Kategori: Ahmet Cevizci

Doğa Felsefesinden İnsan Üzerine Felsefeye Geçişin Felsefi Nedenleri

Doğa Felsefesinden İnsan Üzerine Felsefeye Geçişin Felsefi Nedenleri Felsefedeki bu değişime yol açan nedenler, felsefi, politik ve sosyal nedenler olmak üzere, üç başlık altında toplanabilir. Felsefi nedenlerin en başında ise doğa felsefesinin MÖ 5. yüzyılla birlikte gerçekleşen iflası olgusu gelir. Doğa felsefesinin iflası olgusu, bir yandan doğa felsefesinin aşağı yukarı söylenebilecek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Edmund Husserl ve Fenomenolojik Yöntem

Başta varoluşçu felsefe olmak üzere, çağdaş pek çok düşünce okulunu derinden etkileyen fenomenolojinin kurucusu Edmund Husserl’dir (1859-1938). Filozof kariyeri boyunca doğabilimlerinin bilimsel aklının, moral ve kültürel değer alanlarını egemenliği altına almaya yönelik yayılmacı eğilimlerine karşı çıkan Husserl, kültürün tüm alanlarını kuşatacak yeni bir felsefe anlayışının savunuculuğunu yapmıştır. Buna göre o,

OKUMAK İÇİN TIKLA

Bertrand Russell ve Mantıksal Atomculuk

Bertrand Russell (1872-1970), analitik felsefenin Moore ve Frege’yle birlikte, üç kurucusundan birisidir. Onun bu bağlamda, Moore ve Frege’yle birlikte anılmasının, elbette birtakım temel nedenleri vardır. Bir kere o da tıpkı Frege gibi, modern mantığın kuruluşunda çok önemli bir rol oynar ve aynı lojisizm projesi içinde yer alır. Dahası o da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Platon’un felsefeye en önemli katkısı: İdealar Kuramı

Platon’un felsefeye en önemli katkısı, epistemolojisinden de anlaşılacağı üzere, geliştirmiş olduğu ünlü İdealar kuramıdır. İdealar, gözle görülür nesnelerin kendilerinin soluk kopya ya da suretleri olduğu değişmez, maddi olmayan, ezeli ve ebedi özler veya örüntülerdir. Buna göre çok çeşitli büyüklükteki çemberlerin kendisinin kopyaları olduğu bir Çember ideası vardır. İdeaların, gerçekten varolanın

OKUMAK İÇİN TIKLA

Auguste Comte’un Üç Hal Yasası

Auguste Comte (1798-1857), modern sanayi toplumuna uygun politik yapı ve düzenlemeleri bulup, onları yetkinleştirmeyi amaçlayan felsefi bir sistem olarak pozitivizmiyle, düşünce tarihinin en etkili isimlerinden biridir. İngiliz yararcıları, evrimciler ve Marx’la birlikte, 19. yüzyıl düşüncesinin Aydınlanmanın ilerlemeciliğini, iyimserlik ve özgüvenini devam ettiren kanadında bulunur. Bu filozoflarla Aydınlanma düşüncesi arasındaki yegâne

OKUMAK İÇİN TIKLA

Pythagorasçılar

İlkçağ Yunan felsefesinin ikinci okulu teolojik, bilimsel ve felsefi görüşleriyle seçkinleşmiş olan Pythagorasçı Okul’dur. MÖ 6. yüzyılın ikinci yarısında Güney İtalya’da, Kroton’da Pythagoras tarafından kurulmuş olan Okul, İlkçağ Yunan felsefesinde, İyonya’da kurulmuş olan Doğu geleneği karşısında, Batı geleneğini temsil eder. Pythagorasçı Okul’un İyonya Okulu’ndan diğer bir farkı da Pythagorasçı gelenek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anaksimenes

İyonya Okulu’nun sonuncu filozofu Anaksimenes’tir. Hayatıyla ilgili olarak günümüze pek fazla bilgi ulaşmayan Anaksimenes (MÖ 585-525) de tıpkı Thales ve Anaksimandros gibi bir bilim adamı –ya da astronom– filozoftur. Onun felsefi ve bilimsel düşüncede, bir anlamda geriye dönüşü temsil ettiği söylenebilir. Bunu, onun astronomisinde olduğu kadar, arkhe olarak havayı seçiminde

OKUMAK İÇİN TIKLA

Anaksimandros

İyonya Okulunun ikinci filozofu, Thales’in öğrencisi ve dostu olan Anaksimandros’tur. Hakkında pek az şey bildiğimiz Anaksimandros’un hayatıyla ilgili en önemli bilgi, onun rasyonel düşünce ve faaliyette yazılı geleneği başlatmış olmasıdır. Buna göre, hiçbir şey yazmayan, yazılı bir şey bırakmayan Thales’ten farklı olarak, Anaksimandros (MÖ 610-546) varlıkla ilgili düşüncelerini ya da

