bilimkurguImdb sitesinin 23 Nisan 2016 tarihinde yaptığı bir araştırmada en çok oy ve en yüksek puan alan korku, bilim-kurgu filmleri listelenmiş.
Bakalım bu son 25 yılın en sevilen 20 korku, bilim-kurgu filmleri nelermiş…

 

1. Alien³ (1992) ve Prometheus (2012) – Puan: 6.4 ve 7.0

Alien (1992) – Puan: 6.4

Yönetmenliğini Ridley Scott’ın yaptığı 1979 yapımı bilim kurgu filmi.

Yaratık’ın tasarımını İsviçreli garip tasarımcı H.R. Giger yapmıştır.

1980 yılında En İyi Sanat Yönetimi ve En İyi Efekt dalında Akademi Ödülleri’ne aday olan film, Efekt dalında bu ödüle layık görülmüştü.

“Yaratık”, 2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

Prometheus (2012) – Puan: 7.0

Alien yönetimi Ridley Scott, senaristliğini Jon Spaihts ve Damon Lindelof’un yaptığı, başrollerdeNoomi Rapace, Michael Fassbender, Guy Pearce, İdris Elba, Logan Marshall-Green ve Charlize Theron gibi isimlerin oynadığı 2012 yapımı bilim kurgu filmi. 21. yüzyıl sonlarında doğru, birkaç antik kültürün eserleri arasında keşfedilen yıldız haritaları Prometheus mürettebatının ilgisini çekmektedir. İnsanlığın kökeni arayan mürettebat farklı bir gezegene gelerek insan ırkının yok olmasına neden olabilecek bir tehdidi keşfeder.

2. Daybreakers (2009) – Puan: 6.5

Sene 2019’dur. Gizemli bir salgın yeryüzünü kasıp kavurmuş, dünya nüfusunun çoğunluğunu vampire dönüştürmüştür. İnsan ırkı artık tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ikinci sınıf bir türdür. Vampirler tarafından avlandıkları ve soyları tükenesiye dek çiftlik hayvanı gibi beslendikleri için gizlenmek zorundadırlar.Şimdi her şey, insan kanıyla beslenmeyi reddeden vampir araştırmacı Edward Dalton’ın elindedir. Dalton vampirlerin açlığını gidererek kalan az sayıda insanın hayatını kurtaracak, kana alternatif bir maddeyi mükemmelleştirmeye çalışmaktadır. Ama zaman ve umut tükenmektedir ta ki Ed, kendisini sarsıcı bir tıbbi buluşa götüren sağ kalmış insan Audrey’yle karşılaşana dek. Bu sayede gerek insanların gerek vampirlerin, uğrunda ölecekleri bir bilgiyle donanan Ed’in insan ırkının kaderini belirleyecek savaşta kendi ırkına karşı mücadele vermesi gerekecektir…

3. 30 Days of Night (2007) – Puan: 6.6

Alaska’nın ücra bir köşesindeki Barrow kasabası her kış, 30 gün boyunca, zifiri karanlığa gömülür. Çoğu kasaba sakini güneye yöneldiği için hüzünlü bir dönemdir bu. Bu kış, ortaya gizemli bir grup çıkar: Bu grup, kasabada kalan insanlarla beslenmek için son bulmayan bu karanlıktan faydalanmayı beklemektedir.

Barrow Şerifi Eben (Josh Hartnett), ayrı yaşadığı karısı Stella (Melissa George), ve sayıca gitgide azalan hayatta kalanlar grubu tekrar gün ışığına kavuşana dek ayakta kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapmak zorundadırlar…

4. Event Horizon (1997) – Puan: 6.7

Yıl 2047’de bir araştırma ekibi görev sırasında kara delikte kaybolur. Ancak gemi bi süre sonra geri döner hem de son derece ölümcül olarak.

