Jungiyen Analist Michael Fordham’ın Yazdığı “The Self and Autism” Kitabı Üzerine

“The Self and Autism” adlı eser, Jungcu analist Michael Fordham tarafından yazılmış temel bir kitaptır. Bu kitap, Karnac Books tarafından yayımlanan “Library of Analytical Psychology” serisinin Üçüncü Cildidir ve 1976 yılında basılmıştır.

Kaynaklar, Fordham’ın bu eserinde geliştirdiği yaklaşım ve içgörülerin, özellikle “ilksel benlik” (primal self) ve “deentegratif-reentegratif arketipsel süreçler” kavramlarına odaklanarak, sadece otizm için değil, aynı zamanda şizofreniler, borderline durumlar, narsisistik kişilik bozuklukları gibi diğer klinik durumların anlaşılması için de bir temel oluşturduğunu vurgulamaktadır. Yani, “The Self and Autism” bu daha geniş psikopatoloji yelpazesini anlamak için anahtar bir metin olarak görülmektedir.

Fordham’ın bu kitaptaki temel kavramlarından biri, ilksel benliğin gelişimi ve patolojisidir. Fordham’a göre, ilksel benlik, gelişmekte olan psişik yapılara “deentegrasyon” süreci aracılığıyla katkıda bulunur. Bu deentegrasyon, hem psişik hem de fizyolojik bir süreçtir. Deentegre olan parçalar, bütünlük özelliklerini taşır ve dış nesneyi bu bütünlüğün bir parçası olarak ele alır. Başlangıçta, geliştirilen tüm yapılar, gerçek nesnelerin algılanması dahil, ilksel benliğin mutlak kriterlerine uyar ve bunlar “benlik-nesneleri” (self objects) olarak deneyimlenir.

Şizofreni gibi durumlarda, “The Self and Autism”da ele alınan temel bir patoloji, benlikte bir kusur ve deentegratif-reentegratif süreçlerde bir başarısızlıktır. Bu başarısızlık, erken oral-ilkel düzeydeki benlik-nesne ilişkilerinde bir fiksasyona ve gerilemeye yol açar. Sonuç olarak, bölünme (splitting), birleşme (merging) ve net sınırların olmaması gibi durumlar ortaya çıkar. Bu psikotik durumlar, telafi edici ve savunmacı roller üstlenen ilkel benlik-nesnelerine dayalı özdeşleşmeleri içerir. Bu benlik kusuru ve net farklılaşma eksikliği, kişide önemli ölçüde psikobiyolojik hassasiyet ve uyum zorluğu yaratır.

Kitapta, şizofrenide yaşanan süreçler ile, bedenin kendi dokusunu yabancı olarak algılayıp saldırdığı otoimmün hastalıklar gibi psikozomatik süreçler arasında potansiyel analojiler de tartışılabilir. Bu analoji, benliğin parçalarının benlik olmayan olarak muamele görmesi fikriyle bağlantılıdır ve bu fikir, Fordham’ın otizm üzerine yaptığı çalışmalarda da yer alır.

Özetle, “The Self and Autism”, Michael Fordham’ın, özellikle ilksel benliğin normal ve patolojik gelişimini, deentegrasyon/reentegrasyon süreçlerini ve erken benlik-nesne ilişkilerinin rolünü ele aldığı, Jungcu psikopatolojiye dair temel bir eserdir. Kaynaklarda bu eser, en ciddi ruhsal bozuklukların (şizofreni, borderline, narsisizm vb.) anlaşılması için bir köşe taşı olarak sunulmaktadır.

Erken gelişimsel temellerin, bireylerin veya sistemlerin (organizasyonların) stres ve değişim karşısında gösterdiği reaksiyonlardaki derin etkilerini anlamak faydalı olabilir. Fordham’ın bu eserde sunduğu çerçeve, en derin düzeydeki kırılganlıkların ve ilkel savunma mekanizmalarının nasıl işlediğine dair bir model sunar.