Esasen, Mustafa Kemal (ve çevresi) tarafından oluşturulmuş bir ideoloji yok. Olması da mümkün değildir. Aslında Atatürkçülük olarak da ifade edilen, Osmanlı-TC geleneğinin bir devamı olan ‘devletperestliğin’ yeni adıdır. Devlet dogması yaratmanın, ‘yeni koşullarda devleti kutsamanın-fetişleştirmenin bir aracıdır. Zaten kimi zaman Kemalizm, çoğunlukla da Atatürkçülük olarak sunulan söylem, 1930, 1930’ların faşizm benzeri rejimini meşrulaştırıp-kabullendirmek amacıyla oluşturulmuştur ve hiçbir iç tutarlılığı olmayan bir dizi “ilkeden” oluşmaktadır. Oysa, ideolojinin eyleme önceliği olması gerekir. İdeoloji “ex-post” olarak oluşturulmaz. Hızla dönemin faşist rejimlerine “benzemeye” yönelen tek parti diktatörlüğü, devletin bekası için yapılanları “ilkeleştirmiştir.” Atatürkçülük veya Kemalizm, son tahlilde, tek parti program ve pratiğinin, devletin ve toplumun tamamını temsil eder biçimde sunulmasıdır.
(Özgür Üniversite Kitaplığı Arka Kapak Yazısı)

Kitabın Künyesi
Yenilgi Tuzağı
Fikret Başkaya
Özgür Üniversite Kitaplığı / Güncel Politik Dizisi
Kapak Tasarımı : Ali İmren
Ankara, 2005, 3. Basım
255 sayfa

Ütopya Yayınevi Tanıtım Yayınevi
Türkiye, “Nizam-ı Cedit”ten “Güçlü ekonomiye geçiş programı”na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı’da ortaya çıkan kapitalizme “uyum sağlamak” vardı. Nizam-ı cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, “istikrar”, “yapısal uyum”, şimdilerde “güçlü ekonomiye geçiş” vb… esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine “uyumu” ifade eden, olup-bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir “retorikti”.Dünya’nın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim duruma gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara benzemesi, iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur; İkincisi de, herkesin Batı gibi “zengin” ve “müreffeh” olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu yenilgi tuzağından kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.

Kitabın Künyesi
Yenilgi Tuzağı
Fikret Başkaya
Ütopya Yayınevi / Araştırma İnceleme Dizisi
Haziran 2001

Previous Story

Yeni Ortaçağın Saldırısı – Ataol Behramoğlu

Next Story

Türkiye Nasıl Kuşatıldı? Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası (35 Yıllık Yol Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor) – Merdan Yanardağ

Latest from Fikret Başkaya

“Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok”

Başlık, Alman yazar Eric Maria Remarque’ın 1929 yılında yayınlanan ve 1933 de Naziler tarafından yakılan kitabının adı. O başlık, ilerleyen dönemde şeylerin, olayların ve
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