“Ufuk Faciası”nda Sam Neil, son derece zeki ama bir o kadar da sorunlu bir bilimadamı olan Dr. William Weir rolünde. Yıllar önce, Güneş Sistemi’nde keşifler yapmak için yola çıkan ama bir daha haber alınamayan Event Horizon adlı uzay gemisini dizayn eden Dr. Weir, aradan yedi yıl geçtikten sonra uzaydan gelen bir yardım isteme sinyali aldığını ve geminin Neptün gezegeni yakınlarında yeniden görüldüğüne işaret ediyor. Bu sinyal üzerine Event Horizon’ı kurtarmak amacıyla kısa adı USAC olan Birleşik Devletler Uzay Komutanlığı tarafından bir operasyon düzenleniyor. Uzayın derinliklerine açılan Dr. Weir ve kurtarma ekibinin üyeleri kazazedeleri ararlarken esrarengiz uzay gemisinin içindeki korkutucu sırlarla yüzyüze geliyorlar.

5. Resident Evil (2002) – Puan: 6.7

Son günlerin popüler video oyun serisi Resident Evil’ı konu alan bu hareketli ve heyecan yüklü filmin başrollerinde Milla Jovovich (Alice), Michelle Rodriguez (Rain) ve Eric Mabius (Cruel Intentions) var.

Filmde, iyinin kötüyle, insanın bilgisayarla ve yaşayanların ölümsüzlerle olan savaşı anlatılıyor. Bir biyo-mühendislik şirketi olan Umbrella Corporation tarafından idare edilen büyük yeraltı araştırma merkezi Hive’de korkunç şeyler gizlenmiştir. Ölümcül bir virüs salgının ortaya çıkmasından sonra, Hive’ı denetleyen bir süper bilgisayar olan Kızıl Kraliçe, önlem olarak tüm merkezi dışarıya sızıntı olmasın diye mühürler ve içinde çalışanları da öldürür. Alice ve Rain Umbrella’nın tüm araştırma ekibini yok eden virüsü izole etmek için komandolardan oluşan takıma rehberlik etmek zorundadırlar. Takım kısa zamanda işçilerin gerçekte ölmüş olmadığını keşfeder.

6. Pandorum (2009) – Puan: 6.8

Derin karanlıkta dünyadan 500 mil uzakta terk edilmiş bir gemi ve yönünü kaybetmiş, kim olduklarına ve oraya nasıl geldiklerine dair hiçbir şey hatırlamayan bir grup astronot. Kimsenin söylemeye cesaret edemediği korku heryerde dolaşırken astronotlar korkutucu gerçeği keşfetmek üzeredir. Geldikleri yerde yanlız değildirler ve insanlığın kaderi onların elindedir… Korku bundan sonra olacaklardır.

7. Hellboy (2004) ve Hellboy II: The Golden Army (2008) – Puan: 6.8 ve 7.0

Hellboy (2004)

60 yıl önce, İkinci Dünya Savaşı sırasında cehennem alevleri içinde doğan Hellboy, Yeryüzü’ne kötü ruhlu çılgın bir adam olan Grigori Rasputin tarafından kötülük yapması için getirilmiştir.

Ahiretin habercisi olan Hellboy, Profesör Broom yönetiminde Müttefik Kuvvetler’in gizli bir kuruluşu tarafından kurtarılır. Profesör Broom, Hellboy’u kendi çocuğu gibi büyütür ve çocuktaki olağanüstü yetenekleri geliştirir. Karanlık kökenine rağmen, Hellboy şaşırtıcı biçimde iyilik yanlısı biri olur ve dünyayı tehdit eden kötü güçlerle savaşır. Rasputin’in amacı ise Hellboy’u tekrar karanlık tarafa geçirmek ve güçlerini bir dünya savaşı çıkarmak için kullanmaktır…

