Türk ve Yunan-Roma mitolojilerinde rastlanan birçok benzer konudan biri de kurt konusudur. Burada, bu iki mitolojideki kurt ile insan arasındaki ilişki ile ilgili kısımları kısaca aktarmak isteriz.
a) Türk mitolojisinde kurt
Türk mitolojisinde kurt, kutsal ve uğurlu bir hayvan olarak tanınır. Totem olarak kabul edildiği, baba veya ana olduğu veyahut kurtarıcı, yol gösterici, kahramanlara yardımcı, şefkatli, cesur ve iyiliksever olarak karşımıza çıktığını sıklıkla görürüz.
Türk mitoslarında insandan türemiş insanlardan, başka tanrı veya tanrıçalardan, başka canlı yaratıklardan, tabiatta mevcut diğer varlıklardan türemiş olanlardan da söz edilir. Kurt şekline girmiş tanrılardan türemiş insanlarda: Ya baba kurt -ana insan ya baba insan-ana kurt veya baba kurt -ana geyik olarak belirlenir.
Dokuzoğuz destanında, tanrının kurt şekline girerek Hun Hakanı’nın kızları ile evlendiği ve bu evlilikten Dokuzoğuzların türediği görülür.
Tukyu destanında ise, bir savaş sonunda elleri ve ayakları kesilmiş olarak bir bataklığa bırakılan on yaşlarındaki bir Tukyu erkek çocuğunun bir dişi kurt tarafından beslenerek büyütüldüğü ve ileride bu dişi kurdun bu delikanlıdan gebe kaldığı anlatılır. Bu dişi kurt on çocuk doğurmuş, bunlardan biri, aile adı olarak Asena ismini almıştır.
Erkek boz bir kurt ile dişi beyaz bir geyikten ise Cengiz’in ceddi doğmuştur. Denizi geçtikten sonra, Cengiz’in soyu, Onan nehrinin kaynağı ile Burkan dağının civarında yerleşmiştir.
Börü, Börte, Bören, Asena, Sina, Cina, Cino, Yakşar adları ile pek çok mitosa giren kurtu, bazen Ergenekon’dan çıkan Türkler’e yol gösterici, bazen de Oğuz Han’ın seferleri süresince kâh yol gösterici kâh kurtarıcı olarak görürüz.
Hiyung-nu’ların hakanlarından birinin tanrıya vermek istediği kızlarına, tanrı, kurt şekline girerek koca olmuştur. Kurt bazen Cengiz’in babası, bazen de Asena efsanesinde olduğu gibi ana olmuştur.
Çuvaşlar’a göre, kurtların Bihambar adında bir de hükümdarı olmuştur. Erkam Aidar mitosu’nda tanrının kuyruksuz mavi bir kurdundan bahsedilmektedir. Keza, Dede Korkut masalları’nda kurt’tan sıklıkla sözedildiğini görürüz.
b) Yunan-Roma mitolojisinde kurt
Bu konuda en tanınmış mitos Roma şehrinin kurucuları ve kuruluşu ile ilgilidir.
Alba şehrinin Kralı Numitor ile kardeşi Amulius taht kavgasına giriştikten sonra, Amulius tahta çıkmaya hak kazanır ve Numitor’u hapse atmakla kalmaz, dölsüz kalsın diye de kızı Rea Silvia’yı Vesta rahibesi yapar. Ancak Rea, gece uykusunda veya çeşmeye su almaya gittiğinde, harp tanrısı Mars tarafından gebe bırakılır. Bunun üzerine Rea, amcası Amulius tarafından, bir kuleye kapatıldığı gibi, doğurduğu ikiz çocukları da bir sepetin içine konarak Tiber nehrine bırakılırlar. Ne var ki, bir müddet sonra, nehrin suları çekildiğinde, ikiz bebekleri taşıyan sepet kıyıdaki sığlığa oturur. Oralardan geçen ve yavrularını kaybetmiş olan dişi bir kurt ikizlere sahip çıkar. Onları kendi öz yavruları gibi emzirir, ölümden kurtarır; bir müddet sonra çoban Faustulus çocukları alır ve karısı Acca Larentia ile beraber büyüterek onlara Remus ve Romulus ismini verir. Çocuklar büyüyünce evvela zalim Amulius’u devirip, Alba şehrinin tahtına, tahtın gerçek sahibi olan Numitor’u geçirirler…
Bundan sonradır ki, iki kardeş yeni bir şehir kurmak üzere Alba’dan ayrılırlar. fiehri nerede kuracakları konusunda tartışmaya başlarlar ve sonunda fala başvururlar. Remus, Aventius tepesine çıkar ve orada altı akbaba görür; Romulus ise Palatinus tepesine çıkarak oniki akbaba görünce kurulacak şehrin yerinin saptanması Romulus’a kalır. Ancak, küskünlükler devam eder ve Romulus’un çizdiği sınırı Remus geçince de, Romulus kılıcı ile Remus’u öldürür…
Böylece, tek başına kalan Romulus, bulunduğu yerde yeni şehri, Roma’yı kurar.
PSYKHIATRIA ve MYTHOS,
Dr. Kriton Dinçmen
Pan Yayınları