SÖYLEM ANALİZİNİ YENİDEN DÜŞÜNMEK / AKP-CHP GERGİNLİĞİNİ ŞEKİLLENDİREN SÖYLEMLER
30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde yaşananlar Türkiye siyasetinde önemli değişiklikler yaşanacağına dair bir algı üretse de sonuçlar pek öyle gerçekleşmedi. Türkiye 2002?den beri kurulan dengelerin çok sarsılmadığı, AKP hegemonyasının bir şekilde devam ettiğini gördük. Seçim dönemlerindeki ifadeler, suçlamalar, kamplaşmalar Türkiye siyasetinde değişimin çok hızlı gerçekleşmediğinin göstergesiydi. Daha önce de Cumhuriyet Mitingleri ve diğer bazı sansasyonel gelişmeler rağmen AKP iktidarı merkez sağı kendisinde toplayan güç olarak ayakta kaldı. Türkiye?deki siyasal kamplaşma bu tip somut olaylarda kendisini daha net gösteriyor. Hızlı değişimlerden ziyade, bazı kavramların içinin yeniden doldurularak devam ettirildiğini görüyoruz. Siyasal hayatımızda karşı-tarafın sınırlarını çizen ve dost-düşman ilişkilerini iyi yöneten iktidar güçlerinin ayakta kalabildiğini görüyoruz. AKP?nin bu başarısı pragmatik siyaseti iyi uygulamasıyla da açıklanabilir, 2010 anayasa referandumunda bazı solcuların, daha öncesinde özgürlükçü hamleleriyle liberallerin desteğini alabilen AKP?nin siyasal söylemleri kendince yönetebilmesi, gücünü koruması açısından önemlidir. Son seçimler de kullanılan kavramlar kadar siyasal sınırların da çok fazla değişmediği, belki CHP açısından bu yönde bir çaba olsa da kitleleri ikna eden bir çizginin gelişmediği söylenebilir.
?Medya Aracılığıyla Siyasal Sınırlar Üretmek-Köşe Yazılarında AKP-CHP Karşıtlığının İnşası? kitabı, söylem ve ideoloji arasındaki bu bağı somutlaştırarak Türkiye siyasetini nasıl şekillendirdiğini ele alıyor. Merkezine Hüseyin Aygün?ün Dersim konusundaki açıklamalarını alarak parlamenter siyasetin iki ana unsurunun birbirlerini hangi çizgilerle nasıl kurduğunu açıklama çabasındaki kitapta dost-düşman ve sınır geliştirme faaliyetlerine dair örnekler veriliyor. Somut bir olay üzerinden siyasal ilişkilerin nasıl genelleştirilebileceğine dair bir analiz sunmaya çalışan kitap siyaset bilimi ve iletişim bilimleri alanlarının kesişiminde yer alıyor.
Özellikle Eleştirel Söylem Analizi yaklaşımı üzerinden ilerleyen çalışma dil-ideoloji-söylem alanlarının birbirine nasıl temas ettiğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda kitabın yazarları İsmet Parlak ve Yavuz Yıldırım, sözcüklere yüklenen anlamlarla birlikte siyasal düşüncenin nasıl şekillendirildiğini ele alıyorlar. Kitapta da belirtildiği gibi güncel konuların o dönemin konjonktöründe kazandığı anlamlar kadar daha geniş çerçevede işlediği görülebilir. Gerek Dersim tartışmalarında gerekse AKP ve CHP?nin birbirine yönelik suçlamalarında görüldüğü gibi somut bazı olaylar sadece isim ve tarihleri değiştiriyor ancak ideolojik çerçeveyi çok da fazla değiştirmiyor, tersine güçlendiriyor. Bu bağlamda Cumhuriyet ve Akit gazetelerinin bu iki partiyi karşılıklı nasıl konumlandırdığı, bu konumların değişmeyeceği düşünülen bir kalıba döküldüğü ifadeler kitabın temel konusunu oluşturuyor.
Söylem analizi 1990?ların sonunda sınıfsal analizlerin karşısında gittikçe popüler olmuştu. Yakın dönemin siyasal olayları için, söylem analizinin yeni yorumlarını ve yeni bakış açılarını da içine katarak eserler üretilmesi önemli. Bu açıdan söylem kavramına mesafeli olan kesimler için de siyasal bakış açısıyla birlikte düşünerek ele almak önemli durumda. Her ne kadar Cumhuriyet gibi daha saygın bir gazete ile Akit gibi nefret söylemine çok kolay kayan ve kamuoyunda hiçbir saygınlığı olmayan bir gazetenin karşılaştırılması dengeli bir karşılaştırma gibi görünmese de detaylara bakıldığında birbirini üreten yapılara dönüştüğü görülebilir. Teori ile pratik arasında bağ kurmaya çalışan böylesi kitapların aşmaya çalıştığı engellerden biri de bu uzlaşmaz gibi görünen örneklerin nasıl birbirine yaklaştığını göstermek oluyor. ?Medya Aracılığıyla Siyasal Sınırlar Üretmek? bu tarz bir çalışma. Reel siyasete yerleşmiş, günlük olarak sıkça kullanılan bazı ifadelerin üzerine düşünerek tam olarak ne anlama geldiği ve nasıl bir çerçeveye oturduğu göstermek, önemli bir girişim. Bu açıdan çok fazla dalganan Türkiye siyasetinde neden bazı şeylerin hiç değişmediğini anlamak için yardımcı olma iddiasında olan bir eser.
SALİH DOST
salihdost@gmail.com
Künye:
Medya Aracılığıyla Siyasal Sınırlar Üretmek: Köşe Yazılarında CHP – AKP Karşıtlığının İnşası
İsmet Parlak, Yavuz Yıldırım
Dora Yayıncılık
İstanbul, 2014
262 s