EşitliközgürlükYirmi yıllık bir süre içinde yazılmış iki grup yazı bir arada: Bir yanda modern dönemde özgürleşme için verilen mücadelelerin ayrılmaz bir boyutu olan temel hakların dile getirilmesi ve kurumlaşması sürecini konu edinen felsefi yazılar, öbür yanda siyasi gündeme, özellikle de açığa çıkardıkları siyasal sorunlar dolayısıyla küresel yankıları olan olaylara yönelik müdahaleler.

Bu iki grup yazı yurttaşlığın çatışkıları meselesinde buluşuyor. Ortak hedeflerini ise ulusal sosyal devletin başlattığı ve neoliberal küreselleşmenin hızlandırdığı “demokrasiden taviz verme” eğilimi karşısında demokrasinin demokratikleştirilmesi oluşturuyor. Balibar demokrasi felsefesinin temel sorunlarını ele alırken Derrida, Rancière, Poulantzas, Arendt ve Laclau gibi isimlerle tartışıyor. Bu zengin metinlerin siyaset felsefesi ve günümüz dünyasının sorunlarına kafa yoran herkesin ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.

Önsöz, s. 9-11

Bu derleme yirmi yıllık bir döneme yayılan ve büyük bir bölümü yakın zamanda siyaset felsefesi üzerine yaptığım çalışmalarla eş kapsamlı olan üç dizi metni bir araya getiriyor: Bu metinlerden bazıları daha önce başka yerlerde yayımlandı, bazıları ise ilk yazıldıkları haliyle, bugüne kadar yayımlanmadan kaldı. Elimdeki metinleri rasyonel biçimde düzenlemekle, elbette bir sistemin parçalarını değil, ilk makalede yurttaşlığın çatışkıları adını verdiğim şeye odaklanan bir sorunsalın bazı bağlaşık boyutlarını göstermek istedim. [1] İlk diziyi oluşturan metinler 1989’da (“Perroquet Konferansları”nda) Eşitliközgürlük Önermesi içerisinde başkaldırı ve kuruluş (constitution) diyalektiği üzerine sunmuş olduğum genel fikri ortaya koyuyor. Burada makalenin tamamını sunuyorum, zira daha sonra (2002-03 İngiltere ve Meksika konferanslarında) “eşitliközgürlük hakkında yeni düşünceler” adıyla yaptığım eklerde demokrasinin gücünü özellikle hakların icadından aldığı fikri ile bugün kriz içinde olduğunu deneyimlediğimiz ulusal sosyal devlet çerçevesinde “sosyal haklar”ın tesis edilme sürecini karşılaştırdım; ulusal sosyal devlet’in antropolojik farkları sosyolojik kategorilere indirgeme eğilimini tartıştım. Bu tartışmada Robert Castel’in “sosyal mülkiyet” tezlerini incelemek hatırı sayılır bir yer tuttuğundan ve genel anlamıyla mülkiyet kategorisinin eşitliközgürlüğün kurucu “dolayımı”, ortaklık / cemaat’in (communauté) rakibi olarak çözümlenmesine verdiğim önemden dolayı, bu iki uğrak arasına sahiplenmeci bireyciliğin tersine çevrilmesi hakkında –1999 yılında Mülkiyet üzerine yapılan Cerisy kolokyumunun sonunda sunulan– soykütüksel araştırmayı ekledim. [2]

İkinci kısım, çalışmalarından bilhassa faydalandığım çağdaş kuramcıların eserlerine doğrudan ya da dolaylı olarak hasredilen bazı eleştirel çözümlemeleri bir araya getiriyor: Hannah Arendt, Nicos Poulantzas, Ernesto Laclau, Roberto Esposito, Jacques Rancière. Liste böyle uzayıp gidiyor, şüphesiz burada saydıklarımdan çok daha fazlasının adını yeri geldikçe alıntılarda ve dipnotlarda anacağım. Çeşitli biçimlerde karşılaştırmalar veya yeniden okumalar yaparak her şeyden önce faydalandığım bazı siyaset felsefesi kavramlarının (egemenlik, özgürleşme, cemaat ve diğerleri) esas itibariyle (Gallie’ nin söylemiş olduğu gibi) “tartışmalı” niteliğini vurgulamak ve koşullar elverdiğince onları anarak veya irdeleyerek bazı açıklamaları diyalojik biçimde uzatmak istedim. [3]

