ABD’nin 6 Ağustos 1945 yılında attığı atom bombasıyla cehenneme dönen Hiroşima’da yaşananları bir çocuğun gözünden anlatan Yalınayak Gen dizisinin ikinci kitabı; ‘Ertesi Gün’, yaşanan vahşetin boyutlarını gözler önüne seriyor. Bomba ve onun etrafa saçtığı radyasyon yüzünden kan kusarak ölen, etleri kemiklerinden ayrılan, akıllarını ve hatta insanlıklarını yitiren bir halk karşısında, ölmek mi daha kötü, yoksa hayatta kalmak mı, diye düşünmeden edemeyeceksiniz. Tüm bunların yanı sıra, bombanın beraberinde getirdiği açlık, yoksulluk, bir toplumu belki de en büyük felaketin eşiğine getiriyor: Hayatta kalabilmek için bir diğerinin ölümüne göz yummak.
Kız Çocuğu
Kapıları çalan benim/ kapıları birer birer./ Gözünüze görünemem/ göze görünmez ölüler.
Hiroşima’da öleli/ oluyor bir on yıl kadar./ Yedi yaşında bir kızım,/ büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,/ gözlerim yandı kavruldu./ Bir avuç kül oluverdim,/ külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için/ hiçbir şey istediğim yok./ Şeker bile yiyemez ki/ kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,/ teyze, amca, bir imza ver./ Çocuklar öldürülmesin,/ şeker de yiyebilsinler.
Nazım Hikmet

Küçük Gen’in bombanın atılmasının hemen ardından ailesinden hayatta kalan tek kişiyle -hamile annesiyle- birlikte yaşadıklarını ve tanık olduklarını açıksözlü ve yalın bir anlatımla aktaran dizi dört kitapla tamamlanacak. Bu korkunç deneyimi bizzat yaşayan Japon sanatçı Nakazawa’nın otobiyografik çizgi romanı, onu yüzyılın en büyük çizgi roman sanatçılarından biri yaptı. Nakazawa’nın anlattığı hikâye trajik gerçekleri ortaya koysa da, özel bir çizgi roman okuma deneyimi yaşatıyor.

“Kendinizi bu olağanüstü kitaba bırakın; buğulu gözlere ve Japon tarzı çizgi romanın sıra dışı anlatımına alışın.” Art Spiegelman Pulitzer Ödülü Sahibi Çizgi Romancı

“Yalınayak Gen?i bir solukta okuyup bitirdim. Hem keyiflendim, hem dehşet duyguları yaşadım. Merakla devamını bekliyorum.” Bilgin Adalı

Keiji Nakazawa; Çeviren: Levent Türer
Tudem Yayınları;
İzmir, 2007, 248 sayfa

Umut (Hiroşima)

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar doğar güneş doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken köylü aile
erkek kadın eşek ve karasaban
saban koşulu eşekle kadın
toprağı sürerler toprak bir avuç

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ölür bir çocuk
ölür bir japon çocuğu hiroşima’da
on iki yaşında ve numaralı
ve ne boğmacadan ne menenjitten
ölür bin dokuzyüz elli sekiz de
ölür bir japon çocuğu hiroşima’da
dokuzyüz kırkbeş te doğduğu için

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken tombul bir adam
yatağından çıkar dalgın giyinir
‘bugün kimi kime gammazlamalı,
amirin gözüne nasıl girmeli’

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken zenci şoförü
ağaca asarlar yol kıyısında
gazyağına bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve içmeye gider
kimi saç tıraşı olur berberde
kimi dükkanını açar erkenden
kimi genç kızını öper alnından

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken mahpus kadını
kolları masaya bağlı sırtüstü
çıplak memeleri al kan içinde
sorguya çekilir bir bodrumda
sorguya çekenler cigara içer
biri yirmisinde altmışlık biri
gömlekleri terli kollar sıvalı
ve kum torbaları elektrodlar

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneşdoğarken gülyaprağına
uçak alanından sessiz pilotlar
‘H’ bombası yükler tepkililere
ve güneş doğarken güneş doğarken
otomatik silahlarla biçilir üniversitelilerle işçiler
akasya ağaçları bulvarın
pencereler balkondaki saksılar
ve güneş doğarken devlet adamı
konağına döner bir ziyafetten
ve güneş doğarken kuşlar ötüşür
ve güneş doğarken güneş doğarken
genç bir ana bebesini emzirir

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
ağrılar içinde geçirmişimdir
düşünmüşümdür hasretliği ölümü
seni memleketi düşünmüşümdür
seni memleketi dünyamızı.

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken hiç umut yokmu
umut umut umut… umut insanda.
Nazım Hikmet

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Ankara Tren Garı – Sadık Güvenç

Next Story

“IŞİD’in Türkiye yapılanması diğerlerinden ‘farklı’ gibi, acaba neden? “

Latest from Çocuk Kitapları

Rakamlar ve Erik Ağacı – Murat Celep

Rakamlar kılıktan kılığa girmeyi severler. Bu kitapta da farklı kılıklara girerek bize mahalledeki erik ağacının hikâyesini anlatıyorlar. Her sabah odasının penceresinden karşıdaki erik ağacına
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