OKUMAK İÇİN TIKLA

Thales

Miletos ya da İyonya Okulu’nun kurucusu, düşünce tarihinin ilk filozofu olduğu kabul edilen Thales’tir. Yedi bilge arasında da adı geçen Thales’in MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olduğu sanılmaktadır. Thales (MÖ 624-546), bu döneme özgü bilimadamı-filozof tipinin seçkin bir temsilcisiydi. Onun özellikle matematik ve astronomi alanında önemli çalışmalar yaptığı kabul

OKUMAK İÇİN TIKLA

İyonya Okulu

Felsefe tarihinin ilk okul veya düşünce geleneğini oluşturan İyonyalı filozoflar, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes olarak sıralanır. İyonya veya Miletos Okulu, felsefenin ilk okulu olarak ortaya çıkarken, Batı Anadolu kıyılarındaki İyonya da Antik Yunan felsefesinin ilk merkezi olarak seçkinleşir. İyonya okulunu meydana getiren bu üç filozofta, bugünden geriye dönüp baktığımız zaman

OKUMAK İÇİN TIKLA

İlkçağ Felsefesinin Sınıflanması

Hint ve Çin kültürü dışta bırakıldığında, MÖ 6. yüzyılda başlayıp MS 5. hatta 6. yüzyıla ünlü Romalı İmparator Justinianus’un Yunan felsefesini temsil eden son okul olan Atina Okulu’nu kapattığı 529 yılına kadar uzanan İlkçağ felsefesi veya Antik felsefe, Helenik felsefe ve Helenistik felsefe olarak ikiye ayrılır. Başka bir deyişle hem

OKUMAK İÇİN TIKLA

Felsefenin Doğuşu İçin İki Zorunlu Koşul – Refah ve Merak

Felsefenin, yaygın bir entelektüel hareket olarak bir kültür çevresindeki doğuşunu açıklamak üzere, araştırmacılar, filozoflar ve felsefe tarihçileri çok sayıda faktör ya da koşul saymış olmakla birlikte, bu koşullardan ikisinin biraz daha öne çıktığı, hatta zorunlu faktörler olarak kabul edildiği söylenebilir. Başka bir deyişle, eleştirel düşünce ve yüksek kültür ürünleri olarak

OKUMAK İÇİN TIKLA

Mitopoetik Düşünceden Rasyonel Düşünceye Geçiş

Buna göre, Mısır ve Mezopotamya’da bilimin olgu toplama, pratik ilgi ve ihtiyaçlara cevap arama aşamasının ötesinde, kuramsal nitelikte sorulara yönelemediği, Çin ve Hint’teki felsefenin zaman zaman mitolojik düşünce ve dini açıklamayla iç içe girmiş olduğu yerde, Yunanlı pratik kaygılardan uzak bir biçimde, anlamak ve merakını gidermek için bilim yapmış, felsefeyi

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yunanlıların Başka Uygarlıklara Olan Kültürel Borçları

Ticaretle uğraşan, bu çerçeve içinde Akdeniz’i bir baştan diğerine kat eden Yunanlıların meydana getirmiş oldukları pek çok şeyde, kültürel açıdan gerçekleştirmiş oldukları hemen bütün başarılarda, ana unsurları başka kültürlerden aldıklarını kabul etmek doğru olur. Gerçekten de onlar Fenikelilerden alfabenin yanı sıra, belli bir teknolojik birikim ve bazı dini düşünceler almışlardı.

OKUMAK İÇİN TIKLA

Yunan Felsefesinin Kültürel Açıdan Öne Çıkma Nedenleri

Unutulmamalıdır ki bir kültürün barbarları, en az o kültür kadar verimli bir düşünce kaynağı olabilir ve zengin bir uygarlık meydana getirebilir. Bir zamanlar dünyanın hemen her yanına yayılmış zengin felsefe okulları ve karmaşık argümantasyon tekniklerinin varlığından söz etmekten bizi alıkoyan yegâne şey, önyargılarımız ve bilgisizliğimizdir. Gerçekten de eski zamanlarda pek

OKUMAK İÇİN TIKLA

Friedrich Nietzsche’de Efendi ve Köle Ahlakı

Ahlaki inançların tarihsel köklerini, moral kavram ve fikirlerin kökenlerini ortaya çıkarma anlamında jeneolojik bir etkinlik içine giren Nietzsche, bizi, biri “efendi ahlakı”, diğeri ise “köle ahlakı” olmak üzere iki karşıt ahlaka götürür. Başka bir deyişle o, antropolojik bir yaklaşım benimseyerek insanların güçlüler ve zayıflar olarak ikiye ayrıldıklarını, bu insanlar arasındaki

OKUMAK İÇİN TIKLA