Hellboy II: The Golden Army (2008) – Puan: 7.0

“Bu filmde dünyamızı felakete sürükleyen Naziler, makineler ve çılgın bilim adamları yerine kendi dünyamızdan çıkarıp bir köşeye attığımız eski tanrılar ve karakterler var. Ben bu karakterleri Amerika’da kızılderililerin şu an içinde bulunduğu duruma benzetiyorum. Kızılderililer özel koruma alanlarına sürüldüler. Oralara giderseniz yaşlı ve bilge bir kızılderilinin size, ‘Zaten olacağı buydu. Artık mücadele edecek gücümüz kalmadı. Kaderimizi kabullendik’ dediğini duyabilirsiniz. Geronimo ruhlu bir başka kızılderili ise, ‘Aksi takdirde beyaz adamı öldürmeye devam ederdik’ diyecektir. Bizim filmimizdeki durum da buna benzer. Elf karakterlerimiz vardır. Bunlar bir köşeye çekilmişlerdir. Eğer geri çekilmemiş olsalar dünyayı ele geçireceklerdir. Kızılderililer nükleer savaş başlığına sahip olsalardı sorusunun bizim filmimizdeki eşdeğeri elflerin aslında kullanabilecekleri müthiş silahlara sahip olmalarıdır. Peki bunlar günün birinde o silahları kullanmaya karar verirse ne olur?

8. Blade (1998) ve Blade II (2002) – Puan: 7.1 ve 6.7

Blade (1998) – Puan: 7.1

Yarı insan yarı ölümsüz Blade, insan ırkını ortadan kaldırmayı planlayan vampirlere karşı amansız bir savaş vermektedir. Deacon Frost adlı genç vampirin kıyamet gününü başlatacak gizli bir törenin şifrelerini çözdüğünü öğrenir ve ölümsüzlerden oluşan bir orduya karşı tek başına harekete geçer. Ancak Kan Tanrısı La Magra’nın yeryüzüne inip kıyameti başlatması için Blade’in kanına ihtiyaç vardır. İnsan ırkının koruyucusu bu süper kahraman istemeden insanlığın sonunu getirecek midir? Çizgi roman geleneğinin görsel ögelerini bir kara film atmosferiyle birleştiren Blade, özellikle dövüş sahneleri ve Wesley Snipes’ın oyunculuğuyla mutlaka izlenmesi gereken klasik bir kült film.

Blade II (2002) –Puan: 6.7 –

Bir vampir topluluğu içinde eşine az rastlanır bir mutasyon gerçekleşmiştir ve yeni bir vampir ırkı olan ‘Reaper’lar doğmuştur. Bu kana doymayan vampir türü, sadece insanların değil vampirlerin de varlığını tehdit etmektedir. Çünkü yeryüzündeki insan sayısı giderek azalmakta ve vampirler aç kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Blade ve Whistler geri döndü! Hatta onlara bir zırh uzmanı olan Scud da katıldı. Gölge Kurulu, bu korkunç durumdan ancak Blade’in ve arkadaşlarının yardımıyla kurtulacağının farkındaydı.

9. Underworld (2003) ve Underworld: Evolution (2006) – Puan: 7.0 ve 6.8

Underworld (2003) – Puan: 7.0 –

Tarihler boyunca birbirleri için rakip olmuş olan Vampirler ve Lycanlar (Kurt Adamlar) sonunda içlerinden yalnızca bir ırk hayatta kalana dek savaşmaya kararlıdırlar. Bu savaşın ortasında bir Vampir savaşçı olan Selene bir insan olan Doktor Michael’ın Kurt Adamlar tarafından kaçırıldığını öğrenir ve onun peşine düşer…

Underworld: Evolution (2006) – Puan: 6.8 –

Gizli ve iyi korunan sırları ve bir vampire avcısının ihaneti ile Vampir imparatorluğu gücünü arttırarak yüzyıllar süren savaşı devam ettiriyordu. Şiddet ve korkunun sınırları gittikçe genişlemekteydi. Fakat bir ölümsüzün güce karşı duyduğu doymak bilmez istek Vampirler ve Lycan’lar arasında yeni ve içinden çıkılması güç kinlere sebep olacaktı.

