Süryani Atasözleri , Ercan Akçay

Süryaniler, kökenleri 5000 yıl öncesine giden bir toplum. Mezopotamya’da yeşeren ve uygarlığın gelişiminde önemli rol üstlenen eski Mezopotamya halklarının yani köklü bir kültürün mirasçılarıdır.
Yaşadıkları coğrafyayı istila edenlerin baskı ve egemenlikleri yüzünden başlangıçtaki etkinliklerini kaybetmişlerdir. Günümüzde ise dünyanın değişik bölgelerinde dağınık bir şekilde yaşamaktadırlar.
Süryani Atasözleri -Yöresel Sözler- kitabı, Süryani atalarının üretmiş oldukları sözleri içermektedir. Büyük anlam taşıyan Süryani atalarının bu sözlerinin kaybolmaması, daha nice asırlar yaşatabilmek amacıyla gelecek kuşaklara bir hayat tecrübesi anahtarı olarak kullanmaları,
yazarın arzu ettiği ve gerçekleşmesini istediği en güzel düşüncelerinden biridir.

Bu gereksinimlerin etkisiyle yazar, Süryani atalarının bu güzel sözlerini derleyip bir kitap haline getirmeğe karar vermiştir. Her ne kadar modernleşmiş ve ekonomi ile genişlemiş bir çağa vardıysak da, Süryani atalarının Süryani toplumuna yaptıkları fedakârlıklara ve bıraktıkları hem dini, hem de kültürel olayların seviyesine ulaşılamamış durumdadır.
Ercan Akçay, eserinde her neslin Dünya’ya gelişiyle farklı düşünceler ortaya çıktığını ve her neslin yaşamış olduğu acı tatlı olayları, kısa, fakat geniş kapsamlı bir anlam taşımasına önem vererek dile getirmeye çalışmıştır. Her sözcük iyi veya kötü bir olayı derin bir sırla ifade etmektedir.
Asırlardan beri Süryani halkının arasında kullanılarak dilden dile, nesilden nesile aktarılan bu sözler, günümüze kadar gelmiş bulunmaktadırlar.

Bu güzel sözlerden etkilenerek, bugün yaşayan Süryani gençlerine yararlı olması ve bu örneklerden bir birikim edinmeleri yazarın en ideâl düşüncesidir. Yazar; Süryani atalarının yaşamış olduğu acı ve tatlı anıları, duyguları mazide kalmış bomboş yıllar gibi hissetme duygusuyla değil, ancak gelecekteki nesillere böyle bir anıyı bırakırken, geriye dönüp atalarımızın geçmişini hatırlayan nostaljik bir akımın, kayıplara karışmış olduğu sanılan olayları geriye bakıp görme duygusuyla yaşamakta olduğunu belirtmektedir. Yazar ayrıca bu yöresel sözlerin kaybolmasına izin vermeyen biri olarak bu savaşı kazanma hevesinde olduğunu belirtmektedir.
Yazar, kitabın önsözün de kendi halkından işitip kaleme aldığı bu eğitici, öğretici ve ibret verici vecizeleri, Süryani halkım ve tüm milletlere bir kitapçık halinde sunmakla da onur duyduğunu belirtiyor.
Yazar önsöz de; çocukluğunda ve gençliğinde yaşamış olduğu her günün, hayatında önemli bir rol oynadığı söylemiyor. Zaten bu duygulu sözleri yazdığı zaman bile geçmişinin değil, yalnız geleceğinin daha önemli olduğuna kanaât getirdiğini ilave ediyor.

Ercan Akçay. Süryani Atasözleri – Yöresel Sözler. Yayın evi: Aram Yayınevi – Aram Verlag Almanya
Süryaniler Kimdir?

Süryanilerin kökeni ve nerden geldiklerine dair bilinen üç farklı görüş vardır.Bu görüşlerden birisi, Süryanilerin Aramiler’den geldiğini savunan tezdir. Bu tezin dayanağı Süryani halkının Aramca konuştuğu ve bundan dolayı da kökeninin Aramiler olduğunu iddia etmektedir. Süryanilerin kökenine dair ikinci görüş ise Süryanilerin Asurlular’dan geldiğini savunan tezdir. Bu görüşe göre Süryaniler, eski Mezopotamya’da imparatorluklar kurmuş olan Asurlular’ın torunlarıdır. Bu iki görüşün eksiklikleri, Süryanilerin kökenini tüm eski Mezopotamya halklarına dayandığını belirten yeni bir görüş ortaya çıkarmıştır.

Aslında bu farklı görüşlerin önemi, getirdikleri tarihsel açıklamalardan ziyade, bu görüş sahiplerinin Süryaniler için düşledikleri farklı toplumsal modellere sahip olmasındadır. Yani Asur görüşünü savunanlar, Süryanilerin öncelikle siyasal bir toplum olmasını arzu etmekte; Arami görüşünü savunanlar ise daha çok inanca dayalı bir toplum modeli oluşturmak ve bu model çerçevesi içinde toplumu bir arada tutmaya çalışmaktadırlar.

Aslında Asur ve Arami ile anlatılmak istenen halk aynıdır. Söz konusu olan halk, Eski Mezopotamya kültürünü taşıyan ve inancı bakımından Hıristiyan olan bir topluluktur. Bu halk Irak ve İran’da daha çok “Asur” adıyla tanınırken, Suriye ve Türkiye’de aynı halk için “Süryani” adı kullanılmaktadır. Süryani kelimesi özellikle Hıristiyanlığı sonrası yaygınlık kazanmıştır ve Hıristiyan olan Yukarı Mezopotamya halkını belirtir. “Asurlu” kelimesi ise İsa’dan önceki Yukarı Mezopotamya halkı için kullanılmaktadır. Başka bir deyişle “Asurlu” kelimesi “Süryani” kelimesi ile anlatılmak istenen halkın Hıristiyanlıktan önceki zamanını belirtir. Bir yerde bugün bu halk için kullanılan, “Asur”, “Arami”, “Süryani” (ve daha başka adlar; Keldani, Maruni vs.) kelimeleri aynı topluluğu nitelemektedir.

Süryanilerin kökenini sadece Aramilere veya Asurlulara dayandırma çabalarının , Mezopotamyanın eski tarihine bakıldığında çok anlamlı olmadığı görülecektir. Buna karşılık Süryanilerin kökenini, tüm eski Mezopotamya halklarına (Fenikeliler, Akkadlar, Keldalılar, Babiller, Kenanlar, Asurlular ve Aramiler) dayandırmak daha mantıklıdır. Çünkü bütün bu halklar aynı kökenden oldukları için daha kolay kaynaşabilmişlerdir. Aynı dili konuşan, benzer örf ve adetleri yaşayan bu halklar Hıristiyanlık inancı ile birlikte aynı dine de sahip olmuşlardır. Ve bu eski halkların temeli üzerinde, yeni bir ada sahip olan Süryaniler doğmuştur.

Süryani’ Adı Nereden Geliyor?
Süryani (Süryoyo) adının nasıl, ne zaman ve neden dolayı kullanıldığı kesin olarak bilinmiyor. Süryani isminin kökeni hakkında pek çok varsayım var. Varsayımların ortak özelliği; Süryani adının ya Mezopotamya’daki bir şehirden ya da bu coğrafi bölgede hüküm sürmüş bir kralın adından kaynaklandığıdır. Sizlere bilgi olması açısından, bugün en sık rağbet edilen iki varsayımı aktaracağım. Bu iki varsayım Yakup Bilge’nin, Yeryüzü Yayınları arasında çıkan ve 1992 yılında basılan “Anadolu’nun Solan Rengi Süryaniler” kitabından alınmıştır.

1) Kimi yazarlara göre Suriye adı, bölgeyi ele geçiren Kilikos’un kardeşi Suros’tan geliyor. Süryani adı da bu sözcükten türüyor. XII.yy’da yaşamış olan Diyarbakır metropoliti (Bir bölgede yaşayan Süryanilerin kilise içindeki en üst rütbedeki kişisi) Arami kralı Suros’un adına izafeten, egemenliği altındaki ülkenin “Surisyin” olarak adlandırıldığını, daha sonra Surisyin adındaki son “s” harfinin atılarak “Suriyin” şeklini aldığı ve burada yaşayan halkında bu adla anılmaya başlandığını söyler.

2)Asurluların ülkesine Yunanlılar tarafından sözcüğün onuna bir ‘y’ eklenerek “Asurya” deniliyordu. Yunalıların kullandığı ve gitgide yaygınlık kazanan “Asurya ve Asuryan” kelimeleri Aramca konuşan halkın diline girdiği zaman, dil kurallarına göre bazı değişikliklere uğradı ve Asuroyo şeklinde telaffuz edildi. Tarihsel süreçte “A” harfi düşerek kelime Suroyo (Süryani) şeklini almıştır.

2 yorum

  1. bu kitabı nerden temin edebilirim bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.

  2. bu kitabı nerden temin edebilirim bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.

  3. Süryaniler aramilerin dilini konuşan hristiyanlığın mezheplerinden dolayı bu ismi bölgesel olarak aldı diye biliyorum. Süryani Asurların devamı Asur Akadların devamı Akad Sümerlerden çok önce bölgede bulunan en eski sami toplumuydu diye biliyorum. Ne üzücü artık bu dili konuşanlar sadece çok yaşlı insanlar. Şuan yerini arapçaya bırakmış durumda.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir