Matematikle barışan çocuklar – Murat Naroğlu

Ön yargıları ve korkuları nedeniyle pek çok güzellikten uzak duruyor insanlar. Mutlu olacağını düşündüğü kente taşınmak adına hiçbir adım atmayan, zirvesini hayal ettiği dağın eteğine bile yanaşmayan, sevdiği bir müzik aletini çalamayacağını düşünen milyonlarca birey yaşıyor. Cesaret, özgüven ve azim eksikliği, şartları kabullenmeye, iradenin tükenmesine yol açıyor.

Okul yıllarından söz açıldığında, matematikten duyduğu korkuyla tekrar karşı karşıya gelen kişileri düşünelim. Ders zili çaldığında veya sınav kâğıtları dağıtıldığında, büyük ihtimalle zihinlerinin işleyişi sekteye uğruyor, bedenleri çeşitli rahatsızlık belirtileri gösteriyordu. Neticede dersi anlama, sınavı geçme istekleri, önyargılarının gücüne kolaylıkla boyun eğmekteydi. Böylelikle, sonsuz güzellikler sunabilecek matematik, geniş bir kesimin gözünde korku imparatorluğuna dönüştü. İspanyol yazar Jordi Sierra i Fabra, “Sınavın Böylesi” isimli çocuk kitabında, bu durumu kabullenmiyordu.

Bakış açısı
Uyurgezer Yayınları’nın Şubat 2019’da okuyucuyla buluşturduğu eserdeki matematik öğretmeni Felipe Romero (Fepe) olmasaydı; Adela, Luc ve Nico o yıl matematik dersinden kalacaktı. Üç yakın arkadaşı acı verici bir yaz bekliyordu. Tatilde ders çalışacak, akıllarının bir türlü üstesinden gelemediği problemlerle uğraşacaklardı. Sınavı geçmeyi, ailelerine iyi bir karne götürmeyi tabii ki çok istiyorlardı ama kendilerini esir alan bakış açısı nedeniyle hep aynı duvara çarpıyorlardı.

Fabra’nın kahramanlarından Adela polisiye romanların sonucunu önceden kestirebiliyor; Luc bilim kurgu ve fantastik kitapları hayranlıkla okuyor; Nico ise bilgisayar oyunlarında harikalar yaratıyordu ancak söz konusu matematik olduğunda, üç arkadaş çaresizce teslim bayrağını çekiyordu. Fepe ise itiraz etmekteydi: “Size inanamıyorum. Zeki olmasanız ya da dersleri umursamasanız anlarım, ama siz, üçünüz… Notlarınıza baktım, diğer derslerden genellikle iyi notlar almışsınız! Sıra matematiğe gelince ne oluyor? (…) Bence yapamayacağınıza kendinizi inandırmışsınız.” (Fabra, s.8)

Katile giden yol
Öğrencilerini, mesleğini seven biriydi Fepe. Farklıydı, ideallerini kaybetmemişti. Çocukların matematikte kendilerine güven duymalarını sağlamaya, motivasyon yaratmaya çabalıyordu. Adela, Luc ve Nico’ya son bir şans tanımak amacıyla sıra dışı bir oyun/sınav geliştirmişti.

Senaryoya göre Felipe Romero vurulmuştu, ağır yaralıydı. Kanlar içinde, sürünerek öğrencilerinin karşısına çıktı. Rolünde oldukça inandırıcıydı. Öyle ki, durumu açıklayıp katilin akşam altıya kadar bulunması gerektiğini söyledikten sonra, çocuklardan biri şöyle diyordu: “Ölüyorsunuz, yine de bizden matematik problemlerini ve mantık sorularını kullanarak katilinizi bulmamızı mı istiyorsunuz?” (Fabra, s.57)

Üç arkadaş, adım adım ilerlemek zorundaydı. Her ipucu bir sonraki probleme ve ipucuna kapı açıyordu. Toplamda 8 problem, 7 ipucu vardı. Tüm sorular doğru cevaplandırılınca katilin kimliği, nerede olduğu anlaşılacaktı.

Ekip
Adela, Luc ve Nico’nun bir an önce şoku atlatıp sakinleşmesi gerekiyordu. Korku ve panik kendilerine bir şey kazandırmayacaktı. Şikâyet ederek, söylenerek yol almak mümkün değildi.

İlk anda çok zor görünen problemleri çözmenin, ipuçlarını doğru yorumlamanın anahtarı ekip olmaktı. Çocuklar yeterli zekâya sahiptiler. Birlikte akıl yürütüp mantıklı biçimde düşündüklerinde, vazgeçmelerine neden olabilecek soruları bile yanıtlayabildiklerini anlamışlardı.

Üç kafadar, Fepe’nin “matematik macerası” adını verdiği, gerilim dolu sürecin sonuna yaklaşırken elbette gerçeklerden habersizdi. Esas şifreyi çözüp de katille yüzleştiklerinde gördükleri, öğrendikleri, bir kez daha onları şoka uğratacaktı. “Hayatlarının en kötü üç saatini” (Fabra, s.165) geride bırakmışlardı ama Fepe yaşıyordu ve dersi geçmeyi başarmışlardı. Matematik, isteyip de ulaşamadıkları, zamanla çekinip nefret etmeye başladıkları bir şey değildi artık.

Çıkış
J. S. i Fabra’nın son derece akıcı bir dile sahip eseri, alışılmadık bir yöntemle korku imparatorluğundan çıkışın öyküsünü anlatıyor. Bölüm başlıkları dâhil tüm kitaba hâkim olan matematik, Fepe’ye göre “[d]üşünmeye, olayları anlamlandırmaya, zihinsel disipline sahip olmaya” (Fabra, s.9-10) katkı sağlıyor.

Korkularını yenen, önyargılarını yıkan çocukların matematikle barışması; mutlu olacağını düşündüğü kente taşınmak adına hiçbir adım atmayan, zirvesini hayal ettiği dağın eteğine bile yanaşmayan, sevdiği bir müzik aletini çalamayacağını düşünen milyonlarca bireye yol gösteriyor. İsteyip de yap(a)madığınız, çekinip de uzak durduğunuz ne varsa bir kez daha düşünün. Fepe, size de yardım edecektir.

Sınavın Böylesi, Jordi Sierra i Fabra, Uyurgezer Yayınları, Şubat 2019, 1. Baskı, İstanbul

Kaynak: bilimvegelecek.com.tr 1 Kasım 2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir