Osmanlı Gerçeği / Nizam-ı Alem’in Gayri Resmi Tarihi – Erdoğan Aydın

Bu bir gayri resmi Osmanlı tarihi; yani okullarda öğretilenlerden, ırkçı ve şeriatçıların tarih diye yazdıkları propaganda metinlerinden ve tabii bu işi çok daha ince yapan resmi tarihçilerin yazdıklarından farklı bir tarih…

Öncelikle her türden tahakküm ilişkisine karşı; bu yüzden Osmanlı’dan yana değil Türkmenlerden yana, padişahlardan yana değil halktan yana, fetihlerden yana değil barıştan yana…

Osmanlı’nın 1299’da kurulduğu safsatası başta olmak üzere bir dizi efsaneyle beslenen Osmanlı tablosunu indirip yerine gerçeğini koymayı amaçlayan bir tarih çalışması. Bu nedenle tarih diye hamaset okumaya koşullandırılmış okuyucuların çok öfkelenerek başlayacakları, ama eminiz ki, gerçeklerle tanışacakları bir kitap.

Ama herşey bir yana, bilimsel kaygılardan taviz vermeyen, popüler bir Osmanlı tarihi bu kitap.
(Arka Kapak)

Kitabın Künyesi
Osmanlı Gerçeği / Nizam-ı Alem’in Gayri Resmi Tarihi
Erdoğan Aydın
Su Yayınevi
İstanbul, 1999
405 sayfa

1 Comment

  1. Erdoğan aydının kitaplarını ilgiyle okuyorum . çok’ta bilgileniyorum . okulda okuduğumuz Resmi ideolojinin kendi sınıfsal çıkarları için Tarihte yaşanan her şeyin çarpıtılarak yazıldığını görüyoruz. Resmi tarih sadece iktidardaki hanedanların , impratorlukların , padişahların yada kralların , komutanların edimleri ,eylemleri yazılmış buda tarihi sanki bu kesimlerden ibaretmiş gibi bir anlayış koymuştur ortaya . Bu tür tarih yazımında halk kesimleri silik bir şekilde konu edinilmiş yada yok sayılmıştır . Resmi tarih yazıcıları Egemen sınıfların sınıfsal çıkarları doğrultusunda tarihi gerçeklere müdahale ederek ideolojik manipülasyonlarla gerçeklerin üzerleri örtmüşler saklıyamadıkları gerçekleride eğip bükerek estetize etmişlerdir . İşte tam da burada Erdoğan aydın resmi tarih anlayışına eleştirel bakışla resmi tarihçilerin yarattığı putları kırıyor . Bize daha geniş bir perspektif sunarak halkların gerçek tarihiyle yüzleştiriyor . Resmi tarihin hain ilan ederek katliamlardan geçirdiği o halkların o tarihlerde hangi zulümler hangi baskılar sonucu ayaklandıklarını öğreniyoruz böylece resmi tarihçilerin gerçekleri egemen sınıfların çıkarları doğrultusunda çarpıttıklarını öğreniyoruz. iyiki bunları öğreniyoruz yanlışlar bizi yeni yanlışlara sürükler ama gerçekler bizi dünü anlamımızı sağlayacağı gibi bugünüde es geçmemizi yaşadıklarımızı daha hızlı içselleştirip çözümleyip yarın için daha olumlu birikimler aktarmamızı sağlayacaktır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

İran Sineması (Tarihsel Gelişimin Işığında) – Mahrokh Shirin Pour

Next Story

Onat Kutlar’a Armağan (Sinema Yazıları) – Seçil Büker

Latest from Erdoğan Aydın

Nasıl Müslüman Olduk? Erdoğan Aydın

Nasıl Müslüman olduğumuzu genellikle sormadık kendimize. Çünkü İslamiyet’i “din ve hidayet aşkıyla”, kendiliğinden benimsediğimiz yolunda koşullandırılmıştık. Oysa doğruyu aradığımızda, Müslümanlaştırılma tarihimizin, insanı irkilten bir
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