Cumhuriyetle yaşıt bir isim Hıfzı Topuz. Türk basın tarihinin duayeni?
O?ndan söz etmeye başlarken ?cumhuriyetle yaşıt? ve ?duayen? gibi tabirleri kullanıp kullanmamayı epeyce düşündüm. Belki çok alışılagelmiş olmasından ya da çokça kullanıldığından olsa gerek. Hasan Pulur da köşesinde modaya uymayıp ?duayen? demeyeceğiz demiş ama, doğrusu böyle büyük bir birikimi anlatırken bundan daha iyi bir tabir kullanılamayacağını düşündüm.
1923 doğumlu Topuz. 90 yaşında, her anı dolu dolu bir yaşam. Ve bu yaşamı bilinen ve bilinmeyen yönleriyle anlatan bir nehir söyleşisi kitabı geçti elime: ?Ardından Yıllar Geçti?. Remzi Kitabevi Yayın Koordinatörü Öner Ciravoğlu sormuş Hıfzı Topuz anlatmış. Sayfaları çevirdikçe neredeyse bir asrın akıp gittiğini duyumsuyor insan.
DOKSAN YIL; ÜÇ YAŞAM?
İnsan ömrü yekpare midir? Ya da soruyu şöyle soralım; doksan yıla kaç yaşam sığar?
Ben doksan yıla üç yaşam sığdırdım. Birincisi çocukluğumdan 36 yaşına kadar uzanan gençlik ve gazetecilik dönemi. İkincisi 36 yaşından 60. yaşıma uzanan UNESCO dönemi. Üçüncüsü de öğretim üyeliği ve biyografik roman dönemi? Böyle özetliyor yaşamını Topuz.
Anılar, gözlemler, acılar, unutulmayanlar, yarınlara bakış?
Neler yok ki kitapta? Bazılarını aktaralım.
Cumhuriyetin 15. yıl kutlamalarına izci olarak gittikleri Ankara?daki bir heyecanı ömrünce yaşamamış. ?Bu kez enayilik etmeyecektim. Kolumu sevgilimin boynuna doladıktan sonra dudaklarına uzandım. Hiç şaşırmadı ve kendini bana bıraktı. Gece yine bende uyku yok. Olayı düşündükçe tir tir titriyordum. Yaşamım boyunca böyle bir heyecan anımsamıyorum.?
Sonra yüksek lisans ve doktora için gidilen Fransa?daki maceralar.
Paris?teki ilk gece bilmeden gidilen salaş bir randevu otelinde geçer.
Fransız şair Paul Eluard?ın 1952 Kasım?ındaki cenaze törenine katılır arkadaşlarıyla.
Vatandaşlıktan çıkarılan Avni Arbaş?ın bunalımlar geçirmesine tanıklık eder.
Soğuk savaş sonrası hareketli geçen Paris sokakları?. Öyle günler yaşıyor ki Paris?te, dönüş için şu sözleri söylüyor: ?Paris?ten ayrılmak bir sevgiliden ayrılmak gibiydi. Bitmemiş bir aşklı yarıda bırakmanın hüznü içindeydim.?
VE UNUTULMAYANLAR?
?2005 yılında bir Pazar günü dostum Niyazi Öktem?le geleneksel alışverişimizi yapmış ve Esentepe?ye dönmüştük. Pazardan enginar almıştım. Biz Niyazi ile terasta birer kadeh içki içtik. Nezihe mutfakta enginar ayıklıyordu. Niyazi öğle yemeğine kalamayacağını söyleyip çıktı. Ben mutfağa döndüm. Bir de ne göreyim. Nezihe yerde yatıyor. Çılgına döndüm, her şey bitmişti?? Hayat arkadaşının gidişini bu sözlerle anlatıyor Hıfzı Topuz. Okurken insanı bir hüzün buğusu sarıyor.
Başka kimler yok ki hatıralarda. Rasih Nuri İleri, Sabahattin Ali, Mehmet Ali Aybar, Aydın Boysan, Şahap Balcıoğlu, Ferruh Doğan, Melih Cevdet Anday, Va-Nular, Orhan Kemal, Abidin Dino, Fikret Mualla, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Hasan Ali Yücel ve daha nicesi?
Nazım?ı Bursa Cezaevi?nde ziyaret ettikten sonra izlenimlerini aktaran Vala Nureddin?den son şiirlerini dinlerdik. Ben bunları not etmeye kalkınca: ?Aman Hıfzı, bunları sakın kimseye gösterme, çocuğun başına iş açılır? diye sıkı sıkı öğütler verirdi. O notlarımı hala saklarım.
Ve bir de Paris?teyken Orhan Kemal?le mektuplaşmalar. Topuz, 28 Aralık 1960 ve 24 Şubat 1961, 13 Ekim 1967 tarihli Orhan Kemal?den gelen üç mektuba yer veriyor.
Evet, iyi ki bu mektupları saklamışsın üstat.
Bir de görevi yüzünden gerçekleşmeyen ve içinde ukde olarak kalan TİP milletvekilliği adaylığı.
Ve daha nice anılar var bu kitapta.
Her şeye rağmen mutluluk, iyimserlik ve umut diyen bir ustanın yaşamından süzülen kareler var.
Hadi gelin son sözü Hıfzı Topuz?a bırakalım?
?Ben de Nazım gibi, sonu tatlıya bağlanan kitaplar okumaktan, bayıldığım bir müzik parçasının dinlemekten, başarılı bir oyun izlemekten ve hele hele çok sevdiğim birileriyle beraber olmaktan, onları kucaklamaktan çok mutlu oluyorum. Mutluluğun resmini yapamıyorum ama tadını çıkarta çıkarta yaşıyorum??
Şenol Çarık
Kitabın Künyesi
Ardından Yıllar Geçti,
Hıfzı Topuz,
Remzi Kitabevi,
Ocak 2013,
342 sayfa