10. Pitch Black (2000) ve The Chronicles of Riddick (2004) – Puan: 7.1 ve 6.7

Pitch Black (2000) – Puan: 7.1

Bir uçak kazası sonucu yabancı bir gezegene inmek zorunda kalan bir gurup korsan yolcu, çok geçmeden kaçak mahkum Riddick’in dışında korkmaları gereken başka varlıklar daha olduğunu keşfedeceklerdir.

The Chronicles of Riddick (2004) – Puan: 6.7

Vin Diesel kült film Pitch Black’in anti kahraman karakteri Riddick ile bir kez daha karşımıza çıkıyor. Riddick başına ödül konmuş bir kaçaktır. Peşindeki paralı askerlerden kurtulmaya çalışırken kendisini savaşın ortasında bulur hemde hiç ait olmadığı bir savaşın. Necromonger ordusu tüm kainatın geleceğini tehdit etmekte, ona boyun eğmeyen ırkları ortandan kaldırmaktadır. Riddick insanlığın kaderini kurtaracak, kötünün karşısına çıkabilecek tek kötüdür. Peki o kendi hayatı dışında başka hayatları da kurtarmakla ilgilenmekte midir? Büyüleyici özel efektler, fantastik bir dünyada geçen inanılmaz aksiyon sahneleri ve Judi Dench, Thandie Newton gibi tamamı yıldız oyunculardan oluşan kastı ile Riddick Günlükleri, heyecanın bitip tükenmediği, daha önce yaşamadığınız bir deneyim.

11. World War Z (2013) – Puan: 7.0

Film Birleşmiş Milletler çalışanı Gerry Lane’in (Pitt) hikayesini anlatıyor. Lane orduları ve hükümetleri deviren ve hatta insanlığı yok olma noktasına getiren zombi salgınını durdurmak için zamana karşı yarışıyor. Enos Gerry’nin eşi Karen Lane, Kertesz ise Gerry’nin silah arkadaşı Segen karakterini canlandırıyor.

12. Cloverfied (2008) – Puan: 7.1

loverfield, beş kişilik bir grubun gözünden New York’ta gerçekleşen bir canavar saldırısını anlatıyor. Olup bitenleri, karakterlerden birinin elindeki titreyen kameradan izliyoruz.

Titreyip duran kameralara bir itirazınız yok mu? Öyleyse Cloverfield’a da bir itirazınız olmaz. Matt Reeves’in filminde, New York’a musallat olan bir canavarın marifetleri, ondan kaçan küçük gruptan birinin elindeki sarsılan kamerayla anlatılıyor. Bu açıdan bakınca, filmi The Blair Witch Project / Blair Cadısı ile karşılaştıranları haklı bulabilirsiniz. Ancak Blair Cadısı’nın karakterleri, birbirine bağırıp duran sinir bozucu insanlardı. Cloverfield’da ise, karakterlerin başına gelenlerle, geleceklerle ilgileniyorsunuz. Yapımcılığını J.J. Abrams’ın üstlendiği filmin yönetmeni Matt Reeves, geleneksel bir canavar filmi hikayesini, karakterlerden birinin taşıdığı bir aktüel kamera marifetiyle aşağıdan yukarı doğru bakarak anlatmış.

13. The Ring (2002) – Puan: 7.1

İzleyen herkesin yedi gün sonra ölümüne sebep olan kabus dolu bir kasetin efsanesi kulaktan kulağa dolaşmaktadır. Tam o sırada 4 gencin sıradan bir kaseti izledikten tam 7 gün sonra gizemli bir şekilde ölümle buluşması, araştırmacı gazeteci Rachel Keller’ın (Naomi Watts) ilgisini çeker. Rachel bu esrarengiz kasedin izini sürer ve merakına hakim olamayarak kasedi izler…

Efsane gerçek oluyor, zaman işliyor, Rachel’ın Halka’nın gizini çözmek için yedi günü var…

14. The Mist (2007) – Puan: 7.2

Ansızın patlayan fırtına sonucunda David Drayton’un da evi hasar görmüştür. Kasabada elektrikler kesilmiş, her yeri enkaz, moloz ve yıkıntılar kaplamıştır. David, kasabadaki süpermarkete gidip tamir malzemesi almayı akıl eder. Kabus gibi bir günde süpermarkete gitmek David’e günün en kolay işi gibi gelir ama fena halde yanılmaktadır.

