52 ülkeden 253 film eleştirmenine göre en sevdikleri 25 komedi film

BBC Kültür, 52 ülkeden 253 film eleştirmeninden en sevdikleri 25 komedi filmini sıralamalarını istedi. Bütün listeler karşılaştırıldığında ortaya çıkan ilk 25 komedi filmi şunlar oldu:

25. Altına Hücum / The Gold Rush (Charlie Chaplin, 1925)

24. Withnail and I (Bruce Robinson, 1987)

23. The Party (Blake Edwards, 1968)

22. Genç Frankenstein / Young Frankenstein (Mel Brooks, 1974)

21. Şehir Işıkları / City Lights (Charlie Chaplin, 1931)

20. Gümüş Eyerler / Blazing Saddles (Mel Brooks, 1974)

19. The Lady Eve (Preston Sturges, 1941)

18. Genç Sherlock / Sherlock Jr (Buster Keaton, 1924)

17. Tehlikeli Bebek / Bringing Up Baby (Howard Hawks, 1938)

16. Büyük Diktatör / The Great Dictator (Charlie Chaplin, 1940)

15. Monty Python and the Holy Grail (Terry Gilliam and Terry Jones, 1975)

14. Cuma Kızı / His Girl Friday (Howard Hawks, 1940)

13. To Be or Not To Be (Ernst Lubitsch, 1942)

12. Modern Zamanlar / Modern Times (Charlie Chaplin, 1936)

11. Büyük Lebowski / The Big Lebowski (Joel and Ethan Coen, 1998)

10. The General (Clyde Bruckman and Buster Keaton, 1926)

9. This Is Spinal Tap (Rob Reiner, 1984)

8. Playtime (Jacques Tati, 1967)

7. Uçak / Airplane! (Jim Abrahams, David Zucker and Jerry Zucker, 1980)

6. Brian’ın Hayatı / Life of Brian (Terry Jones, 1979)

5. Ördek Çorbası / Duck Soup (Leo McCarey, 1933)

4. Bugün Aslında Dündü / Groundhog Day (Harold Ramis, 1993)

3. Annie Hall (Woody Allen, 1977)

2. Dr. Garipaşk / Dr Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb (Stanley Kubrick, 1964)

1. Bazıları Sıcak Sever / Some Like It Hot (Billy Wilder, 1959)

En sevilen komedi filmi: Bazıları Sıcak Sever

BBC Kültür’de yapılan en iyi yüz komedi filmi anketinde Bazıları Sıcak Sever liste başı oldu. Filmi bu kadar sevdiren nedir?

1958’de Hollywood’da düzenlenen bir partide yönetmen Billy Wilder, aktör Tony Curtis’i bir kenara çekip planladığı bir filmden söz etmişti. Kadınlardan oluşan bir müzik grubuna katılmak için kadın kılığına giren iki müzisyenin hikayesinin anlatıldığı filmde Curtis’e rol teklif etti. Curtis bunu sevinçle karşılasa da, öyle ünlü bir yönetmenin film için neden kendisini seçtiğini merak etmişti. “Sen bu şehrin en yakışıklı çocuğusun, başka kimi kullanayım?” dedi Wilder.

Bazıları Sıcak Sever’in komedi filmeleri içinde liste başı olmasının nedenlerinden biri de burada yatıyor. En yakışıklı ve çok iyi bir oyuncunun yanı sıra, seks sembolü Marilyn Monroe ve en iyi komedyenlerden biri olarak görülen Jack Lemon yer alıyor filimin başrollerinde. Ayrıca 1920’lerin sahilleri ve güneşlenen güzeller, mafya hikayesi, seçilen hoş şarkılar da filmi eğlenceli kılıyor.

Filmin her sahnesi pürüzsüz akıyor. Diyaloglar öyle iyi ki her satırda bir espri, çifte anlam, kinaye veya daha önceki diyaloglara bir gönderme bulmak mümkün.

Film romantik komedinin yanı sıra aslında iki ahbabın hikayesini, mafya ve suç temalarını da barındırıyor ve hoşgörü, kabul, değişimin olanaklı olduğunu anlatıyor.

Wilder filmin kurgusunda 1935 yapımı bir Fransız filminden (Fanfare d’amour) ve daha sonra 1951’de yeniden çekilen Alman versiyonundan esinlenmişti. Ancak bunlar ucuz ve kalitesizdi.

