Kafka: Utanç ve Suçluluğun Şairi – Saul Friedlander

kafka_utanç_ve_suçluluğun_ŞairiKafkaesk deyişinin kaynağında sadece Franz Kafka’nın yüzlerce mektubu, onlarca öyküsü, üç romanı ve günlükleri yoktur, aynı zamanda yazarın yaşam öyküsü de gerçeküstü çarpıtmalarıyla bu deyimi hak eder. Belki bu yüzden çok sayıda araştırmacı ve biyografi yazarı bunaltan ve insana yönünü kaybettiren baskıcı dünyanın kökeninde Kafka’nın hayat öyküsünü aramıştır. Kafka’nın hayatıyla ilgili okuduğum bu kaçıncı kitap hatırlamıyorum ama her seferinde yazarın bilmece dolu hayatını çok gizemli ve çekici bulurum.

Pulitzer ödüllü tarihçi Saul Friedländer Kafka: Utanç ve Suçluluğun Şairi adını verdiği kitabının önsözünde Kafka’nın hayat hikâyesinin çekiciliğini dile getiriyor; Friedländer’in tutkusunun nedeni kendi hayat hikâyesinin bilinmezlerini Kafka aracılığıyla bulması. Kendisi de Kafka gibi Prag’da Yahudi orta sınıf bir ailenin oğlu olarak dünyaya geliyor, babası Kafka’nın okuduğu üniversitede eğitim görüyor ve aynı Kafka’nın kız kardeşleri gibi onun ailesi de Auschwitz toplama kampının gaz odalarında ölüyor. Ayrıca Kafka’nın ölmeden önce bütün yazdıklarını emanet ettiği ve hepsini yakmasını söylediği yakın dostu Max Brod da Friedländer ailesini yakından tanıyor ve Prag’dan kaçtıktan sonra Filistin’de yazarın amcasının evinde kalıyor.

Kafka ile arasında kurduğu bağlar Nazi soykırımı uzmanı 1932 doğumlu Friedländer’i kendi alanının çok dışında, edebiyat konusunda araştırma yapmaya yönlendirmiş. Kafka: Utanç ve Suçluluğun Şairi’ni yazma nedenlerinden biri, on yaşlarındayken kaybettiği anne ve babasına, ve onların savaş öncesi hayatlarına yakınlaşmak, hatta kendi çocukluğunu yeniden kurmak.

Zorlu aile ilişkileri
Friedländer Kafka’nın hayatındaki temel üç sorunlu alanı bölümlere ayırmış. İlk başta neredeyse bütün hayatını anne-babasının evinde geçiren Kafka’nın ezici iktidar olarak gördüğü babasıyla ilişkisi. İkincisi Yahudiliği ve son olarak da, onlarca kitaba konu olmuş olan kadınlarla ilişkisi.

Kafka’nın hayatı tam anlamıyla ikilemlerle doludur. İnançsızdır ama Yahudi’dir, Çek’tir ama anadili Almancadır, yazar olmak ister ama romanlarında anlattığı boğucu bürokratik işlerde çalışır, nişanlanır ama evlenemez, kadınlarla birlikte olmayı ister ama kadınlar onu ya korkutur ya da iğrendirir… Sanki her şey onun özgür bir ruhuna engel oluşturur. Yüzyıl başındaki ırkçılığın gün geçtikçe arttığı Avrupa’da, ne aile yapısı ne de o dönemin sosyal şartları bu engelleri yıkmayı mümkün kılmaz. Kafka gibi sorgulayan, özgürlük arayışı içinde olan sanatçılar kendilerini suçluluk duygusuna gömülmüş bulurlar. Bu yüzden Friedländer’in kitabının başlığında “utanç ve suçluluk” sözcüklerini kullanması çok anlamlı. Kafka’nın günlüklerini okurken insan en çok buna şaşırır, gençliği boyunca rüyaları, fantezileri, hayalleri, kurguları ve gizli yazışmaları, hep içindeki utanç duygusunu beslemiştir bir şekilde.

Friedländer’in anlatısında Kafka’nın âdeta kendi hayatını sabote ettiğini görüyoruz. Sanatçı olarak acı çekmesi gerektiğine kendisini inandırmış bir adam portresi çıkıyor ortaya. Özellikle Max Brod’a yazdığı bir mektupta cinsel zevkin ve mutluluğun artık mümkün olmadığını söylediği satırlarda kendini manastıra kapatmış, tüm dünyevi güzellikleri reddetmiş bir keşiş gibi yaşamak istediğini anlıyoruz. Sanatçı olarak kendine bu yükü veriyor ve sırtında bir kambur gibi utançlarını taşıyor. Friedländer’in amacı edebi bir inceleme yapmak değil, bu ne de Kafka’nın bir psikolojik analizi, sadece günce, mektup ve kurgu kahramanlarından yola çıkarak yazarın hayatındaki boşlukları anlamlandırmaya çalışıyor.

Asuman Kafaoğlu-Büke
http://kitap.radikal.com.tr/, 07.08.2015

Kitabın Künyesi
Kafka: Utanç ve Suçluluğun Şairi
Orjinal isim: Kafka: The Poet of Shame and Guilt
Saul Friedlander
İthaki Yayınları / Kalem – Yaşam Dizisi
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
200 s. — 2. Hamur– Ciltsiz — 13 x 21 cm
İstanbul, 2015
ISBN : 9786053754701
Yayın Koordinatörü : Tuğçe Nida Sevin
Kapak Tasarımı : Şükrü Karakoç
Editör : Yankı Enki
Çeviri : Tuğçe Aysu

Franz Kafka: Alman kültürü ve Yahudi kimliğinin arasında kalan, ikisinden de beslenen ancak her ikisine de ait olamayan, neredeyse kendi kendisiyle bile ortak noktası olmadığını itiraf eden modern bir yabancı, daimi bir sürgün…

“Kafka gibi bir yazar nasıl ortaya çıktı?” veya “Bir daha böyle bir yazar çıkabilir mi?” sorularının peşindeyseniz, bu kitabın size açacağı çok kapı var. Kapının ardında da, itiraflarını paylaşmayı bekleyen, kendini dönüştüremese de okurlarını neredeyse yüz yıldır dönüştüren bir yazar bekliyor.

2008’de Pulitzer Ödülü kazanan ünlü tarihçi/yazar Saul Friedländer, bu kitabında Franz Kafka’nın gençliğini, gönül ilişkilerini, hastalık yıllarını utanç ve suçluluk duygularının etrafında ele alıyor ve uzun zamandır Max Brod’un sansürleriyle gizlenen Kafka’nın gerçek portresini, yazarın hem kurgu eserlerinden hem de mektuplarından ve günlüklerinden hareketle dürüst bir şekilde resmediyor.

Bu kitabı içinizdeki böcekle birlikte okuyacaksınız!
(Tanıtım Bülteninden)