“Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım?” diyen Turan Dursun bir aydınlanma savaşçısı olarak yanıtladı sorusunu. Ve o anda ölümü yendi. Ölümün ötesine geçti. Ölüm, Turan Dursun’u daha da büyüttü. Yazdıklarının uğruna yaşamını feda etmiş olmasıyla adı, ölümsüz aydınlanma savaşcılarının arasına yazıldı.

“Ben Kur’an Ansiklopedisi’ni herhangi bir biçimde yorumlar getirerek, “İslam’ın çağdaş yorumlar”la yorumlanmasını ve bu yolla “dinsel bağnazlıktan” uzaklaşılmasını sağlamak gibi bir amaçla hazırlamadım. Böyle bir amaca yönelmedim ve yönelmenin yararlı olmayacağı görüşündeyim. Din alanındaki “aydınlanma”nın “yorumlar”la değil, neyin ne olduğunu açık seçik ortaya döküp sergileme yoluyla olacağı kanısındayım. Bunun böyle olduğunu deneyimlerimle gördüm. Kur’an Ansiklopedisi’ni de bu amaçla hazırladım. Kutsal Kitapların Kaynakları adlı yapıtımı da… Kur’an Ansiklopedisi’ni hazırlarken temel amacım: Yalan ve sahteciliklerle, insanları sürüleştirmek, sömürmek amacıyla sürdürülegelen “din”i gün ışığına çekmektir. Bu ansiklopediyi okuyanlar, İslam’da onun “kutsal kitabı” olan Kur’an’da neler bulunduğunu çok açık biçimde görecekler; O zaman, İslamcıların İslam’ı yeniden insanlarımıza devlet ve yaşam biçimi olarak sunarken “İslam akıl dinidir, bilim dinidir, adalet dinidir…” gibi propagandalarının gerçek olmaktan ne denli uzak olduğunu daha iyi bilip anlayacaklardır. Ansiklopedi, bu yolla bir “aydınlanma”nın gerçekleşmesine önemli katkı sağlayacaktır.” Turan Dursun (Önsöz’den)

Kitabın Künyesi
Kur’an Ansiklopedisi (8 Cilt Takım)
Turan Dursun
Kaynak Yayınları
Yayına Hazırlayanlar: Asaf Güven Aksel, Zafer Enver Bilgin, Rıza Doğan, İlhan Kırıt, İsmet Öğütücü, Meriç Özeller
Basım Tarihi: 1996

Kur’an Ansiklopedisi Ciltleri
Kur’an Ansiklopedisi 1: Aba-Akıl
Kur’an Ansiklopedisi 2: Akra-Arab
Kur’an Ansiklopedisi 3: Arabu-Borç
Kur’an Ansiklopedisi 4: Boşa-Dua
Kur’an Ansiklopedisi 5: Dua-Hicret
Kur’an Ansiklopedisi 6: Hicret-Kafir
Kur’an Ansiklopedisi 7: Kalb-Kuşku
Kur’an Ansiklopedisi 8: Kuvvet-Mucize

Turan Dursun’un Hayatı ( 1934 – 4 Eylül 1990), yazar, düşünür, imam, müftü.
Turan Dursun, 1934’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Gümüştepe köyünde dünyaya gelir. Dursun ailesinin 8 çocuğundan biridir. Daha 5 yaşındayken babasının arzusu ve kararıyla tüm ailesiyle birlikte Ağrı’nın Tutak ilçesinde dedesinden kalma yerlere tekrar sahip olmak ve oraları işletmek umuduyla göç ederler. Babası aileyi geçindirmek üzere köylerde imamlık yapmaya başlar. Kıt kanaat geçinen babasının tek arzusu oğlunun Basra’da ve Küfe’de bulunmayacak derecede bir din alimi olmasıydı. Babası kendisini yatılı din okullarına, kuran kurslarına, ünlü hocalarının yanına eğitim için verir. 5 yaşından itibaren dini eğitim almaya başlayan Turan Dursun’un hocaları arasında şunlar vardır: Şeyh Ramazan, Molla Nadir, Molla Zahid, Çerkez Hoca, Tahir Efendi… Bu hocalardan dini eğitimi alabilmek için ta Ağrı’dan Muş’a, Adana’ya ve ordandan Türkiye’nin birçok şehrine, kasabasına ve köyüne gider. Biri hariç tüm hocalardan bedava eğitim görür. İşte bu hocadan ders alabilmek için kendisinden istenilen zamanın parasıyla 100 TL’yi ödeyebilmek için hem esans satmaya hem de hocalık yapmaya başlar ve ancak böylelikle o hocadan ders alır. Kendisinin hocalık yaptığı kişi ise daha sonraları Ankara Elmalıdağ Müftüsü olur. Askerlik çağına ulaşana kadar Kürtçe’yi, Çerkezce’yi, Arapça’yı öğrenir. Kendisi bir İslam hukukçusu, İslam kelamcısı, hadis bilimcisi, usulü hadisçisi, doğu ve din etnoloğu olur. Antropolojiyle de yakından ilgilenir.