Kariyerlerinde zorlanan iki Chicago’lu caz müzisyeni Joe (Curtis) ve Jerry (Lemmon) 1929’da yaşanan bir mafya cinayetine tanık olunca, kendilerini gören gangsterlerden kaçmaya başlarlar. Florida’da bir otelde kalan ve kadınlardan oluşan bir müzik grubunu görünce aralarına girmeye karar verirler. Kadın gibi giyinip Josephine ve Daphne adını alır ve ilginç bir serüvene atılırlar.

Gruptaki müzisyenlerden biri de Sugar Kane (Monroe)’dir ve Joe/Josephine ile bir tren yolculuğunda, otelde bir milyoneri baştan çıkarmaya çalıştığını anlatır. Onun kalbini kazanmak için Joe yeniden kılık ve aksan değiştirerek kendisini Shell petrol şirketinin varisi Junior olarak tanıtacaktır.

Sugar ile kumsalda buluştuğunda zor elde edilen biriymiş gibi davranır. Sugar, bandonun sıcak caz türünde uzmanlaştığını söylediğinde cevabı şu olur: “Galiba bazıları sıcak seviyor. Ama ben şahsen klasik müziği tercih ederim.”

Sugar bunun üzerine özel bir konservatuarda birkaç yıl klasik müzik dersi aldığını söyleyince, ki bu ismi Joe/Josephine’den duymuştur bir gün önce, Joe/Junior onun iyi bir okul olduğunu söyler, ama Sugar’ın da kendisi gibi yalan söylemede usta olduğunu anlar.

Bazıları Sıcak Sever, sevgili edinmek veya parasına konmak için başkalarını kandırmayı konu edinen bir film. Ama sıcaklığı ve tatlılığı ile seyirciyi sarar. Ahlaki değerleri ve ilkeleri hiçe sayan kahramanlarını kınamak yerine onlara saygı ve sempati duymanızı sağlar. Bu yönüyle, yapım yılı olan 1959 için radikal bir filmdir ve bugünden bakınca daha da radikal gelir.

Günümüz Hollywood filmlerinde Joe ve Jerry gibi bir kahraman yalanları için cezalandırılırdı. Oysa filmde Sugar, Joe’nin oyunlarını anladığında onun kollarına koşar. Yeni bir kimliğe bürünmek insanı daha iyi ve mutlu bir birey haline getirebilir, ayakta kalmasını sağlayabilir mesajı verilir. Ve şanslıysanız bürünmek istediğiniz kimlikle sizi kabul edecek birilerini bulursunuz.

Filmin yönetmeni ve oyuncuları da aslında kendilerini yeniden keşfetmemişler miydi? Wilder Almanya’dan Amerika’ya gitmiş, Monroe California’da koruyucu ailelerde, Curtis ise Bronx sokaklarında büyümüştü. Bu nedenle bunun aslında bir yönüyle yarı otobiyografik bir film olduğu söylenebilir.

Joe ile Sugar’ın sahildeki sahnesine geri dönecek olursak: Joe’yi oynayan Tony Curtis bir zamanlar Bernie Schwartz, Sugar’ı oynayan Marilyn Monroe ise bir zamanlar Norma Jeane Mortenson idi.

Sugar, Kowalczyk soyadını Kane olarak değiştiriyor ve Josephine kılığına bürünen ama daha sonra Sugar’a kendisini beğendirmek için zengin Junior oluveren Joe’nin sözlerini tekrarlıyordu.

Ne Shakespeare’in Onikinci Gece’sinde ne de Oscar Wilde’ın Ciddi Olmanın Önemi adlı eserinde karakterlerin kimliklerinde bu kadar eğlenceli unsur bulunabilir. İsimler, cinsiyetler, sosyal statü… Bazıları Sıcak Sever’de bunların tümü değişebilir. Amerika’da olur böyle şeyler.

Anılarında Curtis, bu yaklaşımın filmin adına da yansıdığını söylüyor. 1920’lerin “tatlı” veya “sıcak” gibi farklı tarzlarda söylenen popüler şarkıları gibi insanlar da değişken olabilir. “Bu fikir film için önemliydi,” diyor Curtis. “Bir insan zamana, yere, vs. bağlı olarak birden fazla şey olabilir. Tatlı ya da sıcak…”

Nicholas Barber
BBC Culture 14.05.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir