Otto Rank’a Göre Doğum Travması Bölüm 2
Bu ilksel travmanın farklı nevroz türlerindeki (histeri, zorlantılı nevroz, psikoz) özgül tezahürlerini incelemek önemlidir.
Rank’ın teorisine göre, tüm nevrotik rahatsızlıkların temelinde kaygı yatar ve bu ilksel kaygı doğum travmasından kaynaklanır. Nevrotik semptomlar, doğum olayının ya da haz dolu doğum öncesi döneme ait anıların fiziksel veya sembolik yeniden üretimi olarak görülebilir. Nevroz, kişinin doğum travmasını cinsel tatmin yoluyla aşmada başarısız kalması ve libidonun ilksel, gerçekleşmeyen tatmin biçimine geri atılmasıdır. Nevrotik kişiler esasında “çocuksu” kalmışlardır. Bu ilksel travma, farklı nevroz türlerinde özgül mekanizmalar ve semptomlarla kendini gösterir:
- Histeri:
- Histeri, doğum travmasına doğrudan bağımlı bir temel üzerine kuruludur.
- Histerideki bedensel semptomlar (“döndürme” olarak da adlandırılır), hem görünür biçimleriyle hem de en derin bilinçdışı içerikleriyle, doğum olayının (inkar etme ve rahim içi haz ortamına dönme eğilimiyle birlikte) tam olarak, doğrudan ve fiziksel olarak yeniden üretilmesine işaret eder.
- Örnek semptomlar arasında yürüme bozuklukları (felçler) ve kapalı yer korkusu (klostrofobi) bulunur. Yürüyememe, rahimdeki haz dolu yaşamı ve oradan çıkışın dehşetini ifade eden hareketsiz kalmanın bedensel dışavurumudur. Kapalı yer korkusu, yolun daralması/genişlemesi hissinin eşlik ettiği türleriyle birlikte, kadın cinsel organının doğum organı olarak işlevinin inkarı ve doğum travmasının bastırılmasıyla bağlantılıdır.
- Kol ve bacakların gövdeye doğru bükülmesi (fetüs pozisyonunu yeniden üretir), rahim içi duruma geri dönme eğilimini yansıtır.
- Tipik adet şikayetleri de doğumun bir tür kolektif adet görme sayılmasıyla bu bağlamda anlaşılabilir.
- Kadın histerisi vakalarında, doğuma temellenen bedensel semptomların heteroseksüel Oedipus kompleksi bağlamında (libidonun babaya kaydırılması, hayal kırıklığına tepki, suçluluk duygusu) kullanıldığı gözlemlenmiştir. Bu semptomlar, patolojik olarak babaya aktarılan libidonun (anneyle özdeşleşme) kalıntılarıdır.
- Histerik nevroz tipinde, bilinçdışının beni geriletmesini engellemek için ilksel travmayla ilgili kaygı duygusu gibi daha kuvvetli bir araca ihtiyaç duyulur.
- Zorlantılı Nevroz (Obsesif-Kompulsif Nevroz):
- Zorlantılı nevrozun ardında, neredeyse düzenli olarak doğum travmasına doğrudan bağımlı histerik bir çekirdek bulunur. Bu “histerik” çekirdek, her çocuk nevrozunda bulunduğu düşünülen bir temeldir.
- Başlangıçtaki bedensel semptomlardan (zorlantılı davranışlar) hastalıkla salt ruhsal, hatta zihinsel olarak başa çıkma denemesine giden bir yol izlenir.
- Tipik zorlantılı düşünceler (kafa yorma) ve tavır, analizin gösterdiği gibi, çocuksu bir mesele olan “çocuklar nereden gelir?” sorusuna (“anal çocuk” kavramıyla bağlantılı olarak) ve çocukluktaki ilk doğum travmasıyla zihinsel çabayla baş etme denemelerine bağlanır. Bu, çok yönlü ve çelişkili olan ilksel çatışmayı zihinsel bir çabayla aşma denemesidir ve sonradan devleşmiş boyutlarda geri döner.
- Zorlantılı nevrotik kişi, “tümgüçlü düşünce” yolundan geçerken sonunda o özlenen ilksel duruma (rahim içi) dönmüş olur (Ferenczi’ye göre). Bu düşünceler, ölüm ve ölümsüzlük, öbür dünya ve cehennem gibi felsefi spekülasyonları da içerebilir. Bu, doğumdan önceki hayatın geleceğe, ölüm sonrasına yansıtılması gibi kaçınılmaz bir yansıtmayı tekrarlar.
- Ahlaki ketlenmeler (aşırı ahlaklılık, merhamet) veya kişinin kendine yönelik cezalandırmalar (mazoşizm, depresyon) gibi farklı tepki oluşturma yolları, doğrudan anneye yönelik ölüm arzusunu (anneye geri dönme özlemini aşma yolu olarak) ikame edebilir.
- Zorlantılı nevrozda aynı engelleme etkisi, ben merciilerinin (süper egonun) aşırı önem kazanmasıyla elde edilir.
- Psikoz:
- Psikotik istisna durumları (halüsinasyonlar, bilinç bulanıklıkları, katatoni), dölüt ortamına geri dönüşler olarak anlaşılabilir.
- Psikotik kuruntular (sanrılar) içeriği ilksel durumu yeniden oluşturmaya yöneliktir. Bunlar, artık libido için uygun olmaktan çıkmış bulunan dış dünyayı en iyi dünyayla, rahim içindeki varoluşla değiştirmeye yönelik girişimlerdir. Akıl hastalarının öykülerinde yığınla doğum fantezisine rastlanır.
- Şizofrenideki “Etkileme Aygıtı” (Tausk), anne karnında cinsellik edinmiş bedenin yansıtılışı, dölüt gelişiminin sonu ve rahim dışı gelişimin başlangıcına karşılık gelen libido konumuna karşı bir savunmadır.
- Katatonik uyuşma hali ve katalepsi gibi semptomlar, dış dünyayı reddederek anne karnına geri dönme veya organları kendine ait değilmiş gibi hissetme, yabancı bir iradeye teslim olma gibi durumları ifade eder. Bunlar, en ilkel ben işlevlerini bile terk etmiş bir ruhun dölütün ve süt bebeğinin bakış açısına geri çekildiği en son sığınma noktalarıdır.
- Paranoyanın tipik özelliği, dış dünyanın rahme dönüştürülmesi ve hastanın rahme özgü düşmansı etkilere (elektrik akımları vb.) açık hale gelmesidir. Annenin koruyucu bedeni, baba figürüne duyulan duygu dönüşümü (nefret) ile tek ve devasa bir düşman nesne haline gelir.
- Epileptik krizler gibi krizler, doğum olayının kalıntılarını en açık şekilde gösterir. Kriz öncesindeki mutluluk havası doğum öncesi libido tatminini, kasılma krizi ise doğum olayını tekrarlar.
- Psikozlarda id çok güçlü, ben ise çok zayıftır, bu da korkunç sonuçlara yol açar.
Özetle, Rank’a göre doğum travması, histeride bedensel yeniden üretimler ve kaçınmalar, zorlantılı nevrozda zihinsel çaba ve sembolik geri dönüş yolları, psikozda ise doğrudan regülasyonlar ve fanteziler (delüzyonlar, halüsinasyonlar) şeklinde farklı nevroz türlerinin çekirdeğini oluşturur. Tüm bu rahatsızlıklar, kişinin ilksel kaygı kaynağı olan doğum travmasını aşamama veya inkar etme çabasının bir sonucudur.
Kaynak : Otto Rank Doğum Travması Metis Yayınları