Müftülük Yılları
Müftülük sınavını kazandıktan sonra ilkokul diploması olmadığı için tayini yapılamaz ve bu yüzden İstanbul Mahmutpaşa İlkokul’unu kısa sürede dışardan bitirir. Sivas müftüsü iken de ortaokulu dışardan bitirir ve en son liseyi tam bitirmek üzereyken (sadece dört dersi kalmışken) ölümcül bir silahlı saldırıya hedef olur. İlk imamlık deneyimlerini askere alınmadan önce Tarsus’a bağlı Baltalı köyünde yapar. Askerliğinden sonra İstanbul’da bulunan İsmailağa ve Üçbaş Medreselerinde hocalık yapar. Daha sonra müftülük yılları başlar. İlk olarak Tekirdağ’da müftü yardımcısı olarak göreve başlar. Ardından Gemerek’te, Altındağ’da, Sivas’ta ve son olarak da Sinop’un Türkeli ilçesinde müftü olarak görevde bulunur. 1958 yıllında başlayan müftülük görevi 1966’ta son bulur. Bu yıllar arasında birçok şeye tanık olur, sürgün edilir. Sivas’tan Sinop’a sürgün edilmesinin sebepleri:
– Çirkinlikleri gidermek.
– Sivas’a bağlı bütün köylere 50’şer ağaç diktirmek.
– Müftülük lojmanı yerine göğüs hastalıkları hastanesinin yapılmasına önayak olmak ve yaptırmak.
– Bu hastanenin yapılması için köylerden ve kasabalardan yardım olsun diye buğday toplamak.
– İmamların eğitimine önem vermek, onları sinemaya götürmek, imamlar için konferanslar vermek, Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşarak imamlara diploma verilmesini sağlamak. Onlar için bu alanda ilk olarak imamları yetiştirme kursları? açmak, bu kurslara ordaki din adamlarının Atatürk büstüne çelenk koyması şartıyla askeriyeden karavana (yemek) dağıtmak. Bu olayla Atatürk büstüne çelenk koyan ilk müftü ve ilk din adamlarından biri olmakla tarihe geçer.
– Sivas’ın Hazar köyündeki su kaynağından yeterince yararlanmak için baraj yapılması için çalışmalar yürütmek.
Müftü iken İslam’ı, Hıristiyanlığı, Yahudiliği hem kendi kaynaklarından hem de diğer kaynaklardan yararlanarak daha detaylı bir şekilde birbiriyle karşılaştırıp, kökenlerini aramaya yönelik bilimsel çalışma yürütür. Bu çalışmanın yanında söylenceleri ve efsaneleri de okur. Bu yoğun çalışmalar dini inancında sarsıntılar yaratır ve ateist olur.

Prodüktör ve Yazarlık Yılları
Üç çocuk babası Turan Dursun, inancındaki sarsıntı nedeniyle müftülükten istifa eder ve çöpçülüğe başvurur. Bir arkadaşının önerisiyle TRT’de Ambar memurluğu, malzeme memurluğu, koruma memurluğu ve evrak memurluğu gibi görevlerde çalışır. Bu tür işler onu tatmin etmez. Ardından prodüktör sınavlarına girer ve başarılı olur. Bundan sonra TRT’de Kültür Müdürlüğü’nde dinsel yayınların hazırlanmasında prodüktör olarak çalışır. Birçok yapıma imzasını atar, bunlardan en çok yankı uyandıranlar ise şunlardır: ” Tarihte Türkler”, ” Başlangıcından Bu Yana İnsanlık” ve ” Akşama Doğru”. Araştırmasını kendisinin yaptığı ama bir türlü yapımına izin verilmeyen ” Birinci Büyük Millet Meclisi Öncesi Ve Sonrası” adlı yapıtı vardır. 16 yıllık TRT’deki görevinden 1982 yılında emekliye ayrılır. 1987 yılında Doğu Perinçek’le tanışır ve onun yardımıyla ” 2000’e Doğru” adlı dergide “Din Bilgisi” adında bir sayfada yazmaya başlar. Daha sonra Saçak, Teori, Yüzyıl gibi dergilerde de yazar. Yanı sıra birçok kitabı yayına hazırlar. İbn-i Haldun’un Mukaddime’sini Türkçeye çevirir. Takvimler 4 Eylül 1990’ı gösterirken Turan Dursun, İstanbul-Koşuyolu’ ndaki evinin yakınlarında teröristler tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. Oysa onun kalemi ve kitapları dışında hiç bir silahı yoktu. Ölümünden sonra ” Turan Dursun İnceleme ve Araştırma Ödülü” adıyla her yıl bir yarışma düzenlenir. Bu ödüle 1992’de Erdoğan Aydın dört ciltlik ” İslamiyet Gerçeği” adlı araştırmasıyla ve 1993’de de Faik Bulut ” Allah Devletinde Demokrasi” adlı araştırmasıyla layık görülür.

Kitapları
Kur’an Ansiklopedisi (14 cilt)
Kutsal Kitapların Kaynakları (3 cilt)
Din Bu (4 Kitap)
Kulleteyn (otobiyografi)
Şeriat Böyle
Allah
Dua
Kur’an
Turan Dursun Hayatını Anlatıyor (söyleşi)
Müslümanlık ve Nurculuk
İlhan Arsel’e Mektuplar
Ünlülere Mektuplar

Çevirileri
İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eseri (2 cilt)

Yaşam öyküsünün kaynak adresi: http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Turan_Dursun

2 Comments

  1. Turan Dursun un kitaplarıni okumak eğer insanın inancını değiştirecekse o kişi zaten belli bir inanca sahip olamaz. Onu okumalı ve inanmak istediğine inanmalı.

  2. Turan Dursunun kuran ansiklopedisini PDF olarak temin etmek istiyorum, NE YAPMALIYIM

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

Safran Sarı / İnci Aral ? Tanıtan: Remziye Serap Ekim

Next Story

Yazının Sıfır Derecesi / Yeni Eleştirel Denemeler – Roland Barthes

Latest from İnceleme

Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