Yeryüzünde gökkuşağı renklerini oluşturan olağanüstü doğal ortamlarda kısa bir gezinti…


Çin’deki gökkuşağı dağları
Çin’in kuzey batısındaki Gansu bölgesinde 24 milyon yıllık taş ve mineral birikintileri, gökkuşağı renginde katmanlar oluşturuyor. Dağların tepeleri Himalaya Dağları ile aynı tektonik plakadan oluşurken yağmur, rüzgar ve erozyonun etkisiyle etekleri bugünkü halini almış. 10 km kareye yayılmış bu dağlık alan, yağmurun ardından daha parlak bir hale bürünerek olağanüstü bir manzara oluşturuyor.


Oregon’un tepeleri
Oregon’un doğusundaki John Day Fosil Yatakları 56 bin km karelik bir alanı kaplıyor. Bu bölge 35 milyon yıl önce gerçekleşen yanardağ patlamalarının ve aşırı iklim koşullarının izlerini taşıyor. Zamanla bitki örtüsü yerini kurak araziye bırakmış. Kül, kil, mineraller ve çürüyen bitkiler toprağa karışarak her renkten iz bırakmış. Bu renkler havadaki nem oranına göre değişiyor ve ikindi vakti en güzel halini alıyor.


Etiyopya’da krater
Etiyopya’daki Dallol Yanardağı bugün aslında bir yanardağdan ziyade çökmüş bir krater. Yeraltı suları ile magmanın karşılaşması sonucu ortaya çıkan kükürt, demir oksit, tuz ve diğer mineraller bugünkü canlı yeşil tonları, neon sarılarını yaratmış; dünyanın en erişilmez, en el değmemiş doğal ortamlarından birini. Etiyopya’nın Eritre sınırındaki bu krater 2001’e kadar yabancılara kapalıydı. Bugün de güvenlik sorunları nedeniyle ancak birkaç yüz turist burayı gezebiliyor.


Wyoming’de kaplıca
Yellowstone Milli Parkı’ndaki Grand Prismatic adını muhtemelen parlak renklerinden alıyor. 100 metreyi aşkın çapı ile burası ABD’nin en büyük kaplıcası. Göle rengini veren ise bu sıcak ortamda yaşayan bakteri ve mikroorganizmalar. Farklı ısı ortamları farklı renklere yol açıyor. Ortadaki en sıcak bölgenin mavi kalmasının nedeni ise bakteriden arınmış olması. Milli Park’ta her yıl milyonlarca ziyaretçinin akınına uğrayan başka kaplıcalar da var.


İzlanda’da gece
İzlanda’nın Reykjanes Yarımadası’nda Aurora Borealis’i ya da kutup ışıklarını her renkte görmek mümkün . Dünyanın manyetik alanı ile Güneş’ten gelen yüklü parçacıklar karşılaştığında bu ışıklar oluşuyor. Bilimsel açıklaması olsa bile bu ışıkların gizemli parıltısı, hiç açıklanmadan kalsa daha iyi olurmuş havası yaratıyor.
Kiran Herbert
BBC Travel, 26.11.2014

Previous Story

Sonsuza dek mutsuz: Masalların ardındaki gerçekler

Next Story

Rüyaları ağır çekimde mi görüyoruz?

Latest from farkettiren yazılar

Milgram deneyi, itaatkarlık ve faşizm

Sosyal psikoloji dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri Stanley Milgram. Erken sayılabilecek bir yaşta hayatını kaybetmesine rağmen toplum davranışını anlamımızı kolaylaştıran pek çok deneye
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