Zübük Romanına İlişkin Yargı – Asım Bezirci, Refika Taner

“‘Zübük bir kere daha şu gerçeği açık seçik ortaya koyuyor: Aziz Nesin, ülkemizin erişilmesi gerçekten güç bir mizah ve yergi ustasıdır! Anlatımdaki o insanı şaşırtan rahatlık ve kolaylık, dilin­deki arılık, düşüncelerini belirtmekteki ustalıkla, mizah ve yergi­cilikteki şaşırtıcı gücüyle, bu alanın öncü, başustası olmakta de­vam ediyor. (…) Romanın özelliği, konunun romanda yer alan çe­şitli kişilerin ağzından anlatılması. Bunlar birleşince bütüne ulaşı­yorsunuz. Bu, romanda bazı tekrarlara yer verir gibi görünüyor ama belli ki sanatçı bunu bilerek yapmış. Bir olayın çeşitli kişile­rin gözüyle görünüşünü, diliyle anlatışını vermek için. Ne var ki, bunda daha da titiz davranılabilirdi.” (Sunullah Arısoy)

“… Zübük de, Anadolu kasabalarının yeni düzen içinde aşırı ölçüde ‘politize’ olmuş bir örneği idi. Aziz Nesin’in bu tipi yaka-layışı, onun sanatçı sezgisindeki gücünü ortaya koymakla birlik­te, Zübük tipi ve bizdeki kasabalı insanın davranışını niteleyen Zübük’lük sorununu derinlemesine olmaktan çok, bütünlemesine genişliği ile anlatıyor. Kasaba aydını, ağazadeler, idadi bitirmiş tüccarlar, gedikliden gelme eski emekliler, kasabaların küçük burjuvaya dönüşmeye başlayan kalantorları, hacı ve hocaların Evliya Çelebi’den meddahlara kadar uzanan eski bir dili yürüten anla­tımlarını bu romanında temel olarak almış. Onların gündelik ya­şamlarında, küçük, menfaatçi, dar görüşlü, bütün ilişkileriyle çü­rümeye yüz tutmuş bir yaşamayı haber veren çalışmalarındaki hayvansı sertliği, bu yapıya dayanan iç politika kuruluşunun acık­lı dramını anlatıyor.” (Tahir Alangu)

“Biri, gerçekten tam bir toplum yergisi, sağlam bir yurt gözle­mi, özenli ve temiz bir dil, hatasız bir teknik… gibi çeşitli değerle­rine karşın bu eserin de piyasa mizahının kalabalığı arasında har­canıp kaybolması ihtimali, ikinci, bütün dikkati ve başarılı geliş­mesinin yanı sıra Aziz Nesin’in, alıştığı mizah ölçülerinin, kendi tiryakiliklerinin kurbanı olmakta devam etmesi. Gerçekten Kağnı Gölgesindeki It’te, Orhan Kemal’in ve Kemal Tahir’in romanları­nın üstün vasfı, canlı ve kuvvetli konuşmalar; kalın çizgileriyle ve tipik ayrıntılarına kadar gerçeğe sadık sağlam gözlemler var. He­men yanında da gereksiz sayfalar, şişirme tekrarlar, yamalanmış tefrika hastalıkları. (…) İçinizi burkan, acı acı düşündüren gerçek­lerin bitişiğinde, yazarının vazgeçmediği güldürme alışkanlığı. (…) Romanına konu aldığı çevrenin mahalli havasını kuvvetle yansı­tan kelime, deyim ve sözdizimi özellikleri, eserin en kuvvetli taraf­larından biri.” (Rauf Mutluay)

“Anlatım tutumu açısından roman sınıflandırmalarında yer alan hiciv romanına çağdaş edebiyatımızda evrensel düzeyde ör­nekler kazandıran Aziz Nesin, Zübük’te bir insan zaafını, ona or­tam hazırlayan çevre faktörüyle iç içe işliyor. Romanın odak figü­rü Zübük, tip kavramını iki anlamda gerçekleştiriyor: Hem çıkar­cı, dolandırıcı, hinoğluhinin özelliklerini akla gelebilen bütün çe-şitlemeleriyle üzerinde birleştiriyor, hem de bu özelliklerin adeta kişileşmiş, vücut bulmuş şekli olarak belleklerde yer ediyor. Eseri okumuş olanlar için ‘Zübük’ artık kelime hazinelerine katılan bir imajın özel adıdır. (…) Romanda yer ve zaman belirlemesi yapıl­mamış. Olayın geçtiği kasabanın adı verilmiyor. Bu, yazarın ko­nuya evrensellik sağlama dileğinin belirtisidir. (…) Zübük’ün baş­vurduğu hileler, sonunda hep açığa çıkar, ama ilginçtir ki kasaba halkı aldatıldığını öğrenmekle ondan uzaklaşmaz, olayları değer­lendirirken ‘kötü’ye karşı kesin tavır takınmadığı gibi Zübükzâ-de’nin becerisine gittikçe artan bir hayranlık duyar. Yazarın hicvi bu nedenle Zübük’e olduğu kadar ona uygun ortam sağlayan bu çevreye de yöneliktir. (…) Hicivci anlatım tutumunun üsluba yan­sıması genellikle söz sanatları arasından en çok ‘abartma’lardan yararlanma biçimindedir. Aziz Nesin hiciv ve mizahta başvurdu­ğu bu tarzın tarihteki ustası olarak Evliya Çelebi’yi görüyor. (…)

Aziz Nesin, ‘Zübükzâde Ibraam Bey’ tipi kadar ‘zübüklük’ kav­ramını da bir romana konu olacak önemde bulmuş, bunu hiciv ve mizah sanatının bütün incelikleriyle işlemiştir.” (Gürsel Aytaç)
“Aziz Nesin, Zübük tipini olumsuz özelliklerin somut simgesi olarak çizerken, Zübük ile onun işgal etmek istediği toplumsal ko­num arasındaki büyük aykırılığı gözler önüne serer. Zübük tipini groteskleştiren de bu çelişkidir. (…) Kahramanın kendini olanca açıklığıyla ortaya koyduğu grotesk sahneler, çevresindekilerin tam da ondan bekledikleri davranışları içerir, ince buluşlar, keskin ze­ka ürünü sözler, birbiri ardınca gelen komik durumlar, romanın yergi etkisini güçlendiren öğelerdir. “(Svetlana Uturgauri)

KAYNAK
Rauf Mutluay (Kim, 5.9.1961), Sunullah Arısoy (Ulus 25.9.1961), (?) (Akis, 4.9.1961), Hüseyin Korkmazgil (Forum, 15.9.1961), Tahir Alangu (Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Ro­man III, 1965), Orhan Seyfi Orhon (Son Havadis, 9.10.1970), Behçet Necatigil (Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, 1979), Seyit K. Karaalioğlu (Özetli-Örnekli Türk Romanları, 1983), Gürsel Ay­taç (Günümüzde Kitaplar, Aralık 1984), Svetlana Uturgauri (Türk Edebiyatı Üzerine, 1989).

Yazının Kitap Kaynağı: Seçme Romanlar Yazarları, Eserleri, Roman Özetleri, Eleştiriler, Kaynaklar
Hazırlayan: Asım Bezirci, Refika Taner
Asım Bezirci Kitapları
1994
520 sayfa

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir