METAFİZİK BÖLÜMÜ
Spinoza’nın Ethica’sı üç ayrı konuyle ilgilidir. Kitap metafizikle başlar sonra tutkuların ve istemin psikolojisine geçer. Sonunda daha önce anlatılan metafizikin ve psikolojiye dayalı bir ahlak sistemi koyar ortaya.
Metafizik, Descartes metafiziğin düzeltilmiş (ıslah edilmiş) biçimidir. Psikoloji Hobbes’u anımsatır, fakat ahlak sistemi orijinaldir ve kitabın en büyük değerli yanıdır.
Spinoza’nın Descartes’la ilişkisi, bazı bakımlardan Plotinos’un Platon’a olan karşı ilişkisine benzemez. Çok yönlü adamdı Descartes. Entelektüel meraklarla doluydu. Fakat ahlaka sarılmamıştı pek.
Spinoza, sünnî inancı desteklemek üzere pek çok «kanıt» bulmuşsa da, Karneades’in Platon’u kullanması gibi, kuşkucular yönünden kullanılabilirdi. O, Descartes’tan ve Descartes çağdaşlarından materyalist ve belirginci (determinist) fizik görüşünü almış ve bu çerçeve içinde iyi’ye adanan bir yaşantı ve saygı bulmaya çalışmıştı. Onun çabası görkemliydi (ihtişamlıydı) ve o çabayı başarılı saymayanlarda bile tansıklık (hayranlık) uyandırmıştı.
Spinoza’nın metafizik sistemi Parmenides’le başlayan türdendi. Buna göre sadece bir töz «Tanrı ya da Doğa» vardı. Sonlu olan hiç bir şey kendi kendini sürdüremezdi. Descartes üç töz kabul etmişti. Tanrı, ergi ve özdek (zihin ve madde). Onun için bile Tanrının bir anlamda ergi ve özdekten daha tözsel olduğu doğrudur.
Ergi ve özdeği (zihin ve maddeyi) Tanrı yarattığından, eğer isterse olanları mahvedebilirdi de. Fakat Tanrı’nın kadir-i mutlaklığı dışında ergi ve özdek iki bağımsız tözdü ve sırasıyle düşüncenin ve uzanımın yüklemi olarak tanımlanmıştı.
Spinoza’da böyle bir nen yoktu. Onun için duygu ve düşünce Tanrının yüklemleriydi. Tanrı aynı zamanda sonsuz başka yüklemlere de sahipti. Çünkü o her bakımdan sonsuz olmalıydı. Fakat öbür yüklemler bizce bilinmezdi.
Bireyle, ruhlar ve ayrı özdek (madde) parçaları Spinoza için, sıfatsaldır. Onlar nenler (şeyler) değil, sadece tanrısal varlığın görünüşleridir.
Bertrand Russell
Batı Felsefesi Tarihi 3
Türkçesi: Muammer Sencer
Bilgi Yayınevi