“Ömer Leventoğlu’nun editörlüğünü yaptığı bu kitapta yer alan ‘Maden’ temalı öyküler ve resimler yazarların – çizerlerin karanlık zamanları betimlemesidir…”

Edebiyat her dönem toplumsal altüst oluşlarda tanıklık yaparak, tarihin ve kamunun vicdanı olmuştur. Edebiyatçılar, tabi ruhunu şeytana satmayan edebiyatçılar, resmi tarihin tahrif ettiği ya da yok saydığı hakikatleri kamuya -farklı biçemlerle, akımlarla- kimi zaman açık, kimi zaman da metaforlarla- duyurmuşlardır. Sanat özü gereği muhaliftir. Sanatçıların da duyargaları açıktır. Gerçekleri görüp gözlemleyip harmanlarlar, sonra onları ses, nota, heykel, fotoğraf, şiir, öykü, roman halinde değiştirip, dönüştürüp estetize edip sunarlar.

Kapitalizm maske değiştirdi ama onun insanlığa ve doğaya saldırısı sürüyor. Savaşlar, işgaller, sömürü ve daha çok kâr için doğanın katledilmesi sürüyor. İnsanların büyük çoğunluğunda “Başka bir dünya mümkün” diyecek umut ve ütopya kalmadı. Bu umudu ve ütopyayı besleyenler de azınlığa düştü. Ve onların da birçoğu zindanda. O nedenle şimdilerde, “Hâlâ mı toplumcu edebiyat” diye burun kıvıran “eleştirmenler” çoğaldı. Sanki dünyada emek, sanki dünyada sınıflar, sanki iş cinayetleri, sanki bunlara itiraz eden muhaliflerin varlığı ve onların uğradığı zulüm ortadan kalkmış gibi.

Soma katliamı unutanlara emek meselesini yeniden anımsattı.

Elbette sanatçı estetiğin-güzelliğin peşinden koşar ama bu serüvende sıklıkla ayağına acı taşları takılır. Eğilip alırsa eli, almazsa vicdanı kanar. Peki, ne yapar duyarlı sanatçılar? Susarlar mı? O acı taşlarını görmezden mi gelirler? Hayır. Yazmaya, çizmeye, yontmaya, söylemeye, fotoğraflamaya, oynamaya devam ederler.

Bertolt Brecht’in ifadesiyle söylersem:
“Karanlık zamanlarda / Şarkı da söylenecek mi?/
Elbette, şarkı da söylenecek / Karanlık zamanları anlatan.”

İşte Ömer Leventoğlu’nun editörlüğünde hazırlanan bu kitapta yer alan “Maden” konulu öyküler ve resimler yazarların – çizerlerin karanlık zamanları betimlemesidir.

Bu eserler yarına kalacak, gelecekte karartılmaya- unutturulmaya çalışılacak iş cinayetlerini yeniden yeniden hatırlatacaktır. Kitabın editörü Ömer Leventoğlu’nun önsözünde altını çizdiği gibi: “Türkiye, “maden kazaları” bakımından dünyanın en kötü sicilli ülkelerinin başında geliyor. Her yıl insan hayatının hiçe sayıldığını yeniden ve yeniden idrak etmemizi sağlayan facialarda can kaybediyoruz. Bu kitabın, can kayıplarına karşı toplumsal bilincimize bir katre de olsa duyarlılık getireceğini umuyorum.”

Adil Okay
okayadil@hotmail.com

Künye: 18 Yazardan MADEN ÖYKÜLERİ, Editör: Ömer Leventoğlu, Babek Yayınları, İstanbul, Şubat 2015.

İÇİNDEKİLER
Editörün Notu 7
Ben Uzun Mehmet
AHMET ÖZTÜRK 12
Kırmızı Nar, Yeşil Pantolon
OKAN EROĞLU 22
Cemşid
MEHMET ÇETİN 27
İki Büyük İyilik
MUZAFFER ORUÇOĞLU 38
Takas
CEMİL GÜNGÖREN 34
Karaydı… Her şey kara …
ADİL OKAY 49
Göçük
ALİ KAYA 57
Madenci Anıtı
AYMEN AKÇAY 62
Küçük Sarı Bebek
ÖZGÜR KOŞAR 66
Maden
DENİZ FARUK ZEREN 71
Sarma Çatalını Taban Taşına Vur!..
FAHRİ BOZTAŞ 79
Zahide
ŞABAN AKBABA 83
Grizu
ALİ KAYA 94
Uğursuz Gelin
İBRAHİM TIĞ 101
Türlübaşlı Cemil
TACİM ÇİÇEK 108
Lamba Numarası
OSMAN GÜNAY 125
Yeraltında Can Kardeşim,
Yanımda Arkadaşım
EKREM MURAT ZAMAN 137
Zımeqlı Huse Merali’nin
Yeraltındaki Umudu
KASIM KOÇ 149

Previous Story

Niçin okula gitmedim?

Next Story

Sanço’nun Sabah Yürüyüşü – Haldun Taner (seslendiren: Rüştü Asyalı)

Latest from Adil Okay

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