Üçüncü kısım çağdaş dönemlerde yurttaşlığın biçimi hakkında cumhuriyet kurumunun tam kalbinde ve “sınır boylarında” süregiden ve zaman zaman şiddetlenen çatışmaya dair müdahale ve çözümlemeleri bir araya getiriyor: Özellikle Fransa’da geçtiğimiz yıllarda siyasetin sömürge-sonrası boyutunun yoğunluğunu (laiklik, milliyetçilik, güvenlik etrafında) aydınlatanları. [4] Bu çözümleme ve müdahaleleri “Dışlamayan Bir Demokrasi İçin” başlığı altında topluyorum. Genel hatlarıyla söyleyecek olursak, çağdaş toplumların “demokrasizleştirilmesi” (Wendy Brown) sürecine karşı benim gözümde düşünülebilir yegâne alternatif –başkalarının (Boaventura de Souza Santos) izinden giderek– demokrasinin demokratikleştirilmesi adını verdiğim şeydir. Bu üçüncü kısmı “eş-yurttaşlık” önerisiyle bitiriyorum. İçinde yaşadığımız dünya bundan böyle göç ve diasporaların dünyasıdır ve “eş-yurttaşlık” eşitliközgürlüğün “başkaldırı” önerisinin kurumsal yüzüdür; eşitliközgürlüğün kendine mahsus ama stratejik bir alanda nasıl fiiliyata geçirileceğini belirlemeye çalışır.

2007 Avignon Festivali vesilesiyle paylaştığım “Direniş, Başkaldırı, İtaatsizlik” üzerine düşüncelerimi kapanış niyetine yeniden yayımlıyorum. Umarım abartılı biçimde duygusal veya öznel bulmazsınız. Son olarak bu festival bana siyasetin yalnızca kuramda değil pratikte de olması gerektiğini savunduğum eleştirel boyutunda ısrar etme ve dolayısıyla bahşedilmiş bir statü olarak tasarlanan yurttaşlığı kurucu iktidarın icra edilmesi olan yurttaşlıktan ayırt eden şeyin ne olduğu üzerine bir kez daha düşünme olanağı vermişti.
Yazıların ilk basımlarının referansları ve yapılan değişiklikler hakkındaki açıklamalar her bölümün başında belirtilmiştir.

Öncelikle beni yönettikleri diziye kabul eden, Marx’ın mirası ve Marksizmle yapılan “güncel bir yüzleşme”den anladığım şeye tam olarak denk düşen bu çalışmaya yer veren Jacques Bidet, Gérard Duménil, Emmanuel Renault ve Jacques Texier’ye teşekkürlerimi sunmak isterim. Ayrıca meslektaşlarıma, dostlarıma, bu kitaptaki yazıları daha önce yayımlayan veya yayımlamak isteyen dergilere, kurumlara, ayrıca yardımlarına sempatikliğini de ekleyen değerli asistanım Mehdi Dadsetan’a aynı şekilde candan teşekkürlerimi sunarım. Bu sentezi yapmam için beni yüreklendiren, tekrarları ve gereksiz kısımları ayıklamama yardım eden, öğrencilik yıllarımızdan beri olduğu üzere fikir ve yorumlarını her daim benzersiz bir cömertlikle sunan Yves Duroux’ya da özel olarak teşekkür etmek isterim.

