Şair Sait Faik?i, öykücü Sait Faik karşısında düşünmek, iyiden kabullenmek belki zor, ama üstüne düşünüp yeniden zevkle okumak hiç zor değil.

Sait Faik, Türk öyküsünün tek başına kurucusu değildir belki ama esas yazıcısıdır demek abartı sayılmaz. Her türlü retoriğin dışında, siyasal tavır ve dilciliğin ötesinde, İstanbul?a inen bu öykü, oradan dalga dalga insana ve Türkiye?ye yayılır. Sait Faik?ten çıkmak gibi bir tabir kabul görseydi eğer, saf öykü ilk kez Sait Faik?te anlamını bulmuştur diyebilirdik. Çünkü, düşünerek yazmış bir öykücü değil, yazdıkça düşünmüş gibidir vebu durum onu yaşar öykünün ölmez çizgisine daha bir yaklaştırır. İşaret parmağını aradan çeken bu yazış biçimi, yazar özne ile okur özneyi birleştirmekle kalmaz, ortaklaşa üzerine eğildikleri hayatı da berraklaştırır. Anlattığı öykülerin, çizdiği tiplerin bunca sıradanlık içinde gerçek olmasının bir izahı da bu olmalı.

Bütün bunlara rağmen bir de şair Sait Faik var. Bugünün gözüyle okuduğumuzda hiç de yabana atılamayacak hatta sevilebilecek şiirleri içerir Şimdi Sevişme Vakti. 1950?lerin ortamında böylesi bir isimlendirmeyle ortaya çıkmanın önemi bir tarafa, şiirlerinde duyurduğu ve anlattığı insan, öykülerinden hiç de kopuk değildir. Ne var ki, kitaptaki şiirlerin esas sorunu, şair Sait Faik?i değil, onu etkileyen şiir anlayışlarını ve şairlerini göstermesidir. İlk baskısı 1953?te yapılan kitap, ısrarcı olsaydı pekâlâ ilerleyebilecek yetenekli bir şair ve onu etkileyen şiir ve şairlere ilişkin ipuçları ile doludur. İki ana çizgiden söz edilebilir Nâzım Hikmet ve Garip. Arkadaş şiiri mesela döner dolanır Nâzım?a göz kırpar. Borsalar, saraylar, ?saçları perişan, dudakları mürekkepli, hali bencileyin serseri kızlar?, Selim-i salis, ?Ezanlar, mevlutlar, harpler, taburlarla kahramanlar?. Köprü şiirinde ise daha açıktan, ?Onlar ki!? ünlemesiyle belirginleşen bu etki, ?Onlar ki küçük parmaklarını birbirine vermişlerdir/ Onlar ki sarı elbiseler içinde/ Kazsız köyün sıcak gecelerini/ Kırağıları ve zelzeleleri, fezeyanları ve harpleri görmüşlerdir? mısralarında iyice köpürür. Sonradan, Sait Faik öykülerinde eylemleri ile değil insan olma halleri ile çıkacaktır ?Onlar? karşımıza. Çoğalıp dönüşeceklerdir.

Eylem, insanı eyleme çağırma, bu çağırışın yönünü, Nâzım kadar doğrudan hedef göstermeden imlese bile, daha kavramsal gözükürler Sait Faik?te. Şiirlerin tam olarak hangi yıllar arasında yazıldığını bilmemekle beraber böylesi bir sürekten söz etmek zor olmasa gerek. Bunun yanında, Şimdi Sevişme Vakti şiiri başta olmak üzere, Yeis, Sicilya Ormanları ve Ceylanı Bahri, İkinci Yeni?yi müjdeleyen şiirlerdir. Hatta, Karlı Hava şiiri ?Sana dostluğumu içimden söküp/ Bahçene dikmeliyim? mısralarıyla ilginç duyarlık akımı sunar.

Keskin ve dönüştürücü gözlem şiirlerinde tıpkı hikâyelerinde olduğu gibi yalın ancak estetik çerçevelerle perçinlenir. ?İçinde sandallarla gezilen şehrin minarelerinde/ Deniz görmemişler deniz seyrederler? bu görselliğin içinde.Yaşama isteği, yer yer değil bütünüyle ortadadır. Marikula Doğur, bir balıkçının dilinden aşk ve yaşama içlenişidir. Şiiri insana ve olguya giydirmez, olgu ve insandan şiiri söker, çıkarır. Sonradan, Attilâ İlhan şiirinde coşacak olan çekip gitme duygusu, başka ülke ve insanlar burada da çalkalanır.

Şimdi Sevişme Vakti, ilk basıldığı dönemdeki kitaplarda görüldüğü gibi, Fethi Karataş?ın çizimleri korunarak basılmış. Şimdilerde zaman zaman karşımıza çıkan bu yöntem, sanatlar arası etkileşimin de güzel bir örneği olarak duruyor. Şiirden ve şairden hız alan ancak kendi naifliğini de koruyan bu çizgiler, o çizgileri yöneten bilekler bugün daha da değerli. Şair Sait Faik?i, öykücü Sait Faik karşısında düşünmek, iyiden kabullenmek belki zor, ama üstüne düşünüp yeniden zevkle okumak hiç zor değil.

ÖMER ERDEM
(11.07.2014, http://kitap.radikal.com.tr/)

ŞİMDİ SEVİŞME VAKTİ,
Sait Faik Abasıyanık,
İş Bankası Kültür Yayınları,
2014, 42 sayfa

Previous Story

Walden?da Bir Gezgin: Henry Davıd Thoreau – Öznur Özkaya

Next Story

Kendimce / Aforizmalar 6 – Nejdet Evren

Latest from Makaleler

Van Gogh’un kitap tutkusu

Geçtiğimiz haftalarda Paris’in izlenimci koleksiyonuyla ünlü Musée d’Orsay, Antonin Artaud’un Van Gogh: Toplumun İntihar Ettirdiği kitabından yola çıkarak yazar ile ressamı, Artaud ile Van

George Orwell’a ilham veren kitap: Biz

George Orwell‘ın 1984’ünü neden sevdiyseniz, Yevgeni Zamyatin‘in Biz‘ini sevmeniz için en az 1984 kadar nedeniniz var. Üstelik Biz, 1984’ten çok daha önce, 1920 yılında
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