Öldüren Sis – The Mist’teki fırtına, David Drayton ve komşularını bir dizi olaylar zincirinin tam göbeğinde bırakır.

15. The Descent (2005) – Puan: 7.2

Altı kız arkadaş mağara inişi yapacakları korkusuz bir tatil için bir araya gelmişlerdir. Beklenmedik bir kayanın düşüşü girdikleri mağarada çıkış yollarını kapatır. Labirenti andıran tünellerde çıkış yolunu ararlarken, kendilerini bir anda karanlıkta yaşamaya adapte olmuş aç ve saldırgan yaratıkların avı olarak bulurlar.

Diğerleri hayatta kalmak için savaşırken, Sarah (Macdonald), yakın zamanda ailesinin ölümü ile girdiği yalnızlık sendromundan henüz kurtulamamıştır. Arkadaşlar arasındaki eski sırlar ortaya döküldükçe, birbirlerine sırtlarını dönmeye başlarlar. İhanete uğramış ve çaresiz bir durumdayken Sarah, hayatta kalmak için tek yapmaları gerekenin en az yaratıklar kadar vahşi olmak olduğunu anlar.

16. I Am Legend (2007) –Puan: 7.2

Robert Neville (Will Smith) çok başarılı bir bilim adamıdır, ama o bile, durdurulamayan, tedavi edilemeyen, insan yapımı o korkunç virüsü kontrol altına alamamıştır. Her nasılsa virüse bağışıklık gösteren Neville, New Yorkşehrinden, hatta belki dünyadan arta kalan yerde, hayatta kalmış tek insandır.

Neville üç yıl boyunca inancını yitirmeden her gün telsiz mesajı göndererek, umutsuz bir şekilde, hayatta kalmış başka insanlar bulmaya çalışır. Ama yalnız değildir. Salgının mutanta dönüştürdüğü kurbanlar, yani “Virüslüler” karanlıkta pusuya yatmış…Neville’in her hareketini izlemekte…ölümcül bir hata yapmasını beklemektedirler.

17. Dawn of the Dead (2004) – Puan: 7.4

George A. Romero’nun aynı adlı ünlü filminin yeniden çevrimi Dawn of the Dead, aynı zamanda Zack Snyder’ın grafik şiddetle ilk randevusu.

Modern zombi filmi çekme sınavını başarıyla veren isimlerden biri Zack Snyder. 2004 tarihli filmi Dawn of the Dead / Ölülerin Şafağı’nda bu işin en büyük ustası George A. Romero’nun izinden giden Snyder, türe önemli bir yenilik getirmedi belki ama en çarpıcı zombi filmlerinden birine imza attığı bir gerçek. Romero’nun 1978 tarihli aynı adlı filminin bir yeniden çevrimi olan Ölülerin Şafağı, amansız bir virüsün tüm kenti zombiye çevirdiği bir sabah başlıyor ve henüz zombileşmemiş bir avuç insanın kendilerini bir alışveriş merkezine kapatarak hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Bomboş alışveriş merkezinde vakit öldürmeye çalışan ve arada dışarıdaki yaşayan ölüleri uzaktan ateş etmek suretiyle huzura kavuşturarak eğlenen kahramanlarımız tehlikenin fazlasıyla yaklaşması sonucu bir plan yapmaya karar verir. Yaparlar da, ama hayat ve ölüm arasındaki şafak çizgisi onların sandığı kadar yakın değildir anlaşılan. Zombi filmlerinden hoşlananlar için kaçırılmayacak bir fırsat.

