Burjuva kültürü, tek bir kültür mü? – Franco Moretti

Uyumsuzluk [dlsonans]
Burjuva kültürü, tek bir kültür mü? Peter Gay, beş ciltlik The Bourgeois Experience [Burjuva Deneyimi] isimli çalışmasının sonlarında “Mikroskobumla incelediğim sınıfı … çok renkli -alaca- diye nitelemek. .. mümkündür,” diye yazar.9 “Burjuvanın burjuvayla savaştığı yerlerde ekonomik çıkar, dinsel gündemler, entelektüel inançlar, toplumsal rekabet ve kadınların toplumdaki yeri gibi konular siyasal meseleler haline gelmiştir,” diye de ekler sonraki bir tarih çalışmasında; bölünmeler öylesine keskindir ki “burjuvazinin tanımlanabilir bir kendilik olduğundan şüphe etmek cazip hale gelir.”10 Gay’e göre tüm bu “çarpıcı çeşitlilik” yüzyılda toplumsal değişimin hızlanmasının bir sonucudur ve burjuva tarihinin Viktorya dönemine özgüdür.12 Gelgelelim, burjuva kültürünün çelişkilerine ilişkin daha geniş bir bakış açısı sunmak da mümkündür. Aby Warburg, Sanla Trinita’daki Sassetti Şapeli üzerine yazdığı ve Machiavelli’nin lstorie Fiorentine’deki [Floransa Tarihi] Lorenzo betimlemesinden ilham alan -“neşeli ve ciddi yanlarına baksanız [la vita leggera ela grave] onda uzlaşması imkansız gibi görünen iki ayrı kişilik fark edebilirdiniz [quasi con impossibile congiunzione congiunte] “- denemesinde şöyle bir gözlem yapar:

Medici dönemi Floransa’sında bir yurttaş; Ortaçağ’a özgü bir Hıristiyanlık, romantize edilmiş bir şövalyelik yahut klasik bir yeni Platonculuk anlamındaki idealizm ile, bahsedilen idealizmden tamamen farklı özellikleri olan Pagan bir Etrüsk tacirinin maddiyata düşkün ve pratiğe önem veren karakterini kendinde birleştiriyordu. Bu esrarengiz insan/yaratık basit ama düzenli yaşamında, her ruhsal itkiyi kendi zihninin bir uzantısı, boş zamanlarında geliştirilecek ve sonra faydalanılacak bir şey olarak seve seve kabul ederdi.

Esrarengiz bir insan/yaratık hem idealist hem de maddiyata düşkün. Medici ile Viktorya dönemi arasındaki başka bir burjuva altın çağı hakkında yazan Siman Schama’ya göre farklı değerlerin bu “olağandışı bir aradalığı” ruhban sınıfından olsun ya da olmasın tüm yöneticilerin; bu bir aradalık olmadığı takdirde aç gözlülük ile çilecilik arasında daimi bir çarpışmaya dönüşerek çelişkilerle dolu bir değer sistemi haline gelecek olan bu durumla yaşamalarına imkan vermiştir. .. .İflah olmaz bir alışkanlığa dönüşen maddiyat düşkünlüğü ve Hollanda ticaret ekonomisinin içine işlemiş olan riskli teşebbüslerin baştan çıkarıcılığı, eski Ortodoksluğun atanmış vasilerinin bütün o uyan fişeklerini ve heybetli ahkamını ateşlemişti. … Görünüşte birbirinin zıddı olan bu değer sistemlerinin olağandışı bir aradalığı… yoksullukla cehennem azabı arasındaki acımasız birseçim riskine girmeksizin, ihtiyaçlarının ya da vicdanlarının emirleri doğrultusunda kutsal ve dünyevi olan arasında hareket edebilecekleri alam sağlamıştır onlara.

Maddiyat düşkünlüğü ve eski Ortodoksluk: jan Steen’in “Delftli Yurttaş”ı bize Schama’nın kitabının kapağından bakar [Resim l]: Ağır bir adam, oturmuş, siyahlar içinde, kızının gümüş ve altın işlemeli parlak elbisesi bir yanında, dilencinin rengi atmış giysileriyse diğer yanında. Floransa’dan Amsterdam’a doğru uzanırken, Santa Trinita’nın çehresindeki içten canlılık donuklaşmıştır artık; yurttaş, sandalyesine mıhlanıp kalmış, sanki içinde bulunduğu vaziyetin “ahlaki itiş kakışı” (tekrar Schama) keyfini kaçırmıştır. Uzamsal olarak kızına yakındır ama yine de ona bakmaz; tam olarak dilenci kadını muhatap almamışsa da ondan tarafa dönmüştür; gözleri mahzun, dalgındır. Yapması gereken nedir?

Machiavelli’nin “uzlaşması imkansız”, Warburg’un “esrarengiz mahluk”, Schama’nın “daimi bir çarpışma” dediği şeydir bu. Burjuva kültürünün erken dönem çelişkileriyle karşılaştırıldığında, Viktorya döneminin gerçekte ne olduğu açığa çıkar: Karşıtlıktan ziyade bir uzlaşı dönemidir. Elbette uzlaşı tekbiçimlilik demek değildir ve Viktorya dönemi insanları bir dereceye kadar “çok renkli” olarak görülebilir. Ancak bu renkler geçmişten geriye kalanlardır ve parlaklıklarını yitirmektedirler. Alaca değil, gridir burjuva yüzyılının üzerinde dalgalanan bayrak.

Franco Moretti
Tarih ile Edebiyat Arasında Burjuva
The Bourgeois Between History and Literature
Çeviren: Eren Buğlalılar
İletişim yayınları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir