Site icon insanokur

Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema (1939-1945) – Ali Özuyar

Türkiye’de sinemalarda ırkçı-milliyetçi ve faşizan filmler gösterildiğinde ilk bilinçli tepkileri Orhan Selim ve Mümtaz Osman takma adları ile yazılar yazan Nazım Hikmet vermiştir.

1930-50 yıllarında Cemil Filmer’in bir anısı, Türkiye sinemasında faşizmin etkisini anlamak açısından öğreticidir.

Alman konsolosluğundan gelen rütbeli kişiler faşizmi eleştiren filmleri gösterdiği için Cemil Beyi ofisinde tehdit etmişler. “Tanklarımızla geldiğimizde seni caddenin ortasında ibretlik diye asarız” demişlerdir.

“Almanlar tanklarıyla Türkiye’ye geldiğinde, ben ofisimde olmayacağım, cephede direniş hattında ele geçirirlerse bilmem” yanıtını alıp gitmişlerdi.

İkinci Dünya Savaşı modern anlamda sağ ve sol terimlerinin netleştiği yıllardı, bu yıllar çok önemlidir; bir daha faşizm bu ülkeden hiçbir zaman silinememiş, hatta giderek merkeze yaklaşmıştır.

Sinema bir kez daha yirminci yüzyılın anlaşılmasındaki merkezi yerini ve kültür içindeki başat konumunu gösteriyor; Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema, sinema-ideoloji-siyaset düzleminde döneme ve Türk sinemasına ışık tutuyor.
-Zahit Atam-
(Tanıtım Bülteninden)

“Ali Özuyar, uzun araştırmaların ürünü olan ?Faşizmin Etkisinde Türkiye?de Sinema?da, 1939-1945 aralığında Almanların Türkiye sinema sektörü üzerinde baskı kurmalarının ve sinemacıların buna karşı verdikleri mücadelenin hikâyesini anlatıyor. Özuyar, Türk sinemacıların o dönemde, teknolojik olarak Almanya?ya bağımlı olmalarına rağmen Berlin karşıtı tutum sergilemeye başlayarak Alman filmlerine yer vermediklerini; sinema filmi ihtiyacının da, Mısır ve Basra üzerinden getirtilen ve çoğunluğu Amerikan yapımlarından oluşan filmlerle karşılandığını belirtiyor. Kitap, savaşın Türk sineması üzerindeki etkileri konusunda nitelikli bir çalışma.” (30/12/2011, Radikal Kitap Eki)

Türk Sineması’nda faşizmin izleri – Dilek Kösedağı
(20/01/2012 tarihli Radikal Kitap Eki)
Sinemanın gelişim çizgisi savaş teknolojisiyle iç içe geçerken, bir yandan kendisi silah haline gelmiş, diğer yandan izleyenin gözünü silah haline getirmişti. Birinci Dünya Savaşı?ndan itibaren sinema, askeri stratejilerin bir parçası olarak kullanılmaya başlanmış, katliamı komik gösterirken, kısa süre sonra facia ve savaş filmlerini devreye sokmuştur. Ali Özuyar da ?Faşizmin Etkisinde Türkiye?de Sinema? kitabında İkinci Dünya Savaşı döneminde Nazizm?in ve buna direnmeye çalışan dünya sinemasının Türk sinema sektöründeki izlerini takip ediyor.
?Faşizmin etkisinde Türkiye?de Sinema?, Berlin?in savaş yıllarında Türkiye?yi kendi safına çekme çabaları, siyasi ve askeri çevreleri etkilemenin dışında kamuoyunu hükümet üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanılmak istenmesi, tüm dünyada büyük kitleleri peşinden sürükleme hedefindeki Nazizm?i destekleyen gruplar ve Alman büyükelçiliğinin yürüttüğü büyük propaganda hareketini milad alarak yazılmış bir kitap. Faşizmin Türk sineması üzerindeki etkisini İkinci Dünya Savaşı yıllarında gösterime giren filmlerin künyeleri ve yine bu yıllarda Almanya Propaganda Bakanlığı faaliyetlerinin yazılı ve görsel medya üzerindeki etkisi özelinde ele alıyor.

Mısır ve Basra?dan gelen Hollywood etkisi
Özuyar?ın araştırması Almanya?nın savaş sonrası Türk sineması üzerindeki etkisinin azaldığını, Hindistan ve Mısır?dan gelen Hollywood yapımı filmlerin yerli üretimin neredeyse sıfır olduğu bu yıllarda Türk sinema sektörünü şekillendirdiğini gösteriyor. Siyasi, ticari birçok çıkarı Almanya?ya bağlı olan Türkiye?nin ilişkilerini iyi tutmak istemesi bu dönemde yapılan film galaları, sergi açılışlarına devlet büyüklerinin katılmasıyla yazılı basında daha çok yer buluyor ve propagandayı meşrulaştırıyordu.
Sinema endüstrisini devletin denetimine alarak propaganda filmleri yapılırken stratejik kurgusuna rağmen inandırıcılığın artırılması için genelde belgesel dokusunda filmler üretildiği dikkat çekiyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında yükselişe geçen, etkileri 1950?lere kadar devam eden, Alman Propaganda Bakanlığı, sosyalistlerin ve milliyetçilerin de onayını alıp Nazi hükümetini kurma isteğiyle tüm dünyada destekçi bulmaya çalışıyordu. Özuyar, bu dönemde film gösterimi yapan tüm salon yöneticilerinin zorunlu veya isteyerek izlediği stratejileri, Beyoğlu?nda yayın yapan birçok gayrimüslimin meclisten geçen Varlık vergisi nedeniyle zor zamanlar yaşadığı dönemi, Almanya yapımı filmler haricinde gösterim yapmak için direnen sinema salonu sahiplerinin Ortadoğu?dan genelde Hollywood yapımı film ihracına başladığını gösteriyor.

Propaganda sineması meraklılarına…
Kitap, propagandaya direnmeye çalışan sinema salonlarının tek tek kapandığı, Alman teknolojisine bağlı Türk Sineması?nda üretimin sıfıra düştüğü, Mısır ve Basra?dan ithal edilen Hollywood yapımı filmlerle Türkiye?nin, tüm dünya sinemasıyla beraber yeni bir hegemonya altına girdiği dönemin filmografisini sunuyor. Bu dönemde gösterişçi Nazi propagandasıyla dolu Alman tipi emperyalizmi dünyaya yayma hedefinde olan her karesi ?düşünülmüş kurgulu? filmler gösterime girdiğine dikkat çeken araştırma, Alman dil ve kültürünü yücelten filmlerin sadece sanat için yapılmış olamayacağı gibi, devletin gözetiminde yaratılan faşist toplumsal durumu nesnel bilgilerle sunuyor.
Savaş, şiddeti kitle ruhu ile besler. Toplumsal hareketi bir araya gelen gruplar dolayısı ile değil bir lider etrafında toplanarak oluşan milletler her tür propagandanın da hedefindedir.
Savaş döneminde yapılan filmlerin gösterime girdiği salonları, dönemin sinema sektörüne yön veren yöneticilerini ve izledikleri politikaları, yönetmenleri ve oyuncularıyla beraber sunan kitap, faşizmin etkisinin İkinci Dünya Savaşı ile sınırlandırılamayacağını bilenler için ise bu döneme ait akademik, 1930?lardan 1950?lere dönemi sinema tarihi ve propaganda sineması meraklıları için önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor.

Kitabın Künyesi
Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema (1939-1945)
Ali Özuyar
Doruk Yayınları / Sinema Dizisi
İstanbul, Kasım 2011, 1. Basım
360 sayfa

Exit mobile version