIT Profesörü ve LEGO Eğitim Danışmanı Edith Ackermann, oysa çocuğa yetenek kazandıranın yüz yüze konuşma olduğunu söylüyor. Teknofobist ve teknofetişist olmanın arasında bir yerde durmak gerekiyor diyen Ackermann, ?Her çocuğa bir laptop verip, eğitimin değişeceğini beklemek anlamsız. Eğitimde teknolojinin doğru kullanımı için kaliteli okul ve öğretmen gerekli. Bence dünya deliriyor ve teknolojinin çözüm olduğunu düşünüyor.?

Özel Sezin Okulu kuruluşunun 50. yılında eğitimcilere yönelik ?Sezin Teach 21 Eğitim Sempozyumu?na ev sahipliği yaptı. The School at Columbia Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen ve iki gün süren sempozyumda, 21. yüzyılın inovatif öğretme ve öğrenme teknikleri üzerine hazırlanmış atölye ve paneller yapıldı. Sempozyuma, Lego Eğitim Danışmanı Prof.Dr. Edith Ackermann, ABD ?de matematik ve fen eğitimi üzerine ödülleri olan, Gregory Benedis-Grab, Julie Broderick, Kathryn Kaiser, Sheile O?Shea, Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ayla Oktay, Psikolog ve Yazar Doğan Cüceloğlu gibi alanında uzman isimler katıldı. Sempozyumda teknolojinin araç olarak kullandığında eğitime kattıkları anlatılırken, teknolojinin dengeli kullanılması gerektiği vurgulandı.

Konferans için Türkiye ?ye gelen psikoloji ve mimarlık profesörü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü?nde (MIT), Harvard Üniversitesi?nde çalışan ve çocukların en çok tercih ettiği oyuncaklardan olan Lego?nun eğitim danışmanı Prof.Dr. Edith Ackermann, Radikal?e konuştu. Eğitimcilere ve anne -babalara teknolojinin kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunan Ackermann şunları söyledi:

GÜNÜMÜZ ÇOCUKLARI SABIRSIZ:Teknofobist ve teknofetişist olmanın arasında durmak gerekiyor. Geçmiş ve bugünün çocuğu arasında çok büyük farklar var. Şimdi çocukların beklentileri farklı. Örneğin biz eskiden bir şeyi yaparken önce çok uzun planlar ve ?yaptığımız şey mutlaka doğru olmalı? derdik. Şimdi hata yapmak eskisi gibi korkunç değil. Çocukların, geriye dönüp doğruyu bulmaları kolay olduğu için direkt işe girişiyorlar. Bu yüzden daha girişken ve hızlılar. Okuma-yazmaya bakış da değişti. Şimdiki çocuklar çok kolay başkasından ödünç alabiliyorlar. Giriyorlar Google?a, kes yapıştır yapıp bilgileri ediniyorlar. Teknoloji ödünç almayı öyle hızlandırdı ki bilgileri sindiremiyorlar. Öğretmenler yavaşlamalı. Öğrencilere, ?Ödevini kopyala yapıştır yapıp hemen bana verme, kendi düşüncelerini kat? demeli. Bugünün çocuklarının doğru ve iyiye ulaşmak için hata yapıp, tekrar deneme yapmayı öğrenmeleri lazım. Ama böyle bir sabırları yok.

ÇOCUĞUNUZUN VÜCUDU OLDUĞUNU UNUTMAYIN: Aileler çocuklarının teknolojiyle oynamasını engelleyemez belki ama çocuklarının bir vücudu olduğu ve bir insan olduğunu unutmasınlar. Onların bulundukları alanı ve mekânı unutmalarına engel olsunlar. Yüz yüze konuşma çocuğa çok büyük yetenek kazandırıyor. Çocuğun karşısındakinin duygularını okuyabilmesi gerekiyor. Birini üzdü mü, kızdırdı mı bunu anlayabilmesi lazım. Çocuğun empati kurabilmesi, işbirliğini öğrenmesi için, yanındaki gerçek insanlarla diyalog kurabilmesi gerekiyor. Tabii ki teknolojiyi kullansın ama limiti olsun.

ÖNCE TEKNOLOJİ, SONRA ÖĞRENME OLMAZ: Teknoloji, zaten iyi olan çocukların öğrenmesi için kafa yoran bir okulda kullanıldığında bundan fayda çıkar. Önce teknoloji, sonra öğrenme derseniz bu asla olmayacaktır. Önce okul ve öğretmen iyi olacak, sonra o teknolojiyi araç olarak kullanacak. Bence dünya deliriyor ve teknolojinin çözüm olduğunu düşünüyor. Teknolojinin doğru kullanımı için okul ve öğretmenin kalitesi lazım.

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/,07/11/2013

2 Comments

  1. YASAKLANA KİTAPLARIN OLDUĞU bir ülkede
    NİÇİN DÜŞÜNÜYORSUN, düşünme denilen bir topluma
    HALİ HAZIRDAKİ BİLGİLERİN peynir ekmek giib kapşıldığı İNTERNET ortamında!!
    Çocukların oyun çağında, YETİŞKİN GİBİ DÜŞÜNMELERİ
    YADA SEN ÇOCUKSIN NE BİLRİSN diyerek
    Onları zaten BİREY olarak, aslında KÜÇÜKLÜKTEN DÜŞÜNMEYİ YASKLAMAYI
    Aile içi şidetin sadece bedensel değil zihinsel bir HAYIR lada OLABİLECEĞİNİ
    EĞİTİM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞAN EMEK VEREN ÖĞRETMENLERİ, MAHKEME KAPSINA SÜREN BİR CEMİYETİN
    GELECEĞİNİ DİN! üzerine KURMAYA ÇALIŞAN HÜKÜMET ERBAPLARININ!!
    Bunları GÖRÜNEN KILAN şeyleri GÖRÜNMEZ kılındığı İÇİN
    DÜŞÜNÜNN..
    ÇOCUKLAR İÇİN…

  2. çocuğumuzu silikon vadisinde yalnız büyütmeyelim. onların değerli zamanlarını harcatmıyalım

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Darwin ve Sonrası / Evrime diyalektik bakış… – Okan Yolcu

Next Story

Exile, İltica ve Yirmi Beşinci Saat* – Adil Okay

Latest from Eğitim

ÖDEV ve SORUMLULUK BİLİNCİ – Nejdet Evren

Ev ödevi olarak bilinen eğitim/öğretimin bir parçası haline gelmiş uygulamanın sorumluluk bilincine etkileri, çocukların kişisel ve psikolojik gelişmelerine ne denli katkı sağladığı, aynı öğrenimdeki
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