Disney’in yeni versiyon Cinderella filminin gösterime girdiği şu günlerde, masalın kaynağı ve Cinderella’nın asıl masalda nasıl betimlendiği de merak konusu. Cinderella veya Türkiye’de tanınan adıyla Külkedisi masalını Disney’in anlattığı şekilde algılayan büyük bir kitle var. Oysa masalın aslı bilindiğinden çok farklı ve çok daha eski…
Cinderella masalının metaforu olan kayıp ayakkabıya ayağı uyan güzel kadın teması ile ilk kez Milattan önce altıncı yüzyılda bir Antik Yunan efsanesinde karşılaşılıyor.
CINDERELLA, CARİYE İMİŞ
Yunanca yazan Romalı yazar Claudius Aelianus’un Milattan sonra üçüncü yüzyılda derlediği ve antik dönem yazarlarından yaptığı alıntılarla çok değerli bulunan Varia Historia /Çeşitli Öyküler adlı eserindeki anlatıya göre Rhodopis adlı bir Yunanlı cariyenin ayakkabısı, bir kartal tarafından çalınır ve kartal, çaldığı ayakkabıyla birlikte uçarak Akdeniz’i geçer. Ayakkabıyı doğruca gidip Mısır kralının kucağına bırakan kartalın bu davranışını cennetten gelen bir işaret olarak yorumlayan Mısır kralı, ayakkabının sahibini aramaya başlar. Sonunda ayakkabının sahibi Rhodopis’i bulan Mısır kralı, (düşük) sosyal statüsünü yükselterek onunla evlenir ve kraliçesi yapar. Cinderella’nın bir başka antik versiyonuna ise dokuzuncu yüzyıla ait Ye Xian adlı bir Çin masalında rastlanıyor. Ye Xian adlı genç kız, bazı sihirli balık kılçıklarından, kendisi için bir koca diler. Rhodopis masalındakine benzer şekilde, Çinli bir soylu kişi, Ye Xian’ın altın balık (Japon balığı) şeklindeki ayakkabılarını bulur ve sahibini aramaya başlar. Soylu, Ye Xian’ı bulduğunda güzelliğinden öyle etkilenir ki, onunla hemen evlenir. Tam bir “mağara insanı” olan Ye Xian’ın ona kötü davranan üvey annesi ise mağarasına geri döner.
AVRUPA’DA 500 DEĞİŞİK VERSİYONU VAR
Avrupa’da Cinderella türü masalların bilinen 500 değişik versiyonu bulunuyor. Günümüzdeki masala en fazla benzeyenine ise 17’inci yüzyılda İtalya’da basılan bir kısa hikâyeler derlemesinde rastlanıyor. Cenerentola adlı hikâye, günümüzdeki masaldan çok daha fazla sihir içeriyor. Hikâyede, resmen “cadı” olan üvey anne ve üvey kızkardeşler var. Üstelik, hikâyenin kahramanı Zezolla, Cinderella’daki gibi soyluya âşık olmuyor, ondan kaçıyor. Bu masalda ise Zezolla’nın ayakkabısı ana unsur. Genç kızın ayakkabısını bulan kral, onu evlenmeye zorluyor. Zezolla, kendisini zorla eşi yapan kral ve altı “cadı” kızkardeşiyle birlikte yaşamak zorunda kalıyor. Aynı yüzyıl içinde bu İtalyan masalını keşfeden Fransız yazar Charles Perrault, günümüzde bilinen Cinderella masalına kaynaklık edeni ilk hikâyesini, Zezolla (Cenerentola) masalına “takla attırarak” yazmış… Perrault, Cendrillon adını verdiği masala cam ayakkabıyı, balkabağını ve Cinderella’ya yardım eden sihirli yaşlı periyi ilk kez yerleştirmiş. Cinderella’nın günümüze en yakın versiyonunu yazan Grimm Kardeşler ise aslında Perrault’nun söz konusu Cendrillon masalını alıp 19’uncu yüzyıl Almanyası’na uyarlamış. Masallarına Aschenputtel adını veren Grimm Kardeşler’in masalında Cinderella’nın “cam” ayakkabısı, “altın” oluvermiş. Grimm Kardeşler’in masalında, ayrıca, Prens, ayakkabıların kime ait olduğunu anlamak için evlerine geldiğinde, kötü üvey kızkardeşlerden birinin ayakkabıya ayağını sığdırmak için parmağın kesmesi ayrıntısı da dikkat çekiyor.
(22 Mart 2015 http://www.taraf.com.tr/)