Pedagojide yapmak ve yaratmak, her zaman büyük bir önem taşımıştır. Bu yüzden, drama, müzik, şarkı, ritim, dans ve atölye çalışmaları ( resim-iş ve sanat anlayışı), her zaman pedagojinin olmazsa olmaz elementleri olmuştur. Burada üzerinde önemle durulan nokta, hiç kuşkusuz, insanının her yönüyle gelişmesi, değişmesi ve ileri gitmesidir.

Yapmak ve yaratmak; kendini ifade etmek demektir. İnsan yaptığı ürünle, çelişkilerini, şikayetlerini, kısacası, duygu ve düşüncelerini ifade eder. Dışa yansıtır.

Yapmak ve yaratmak; komünikasyondur. Bizler, ürettiklerimizle başkalarıyla haberleşiyor ve böylece, mesajlarımızı başkalarına, yani alıcıya, göndermiş oluyoruz.

Yapmak ve üretmek; diyalogdur. İnsan, yetenek ve hayal gücünü kullanarak, ürettiği ürün aracılığıyla başkalarına sinyal gönderiyor; iletilen sinyal (işaret), tepki, cevap (respons) alıp, başkalarıyla karşılıklı bir diyalog kurmanın yolunu sağlamış oluyor.

Yapmak ve üretmek; keşfetmek, incelemek ve araştırmak demektir. Bu, insanın kendini tanıması, keşfetmesi ve anlaması anlamına da geliyor.

Yapmak ve üretmek; insanın hem duyu organlarını kullanma, hem de kendi etrafındakilerini kavramak demektir. Burada, insanın tüm duyu organları, yeni bir ürün yaratmada iç-içe geçmiştir. Kenetlenmiştir.

Yapmak ve üretmek; sosyal bir prosestir. Bu, başklarıyla ilişki kurmanın, dostluğun ve birlikteliğin sağlanması anlamına geliyor.

Yapmak ve üretmek; başkalarını hayrete düsürmek, şaşırtmak ve böylece, insan kafasında, yeni soru işaretleri yaratmak demektir.

Yapmak ve üretmek; gelişim ve değişimdir. İnsan yaparak, üreterek kendini geliştirir. Gelişim, var olan aşamadan bir başka aşamaya geçmek demektir. Sıçramadır. Niteliksel bir sıçramadır.

Yapmak ve üretmek, insanın kendi hayal gücünü ve yeteneğini kullanarak, bunu dışarıya vurmasıdır, ifade etmesidir…

Yapmak ve üretmek; anlamak demektir. Çin dilinde bir deyiş vardır: ?Duyuyorum ve unutuyorum. Görüyorum ve hatırlıyorum. Yapıyorum ve anlıyorum.?

Özetle; yapmak, yaratmak ve üretmek; insan yaşamında, belki de, en önemli bir süreçtir. Dolayısiyle, yapmak ve üretmek, yalnızca ?belirli? insanlar için değil, herkesin hakkı olmalıdır.

İnsana verilen ve verilmesi gereken, ihtimam da budur.

Faiz Cebiroğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Ödül Düzleminde Şiir Erkini Yıkmanın Anatomisi – Serkan Engin

Next Story

Türkiye PEN bu ayın kitabı olarak Halil Gündoğan’ın “Meçhul Kitap” adlı yapıtını seçti.

Latest from Faiz Cebiroğlu

Hoşça kal, büyük şair Semih El-Kasım…

Hoşça kal, büyük Filistinli, devrimci, direnşçi şair: Semih El-Kasım. Aramızdan fiziki olarak ayrıldın ama Filistin için yazdığın direniş şiirlerin yaşıyor, halklaşıyor… Şiirlerin, şu anda,
Go toTop