18. Rec (2007) – Puan: 7.5

Genç bir TV muhabiri olan Angela ile haber kameramanı Pablo, itfaiyecileri konu edinen bir program hazırlamaktadırlar.

Oldukça sıkıcı geçen program bir telefonun gelmesiyle hareketlilik kazanır. Yaşlı bir kadının geçirdiği ev kazası ile ilgili gelen bu ihbar üzerine Angela ve Pablo itfaiyecilerin peşine takılır. Kadının evine varan ekip, evin içinden korkunç çığlıklar duyarlar.

19. 28 Days Later (2002) ve 28 Weeks Later (2007) – Puan: 7.6 ve 7.0

28 Days Later (2002) – Puan: 7.6

Güçlü bir virüs serbest kalmıştır. Bir damla kanla bulaşabilen ve saniyelerle yıkıcı olabilen virüs, bulaştığı kişileri sürekli bir cinnet ve cinayet işleme isteğine sürüklemektedir. 28 günde ülke baştan aşağı kavrulmuştur, ve geriye kalan bir avuç insan yeni bir gelecek yaratma çabalarına başlarlar, ne var ki önlerindeki tek tehlike ölümcül virüs değildir…

28 Weeks Later (2007) – Puan: 7.0

Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasından altı ay sonra, düzen yeniden sağlamış ve karantina altındaki bölgelere insanlar tekrar yerleşmeye başlamıştır. Ülke tekrar inşa edilirken, yurtlarına geri dönen bir mülteci aile tekrar bir araya gelmenin sevinci içindedir. Fakat içlerinden birisi korkunç Rage virüsü taşıyıcısıdır.

20. Let the Right One In (2008) – Puan: 8.0

John Ajvide Lindqvist’in çok satan ve İngiliz basını tarafından “Stephen King’in varisi niteliğinde” diye adlandırılan romanından uyarlama olan Gir Kanıma, Kuzey sinemasının hatırı sayılır yönetmenlerinden Thomas Alfredson’ın yorumuyla son dönemde bolca izlediğimiz vampir filmlerine yeni bir soluk getiriyor.

Morrissey’in Let The Right One Slip In şarkısından esinlendiği öne sürülen film adı, aynı zamanda bir vampirin birinin evine girmeden önce davet edilmesi gerektiği mitine de referans veriyor…

Oskar Stockholm’un banliyölerinde yaşayan, çevresi tarafından pek aldırış edilmeyen 12 yaşında bir çocuktur. Oldukça sıradışı bir kız olan Eli’ye aşıktır. Oskar, güneş ışığına dayanamayan, geceleri dışarı çıkan Eli’nin sırrını öğrenir. Onun başka insanların kanına muhtaç olan bir vampir olması Oskar’ı bir seçimin eşiğine getirir.

Hazırlayan: Okan Karakoc, Onedio Üyesi

Previous Story

Hapishane Temalı En İyi 16 Film

Next Story

Yerli Romanlardan Uyarlanan 15 Sinema Filmi

Latest from Listeler

MEB 100 Temel Eser (İlköğretim – Ortaöğretim)

MEB 100 TEMEL ESER (İLKÖĞRETİM) İlköğretim Okullarında Okutulacak 100 Temel Eser, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ilköğretim kurumlarındaki öğrencilere hem Türkçe dersi müfredatı ile ilişkilendirilerek

İzlemeniz gereken en iyi 10 Sovyet filmi

Sovyet rejimi sırasında Rusya’nın dev sinema sektörüne milyonlarca dolarlık yatırım yapıldı. Bugün sadece bu filmler büyük bir bağlılıkla hatırlanmakla kalmıyor, filmlerde rol alan oyuncular
Go toTop

OKUMA ÖNERİLERİMİZ