Notlar

[1] Birbirini tamamlayan iki cilt aynı anda ya da kısa aralıklarla yayımlandı: Violence et Civilité. The Wellek Library Lectures et autres essais de philosophie politique, Paris, Galilée, 2009; Türkçesi: Şiddet ve Medenilik: Wellek Library Konferansları ve Diğer Siyaset Felsefesi Denemeleri, çev. Sevgi Tamgüç, İstanbul, İletişim, 2014; Citoyensujet et autres essais d’anthropologie philosophique, Paris, PUF, “Pratiques Théoriques”, 2010. Metne dön.
[2] Robert Castel, Catherine Colliot-Thélène ve Bertrand Ogilvie’nin düzenlediği bu kolokyumda sunulan diğer çalışmalar maalesef henüz yayımlanmadı.
[3] W. B. Gallie, “Essentially Contested Concepts”, Proceedings of the Aristotelian Society, New Series, c. 56, 1955-1956 (Anglosakson dünyasındaki bu klasik referansı keşfetmemi sağladığı için Nestor Capdevila’ya teşekkür borçluyum).
[4] Yer darlığından ve metinlerle yeterli zamansal yakınlığı koruyabilmek için burada yeniden yer vermeyeceğim “Sujets ou Citoyens (pour l’égalité) / (Eşitlik için) Özneler ya da Yurttaşlar” yazısı önce Les Temps modernes dergisinin Mart-Nisan-Mayıs 1984 sayısında yayımlandı (Les Frontières de la démocratie, Paris, La Découverte, 1992 kitabımda yeniden yayımlandı). Bahsi geçen yazı temelde ve bir dizi nokta özelinde bu konudaki düşünme çabalarımın kökenini oluşturuyordu. Sonuç kısmında yerlilerle yabancıların “eş-yurttaşlığından” söz ediyordum.

KİTABIN KÜNYESİ
Eşitliközgürlük : Siyasal Denemeler
Yazar: Étienne Balibar
Çevirmen: Oylum Bülbül
Yayıncı Metis
09 / 2016
Türkçe
392 Sayfa
Tür: Siyaset Felsefesi

İÇİNDEKİLER
Önsöz

Açılış
Yurttaşlığın Çatışkısı

Birinci Kısım
Hakların Sözcelenmesi
ve Kurumlaşması
1 Eşitliközgürlük Önermesi
2 Sahiplenici Bireyciliğin Tersine Çevrilmesi
3 Eşitliközgürlük Hakkında Yeni Düşünceler
I. Biçimsel Haklar ve Maddi Haklar
“Sosyal Yurttaşlık” ve Sosyal Haklar Meselesi
II. Öznellik ve Yurttaşlık
Cemaatin Antropolojik İkilemleri

İkinci Kısım
Egemenlik, Özgürleşme, Cemaat
Hakkında Bazı Eleştiriler
4 Siyaset Felsefesi Nedir? Yapısal Modelle İlgili Notlar
5 Komünizm ve Yurttaşlık: Nicos Poulantzas Üzerine
6 Arendt, Hakkı Olma Hakkı ve Yurttaş İtaatsizliği
7 Popülizm ve Siyaset: Sözleşmenin Dönüşü

Üçüncü Kısım
Dışlamayan Bir Demokrasi İçin
8 Dışlananlar Neyin Dışında Bırakılır?
9 Laiklikte Çatlak Sesler: Yeni “Başörtüsü Olayı”
10 Laiklik ve Evrensellik: Liberal Paradoks
11 Banliyölerde Uprisings
12 Eş-Yurttaşlığa Doğru

Kapanış
Direniş, Başkaldırı, İtaatsizlik

Previous Story

Acı ve Karanlık Bir Hikaye: Radyum Kızları: “Eğer 250.000 doları kazanırsam cenazeme bir sürü gül alabilirim değil mi?”

Next Story

Zaro Ağa, King Kong ve Che Guevara! ..

Latest from Felsefe

Nietzsche

FRIEDRICH NIETZSCHE: Felsefede “Akıl”

Felsefede “Akıl” 1 Soruyorlar bana, nedir filozoflardaki bütün bu alerji diye?… Sözgelimi tarih duygusu eksiklikleri, oluşun düşünülmesine bile duyduktan nefret, Mısırcılıkları.[17] Bir davayı tarihsellikten
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